Merhaba canlarım. Nasılsınız? Yeni bölümümüz yayında. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Okumaya başladığınız tarihi ve saati yazın lütfen.
--------------------------------------------------------------
Salona girdiklerinde Galip Bey'in gazete okumaya devam ettiği gözlerine çarptı. Gündemden hiç geri kalmazdı ve ülkesinde olan biten her şeyi bilmeye çok önem veriyordu.
"Baba." diyen Yetkin'in sesini duyduğunda bakışlarını gözlerini gazeteden çekip oğluna çevirdi. "Ooo." dedi. "Kimler gelmiş kimler. Hoş geldin evladım."
Bakışları Yetkin'den Algın'a yöneldiğinde, genç kızı görmenin üzerinde yarattığı rahatsızlığı belli etmemeye çalıştı. "Sen de hoş geldin kızım." dedikten sonra bakışlarını masaya yönlendirdi. "Herkes geldiğine göre o halde sofraya geçelim." Eli ile masayı işaret etti. "Hadi buyurun."
Galip Bey, onlardan önce hareket etmiş ve her zamanki gibi başköşeye oturmuştu.
Yetkin, Algın ve Öznur'un da oturmasının ardından masada herkesin yerini aldığını gören Kumsal Anne, yemek servisine başladı. Yaptığı yemekler çok leziz görünüyordu.
Galip Bey, Yetkin uzunca süredir Holding'e gelmediği için oğluna bilmediği şeyleri anlatmaya başladı. Yemek sırasında iş hakkında konuşulmasından rahatsız olan Kumsal Anne "Aaa! Yemekte de mi iş konuşacaksınız? Size bundan sonra yemekte iş konuşmayı yasaklıyorum. Ben saatlerimi harcayıp sizin için birbirinden güzel yemekler pişireyim, siz de şirketle ilgili konuşup ağzınızın tadını kaçırın ve yemeklerimin tadını alamayın. Yok, öyle bir şey. İtiraz istemiyorum. Şimdi bu yemekler bir güzel bitecek ve tadı da alınacak." dedi.
Galip Bey, önce şaşırdı sonra da güldü. "Haklısın Kumsal Hanım." dedi. "Söz, bir daha olmaz. Senin bu güzel yemeklerinin tadını almak varken, ağzımızın tadının kaçması kötü olur."
Galip Bey ile Kumsal Anne konuşurken, Algın sessiz kalmıştı ve çorba kâsesine doldurulan yoğurt çorbasını içmeye devam etti. İçinden bir ses bugünün kötü biteceğini söylüyordu.
♥♥♥
Yemek bitip sofradan kalktıklarında Kumsal Anne gelmiş ve masayı toplamaya başlamıştı. "Nasıl olmuş bakayım yemeklerim?" diye sorduğunda Yetkin ile Galip Bey aynı anda "Müthiş olmuş. Ellerine sağlık." dedi.
Yetkin, Kumsal Annenin yemeklerine kimsenin su dökemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden "Biliyorsun ki Kumsal Annecim, kimse senin yemeklerine su dökemez ve yemeklerini hele bir beğenmeyen olsun, anasından emdiği sütü burnundan getiririm." diyerek konuşmasını sürdürdü.
Bu sözler, Kumsal Annenin keyfini epey yerine getirmişti. Bunu yüzünden rahatlıkla anlayabiliyordunuz. "Afiyet olsun." dedi şen şakrak bir şekilde ve masayı toplamaya devam etti.
Yetkin konuşmaya devam ederken, Galip Bey çoktan kendisine ait olan ve kimseyi oturtmadığı tekli koltuğuna oturmuştu. Bakışlarını elinden geldiğince Algın'a çevirmemeye çalışıyordu ve ortamı germemek için uğraşıyordu.
Algın, Yetkin henüz oturmadığı için ayakta dikilmeye devam etti. O da pek çok insan gibi ilk kez gittiği bir yerde ev sahibine göre hareket etmekteydi.
Galip Bey, bakışlarını oğluna çevirdiğinde "Daha ayakta dikilmeye devam edecek misiniz yoksa oturacak mısınız?" diye sordu.
Algın, gözlerini yeniden Yetkin'e çevirdikten sonra kaş göz işareti yaparak hadi oturalım, demeye çalıştı. Yetkin, başını aşağı - yukarı salladıktan sonra "Birazdan geliyoruz baba." dedi. Algın'ın elinden tutarak onunla bahçeye çıkmak üzere yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron - Tek Aşkım Sensin
Teen FictionHayatı darmadağın olan, yakışıklı ve yetişkin bir adam... Adamın hayatının darmadağın olduğu günde hayatını düzene sokmaya başlayacağını düşünen bir kadın... İkisinin de peşinde olan biri var ve bu kişiye karşı birlikte direnmek zorundalar...