BÖLÜM 1

160 12 0
                                    

Merhaba canlarım. Nasılsınız? Yazmış olduğum Patron - Tek Aşkım Sensin isimli romanımın ilk bölümü sizlerle. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. 

Okumaya başladığınız tarih ve saati buraya yazın lütfen.

Hayat aslında sanıldığı kadar güzel değildi. Hele ki bir erkek arkadaşınız varsa. Erkek denilen, kendini özene bezene yaratılmış ve her şeyden üstün gören bu varlıklar yüzünden başımıza neler geliyordu neler.

Şiddet, küfür, taciz, tecavüz, cinayet ve daha sayamadığım pek çok şey. Kendimizi ne kadar korumaya çalışsak da bir türlü başarılı olamıyorduk. Her güne yeni bir şey çıkıyordu. Haberlerde gördüğümüz olaylar milyonda biri bile değildi.

Algın, yukarıda sözü geçen olaylardan bazılarını yaşayan kadınlardan sadece biriydi. Erkek arkadaşı Emrah'tan şiddet görmemişti ama karşısına çıkan yalanlar, ilgisizlik ve aldatılması canını çok yakmıştı. Peki, sonrasında ne mi olmuştu? Çıkmış oldukları yemekte Emrah'ı terk etmişti.

Emrah, o kadar iğrenç bir insandı ki terk edilmesine rağmen Algın'ı arayıp rahatsız etmeye devam ediyordu. Çağrının sonlandırılması seninle görüşmek istemiyorum anlamına geliyorken, belli ki Emrah için öyle değildi. Ne düşünüyordu? Genç kızın beni aramaya ve rahatsız etmeye devam et dediğini mi?

Bütün bu aramalara dayanamayan ve Emrah'ın ısrarlarından rahatsız olan Algın, en sonunda telefon numarasını değiştirme kararı almıştı. Eski hattını iptal ettirip yeni bir hat almasına rağmen, değişen bir şey olmamıştı. Hatta her şey hattını değiştirmesiyle daha kötüye gitmişti.

Emrah, Algın'ı telefonla aramaktan vazgeçip sürekli evine gelerek rahatsız etmiş, pek çok kez sarhoş bir halde gece yarısı kızın kapısına dayanmıştı.

Artık sabrının fazlasıyla zorlandığını düşünen Algın, yakın bir arkadaşının vasıtasıyla bulduğu bir eve taşınıp adresini değiştirmişti. Adresini bilmeyen ve taşındığını anlayan Emrah'ın rahatsız edemeyeceğini düşünüyordu.

Kısa sürede eşyalarını evin içine yerleştirmişti. Üç oda bir salon olan evinin kirası da oldukça uygundu. Elindeki parası bitmeden bir işe girebilirse önümüzdeki aylarda evinin çıkaracağı masrafları ödemekte zorluk çekmeyecekti.

Algın, taşındığı evine biricik yavrularını da getirmişti. Onları orada yapayalnız bırakamazdı. Hepsi onun öz evladı gibiydi. Kedileri onun her şeyiydi.

Evine iyice yerleşmesi üzerinden birkaç gün geçmişti. Telefonu artık yerli yersiz çalmıyor ve Emrah kapısına dayanmıyordu. O kadar çok rahatlamıştı ki, ne kadar şükretse azdı.

Emrah, eli kolu her yere uzanan bir insan olduğundan Algın'ın taşındığı adresi ve yeni numarasını bulmak çok zamanını almamıştı. Yeniden genç kızı aramalarıyla ve evine ansızın gitmeleriyle rahatsız etmeye devam etti.

Genç kız, artık canına tak ettiği için en sonunda soluğu savcılıkta almıştı. Amacı Emrah'ı şikâyet etmek ve uzaklaştırma kararı aldırmaktı.

Emrah'ı şikâyet etmişti etmesine ama bir süre sonra gerçekleşen dava yeterli delil olmamasından dolayı -sözde- kapanmıştı. Üstelik Emrah için uzaklaştırma kararı da alınmamıştı. Adalet hep zenginlerden yana değil miydi zaten? Öyleydi. İşin kötü yanı da buydu.

Mahkemenin sonlandığı gün, Yetkin Mirzanlı da Adliye'ye gelmişti. Mirzanlı Holding olarak anlaşma yaptıkları bir yemek şirketi, düzenlenen yemekte konukların zehirlenmesine neden olmuştu. Zehirlenen kişi sayısı çok fazlaydı.

Patron - Tek Aşkım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin