Dudaklarımı İnosukenin dudaklarına bastırırken ne düşündüğümü inanın bilmiyodum! İlk başta hareketsiz dursa da sonra elini belime koymaya yeltendi. Tabii Zenitsunun sesini duymasaydık!
"Çüş yuh oha yani abarttınız sanki!" ben artık ellerimle yüzümü kapatarak sabır diliyodum. İnosuke ise yerden bulduğu bir taşı Zenitsunun kafasına atıyodu. Taş kafasına tam isabet etmiş olmalı ki acıyla sızlandı. "TANJİROOĞ BENİ DÖVÜYOLAAAĞR!" tabii Tanjiro 41. Rüyasını gördüğü için gelmemişti. Zenitsu da gelmeyeceğini anlayınca içeri kaçmıştı. İnosukeye bakarak kıkırdadım. O da çatmış olduğu kaşlarını düzelterek bana gülümsedi.
"Hava çok güzel değil mi?"
"Hı hı" diyerek onayladı. Gidip çimlerin üzerine uzanarak yıldızlara baktım. O da yanıma gelip çimlere uzandı. Kafamı sağa çevirip ona baktığımda gözlerindeki hüzünü gördüm.
"Noldu iyi misin?"
"Annemi hatırlıyo musun?" Düşündüm. Sanırım yüzünü az da olsa hatırlıyodum.
"Az biraz hatırlıyorum. Aslında senin büyümüş kadın halindi neredeyse hiçbir farkınız yoktu yani." Gözlerindeki hüzün biraz da olsa azalmıştı.
"Aslında onu her zaman merak etmişimdir. Onun yanımda olmasını çok isterdim. Bana yapılan her iyilik bana onu hatırlatıyo sanki." Sadece gülümsedim. Böyle durumlarda ne diyeceğimi bilmiyodum.
"Bana geçmişini anlatsana." neleri anlatabileceğimi düşündüm.
"21 Nisanda doğdum ilk önc-"
"Ne sen benden büyük müsün?!"
"Sen hangi ayda doğdun ki?
"22 Nisandı herhalde." kıkırdadım.
"Sadece 1 gün ama neyse ben anlatmaya devam ediyim. Küçük bir kasabada yaşıyorduk. Babam ben 2 yaşındayken öldü. Ablam iblis avcısıydı Fujiwara da hazırlanıyodu. Ben ne kadar çok antrenman yaparsam yapıyım katanam renk değiştirmedi. Ailemiz nesillerdir Kan Nefesiyle ilgileniyodu. O yüzden ablam ve annem beni bu nefes tekniğine göre eğitmişlerdi. Ben bir gün kendi bedenime göre antrenman yapmaya başladım. Kan nefesine çok benzeyen ama kan nefesi olmayan bir nefes tekniği icat ettim. Mavi Kan Nefesi. Birkaç yıl önce Fujiwaranın iblis olduğunu öğrendim. Öğrendim ve onu öldürdüm. Nasıl yaptığımı bende bilmiyorum aslında. Sonra iblis kan sanatıyla anılarını bana yükledi ve ben kendimi o sanmaya başladım işte tabii sonradan eski halime döndüm. "
"İblisler tanıyo musun yani? " dedi şaşkınlıkla.
"E yani aslında insan olsalar iyi iblisler de vardı. Orada benle dalga geçen vardı beni koruyanda. Akaza beni korurdu hep. Keşke insan olarak tanısaydım onu."
"Nasıl biriydi ki."
"Kadın ve çocukları yemiyordu tabii yine insan yemiyordu ha bu arada ben insan yemedim. Akazanın böyle yüzünde ve vücudunda çizgiler var Üst 3-"
"Bir dakika yüzünde ve vücudunda çizgiler mi var?! Üst 3 mü? Saçları da pembemsi mi?"
Başımı sallayarak onayladım. O ise sinirle kaşlarını çattı.
"Bu o Ateş Hashirası öldüren iblis!" şaşkınlıkla hızlıca doğruldum.
"Kyojuro-sanı Akaza mı öldürdü?!"
Başını hızlıca salladı. Kaşlarımı çattım. Bu affedilemezdi. Rengoku-sanın ölümünün sebebi Akaza olması gözlerimi doldurdu. İkisini de öyle çok değer veriyordum ki. Ama Akazanın yaptığını affedemezdim. Ne olursa olsun Kyojuro-san benim abim gibiydi. Ona yaptığının hesabını vercektim. Uykumuz gelene kadar sohbet ettikten sonra odalarımıza çekildik. Odama geçtikten sonra yatağa uzandım. Uyumaya çalışıyorum fakat uyuyamamıştım. En sonunda yürüyüş yapmaya karar vermiştim. Gerçi son yürüyüş yaptığımda pek hayırlı şeyler olmamıştı ama neyse. Yanıma kılıcımı bile almamak gibi bir aptallık yaparak dışarı çıktım. Dışarı iblis kaynıyor olabilirdi ama kılıcımı taşıyacak halim yoktu.Kelebek konağında dışarı çıktım ve koşmaya başladım. Neden yapıyodum bilmiyodum ama iyi gelmişti. Baya koştuktan sonra yorulup durdum. Arkamdan gelen hışırtı sesiyle irkildim. Ama bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim. Yerde gördüğüm bir odun parçasını alıp sallamaya başladım. Oynuyormuş gibi yapıyordum fakat herhangi bir saldırı olursa kendimi savunmak için almıştım. Arkamdaki şahıs veya şey bir iblisse bu sopa beni nah korurdu ama en azından bir silahtı. Adım sesleri hala devam ediyordu ve ben daha fazla dayanamayıp elimdeki odunu arkamı dönüp yere yakın bir şekilde hızlıca savurdum. Acıyla inleme sesi gelince yerdeki kişiye baktım.
"Senin ne işin var burada İnosuke?!"
Tahmin ettiğimden daha hızlı vurmuş olmalıyım ki ayağa zar zor kalktı."Konaktan çıktığını görünce merak ettim ve peşinden geldim niye vurdun be!"
"Ay ben ne biliyim sen olduğunu hiç seslenmedinde korktum."
"Neyse acımadı zaten Hadi gidelim sabah olacak neredeyse." başımla onaylayıp yürümeye başladık. Yani ben yürümeye başladım İnosuke ise olduğu yerde kıpırdamadan duruyordu. "Hadi gelsene." demiştim fakat o kıpırdamıyor bön bön suratıma bakıyordu. "Ben gelemiyorum."
"Ne niye lan?!"
"Sende be gücü var lan öyle ayağımı kıpırdatamıyorum!"
"NE ay ben özür dilerim Bi anlık şeyle öyle vurdum." sonra hızlıca kolunun altına girdim.
"Hadi yürü aslan parçası yaparsın." Omzuma dayanarak yavaş adımlarla yürümeye başladık. Gerçekten o kadar hızlı vurmuşmuydum yahu. Yani tabii güçlü bir kızım hakkımı yemeyelim de. Bacağını kıracak kadar da hızlı vurduğumu zannetmiyorum açıkçası. Tahmin ettiğimden daha çok uzaklaşmıştım. Yani mal gibi gece vakti koşmasaydım omzum çürümeyecekti. "İnosuke ayıptır sorması kaç kilosun?"
"Bilmem ki sence kaç kiloyum?"
"Yani şuan bence 100 kiloyu geçiyorsun ama bilemedim." kıkırdayarak yürümeye devam ettik. Kelebek konağının kapısının önüne geldiğimizde sabah olmuştu. Bir daha gece dışarıya çıkmayacaktım. Kapıyı açıp bahçeye sessizce girdik. Tam içeri geçiyorduk ki arkadan gelen ses bizi durdurdu.
" Nerden geliyorsunuz siz?!" Aoinin sesiyle İnosuke kolunu daha fazla omzuma sardı. Arkamızı dönüp "Yürüyüşe çıkmıştık" dedim zoraki bir gülümsemeyle. Bakışları İnosukenin omzumdaki koluna kaydığında duraksadı.
"Anladım." deyip içeri girdi. İnosuke ise uyuyacağını söyleyip omzundaki kolunu çekip gayet rahat bir şekilde yürüdü.
"Lan sen yalan mı söyledin!?" diye bağırdığımda kahkaha atarak kaldığı odaya geçti. Omzum çürümüştü yahu insaf! Gerçi bunca zamanı sarılmaya yakın bir şekilde geçirdiğimizi düşününce kızgınlığım geçmişti. Çok yorgun olduğum için başımı yastığa koyduğum an uykuya dalmıştım...
✨EVEEET bu bölümde bu kadardı farkettiyseniz artık bölümler daha hızlı gelmeye başladı. Umarım hep bu hızda yazarım. Bu arada 5 6 bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum çünkü aklıma bişi gelmiyor ŞMXŞDNXLXNX. Neysee Hadi şu yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayın. Öpüldünüz mucukk✨✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon slayer X Reader
Fanfiction""Üç tane Mizunoto'yu eğitmenizi istiyor." Ne?! Üç tane Mizunoto mu? Ben daha kendimle ilgilenmiyorum bi de onları mı eğiteceğim."...