"Ne iblisi?" İnosuke'nin sorusu kaskatı kesilmeme sebep olmuştu. "Açıklasana Osamu." Daki'nin sırıtarak söylediği sözler ona olan nefretimi bana tekrar hatırlatmıştı. Aptal Daki!
"Ne saçmalıyorsun seni tanımıyorum bile." Arkama baktığımda İnosuke maskesini çıkarıp düzelttikten sonra yeniden taktı. Tanjiro yerde öksürük krizinden çıkmaya çalışırken Zenitsu'nun kafası karışmış gözüküyordu. Tengen-sama ise kaşlarını çatmış açıklama bekler gibi bana bakıyordu. Daki ilk önce İnosuke'ye sonra bana baktı ve sırıttı.
"Hey domuz kafa yüzün tanıdık geldi sana da gelmedi mi Osamu?" Lafın nereye gideceğini anladığımda sertçe yutkundum. "A-arkadaşım olduğu için tabii ki de yüzü tanıdık." Gerçekten burda durmuş Daki'yi öldürmem gerekirken onunla konuşuyordum! "Öyle mi bende annesine çok benzediği için tanıdığını sandım. Douma'yla birlikte öldürmüştün ya onu." Diyerek kahkaha attığında sinir kat sayım giderek artıyordu! Önceden iblis olduğum doğruyda fakat ben iblis olduğumdan beri kimseyi öldürüp yememiştim ki! Tabi önceden sevgili kardeşim yaptıysa bilemezdim. Ama emin olduğum bişey vardı İnosuke'nin annesini ben öldürmemiştim! Fujiwara'nın anılarında da bu yoktu.
"Ne diyor bu Fujiwara?! Tengen-sama'nın sesi kulağımı doldururken güçlükle yutkundum. "Ne dicek yalan söylüyor ona inanmadınız değil mi?" Diyerek güldüm fakat kimsenin bakışı değişmedi. İnosuke bağırarak "ANNEMİ SEN Mİ ÖLDÜRDÜN?!" Hızlıca başımı iki yana salladım. "Yapmadım, yemin ederim yapmadım."
"ÖYLEYSE İSMİNİ NASIL BİLİYO?!" Sertçe yutkundum. Önceden İblistim demek şuan işleri düzeltmiyecek aksine daha da beni batıracaktı. Çünkü sadece Tamayo-san ve Tanjiro biliyordu. Yapılacak en kötü şeyi yaptım sessiz kaldım...
İnosuke katanasını çıkararak bana doğru savurdu. Eğer hemen çekilmeseydim yüzümde oldukça tatlı(!) bir ize sahip olabilirdim. Ama öyle olsaydı dahi kalbimdeki acıyı hiçbir şey geçemezdi. Ve yükselen öfkemi... Daki'ye baktığımda kıs kıs güldüğünü gördüm. Bu son gülmesi olacaktı. Tengen-sama ve Zenitsu İnosuke'yi durdururken ben Göz açıp kapıyana kadar katanamı Dakini boynuna saplamıştım bile.
-Kan Nefesi Dördüncü Form Dilimleme Kapları-
Başını boynundan ayırdığımda herkes bana bakmaya başlamıştı. Hızımı alamayıp bedenine kılıç darbelerimi indirmeye devam ettim. Yerden kalkan Tanjiro'yu gördüğümde olanları duymuş olduğunu anladım. Ama herkesten farklı bana inanan gözlerle bakıyordu. Bunun sebebi ona anlatmam olmalıydı. Keşke baştan herkese anlatsaydım...
Daki'yi öldürmem herkesde kısa bir şaşkınlık yaşatmıştı. Ama henüz bitmemişti. Gyutaro vardı. Tabii burda bunu sadece ben biliyordum. İnosuke'ye dönerek konuşmaya başladım. "Ben yapmadım yemin ederimki ben yapmadım. Hepinize açıklayacağım ama şimdi olmaz savaş daha bitmedi." Tengen-sama tek kaşını kaldırarak. "Nerden biliyorsun?"
"Anlatıcağım yeter ki sabah olsun ve şu savaş bitsin."
Tanjiro'ya döndüğümde dikkatlice koluma baktığını gördüm. "Mi-Fujiwara san dövmeleriniz..." diyerek kolumu işaret etti. Koluma baktığımda kolumdaki dövmelerin silikleştiğini gördüm. Demek ki Mizuki olmam uzun sürmeyecekti. Aslında buna seviniyordum çünkü gerçek ben olacaktım. Bu sahte bedende ve iğrenç anılarla kalmak istemiyordum. Aklıma dank eden şeyle kanım dondu. Ben eski halime dönersem bırak Hashira olmayı bırak İblis Avcısı bile olamazdım! Düşüncemle ellerim titremeye ve gözlerim dolmaya başladı. Kendimi bildim bileli hep Hashira olmak için uğraşmıştım ve şimdi bütün uğraşlarım boşa gidecekti! Şimdi bunları düşünmeyi bırakmalıydım. Çünkü önümde daha zor olacak bir savaş vardı. Daki ağlamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon slayer X Reader
Fanfiction""Üç tane Mizunoto'yu eğitmenizi istiyor." Ne?! Üç tane Mizunoto mu? Ben daha kendimle ilgilenmiyorum bi de onları mı eğiteceğim."...