BÖLÜM 9

18 3 0
                                    

Merhaba canlarım. Nasılsınız? Yeni bölümümüz yayında. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Okumaya başladığınız tarihi ve saati yazın lütfen.

--------------------------------------------------------------

Algın, defalarca çırpındı ama kendini tutan kişiden kurtulmayı başaramadı. Elinin büyüklüğünden adam olduğunu düşünüyor ama ses tonundan cinsiyetini bir türlü çıkaramıyordu. Büyük ihtimalle helyum gazı kullanarak sesini değiştirmişti. Şu anda duymaya devam ettiği ses tonunun başka bir açıklaması olamazdı.

Algın, yeniden çırpında ama yararsızdı. Bu kişinin kendisini bırakma niyeti yoktu kesinlikle. Üstelik bu gücü, onun erkek olduğuna kesin olarak kanaat getirmesine sebep olmuştu.

Adam onu sürükleye sürükleye bir aracın yanına getirmiş, ortaya çıkan başka bir adamın açtığı kapıdan zorla aracın içine sokmuştu.

Algın, korkmaya başladığını hissetti. Onu yakalayanlar her kimse yüzlerini göremiyordu ve kalbi hızla atmaya başlamıştı. Onlar karşısında hiçbir şansı olmadığını düşünüyordu. Yine de pes etmeyecekti. Nasıl ki Emrah'a karşı dimdik durduysa, onlara karşı da öyle duracaktı. Hayatı ucuz değildi. Hiçbir insan onu bu şekilde korkutamaz ve yaşamasını kısıtlayamazdı.

"Biliyor musunuz bilmiyorum ama, benim burada yaşadığımı bilen bir sürü insan var. Ayrıca Yetkin Bey, muhakkak gelip beni kurtaracaktır. Ne zaman kafam sıkışsa ve bir problem olsa yanımda oluyor."

Gerçekten Yetkin gelecek miydi? Algın, düşüncesinde haklı mıydı? Genç adam nereden bilecekti ki Algın'a karşı bir kaçırma girişiminde bulunulduğundan? Kurduğu hayaller boştu. Hiçbir insan birine bir şey olduğunu hissetmezdi. Bazı istisnai durumlar dışında.

Adamlardan biri soluğu sürücü koltuğunda aldığında "Öyle bir şey olmayacak. Boşuna umutlanma." diyerek bağırdı. "Çünkü onu da etkisiz hale getirdik."

Yetkin, adamın sözlerinin hemen ardından aracın kapısını açmış ve "Emin misin?" diye sormuştu. Adamın yakasına yapıştığı gibi onu araçtan dışarı çıkarmış ve hiç düşünmeden kafa atıvermişti. Aldığı darbenin ardından kendini yerde bulan adam, tekmelerden nasibini ardı ardına almaya devam ediyordu.

Algın, Yetkin'in geldiğini ve sürücü koltuğunda oturan adamı araçtan indirdiğini gördüğünde, kaybolan güveninin yeniden geldiğini hissetti. Aracın içinde oturmaya devam eden ve ağzını kapatan adama "Şimdi mahvoldunuz işte. Yetkin, sizi hapse sokmadan hayatta buradan gitmez." dedi. Onu tanıdığı kadarıyla çok varlıklı bir insandı ve eli - kolu her yere erişebildiğinden, adamların hapse girmesini sağlamak onun için çocuk oyuncağıydı.

"Sen öyle düşünüyor olabilirsin ama bu iş burada bitmedi."

Adam, cümlesini tamamlamasının ardından elini beline doğru götürdü ve beline koymuş olduğu silahı çıkararak genç kıza doğrulttu. "Şimdi düşün bakalım. Kim daha güçlü? O mu yoksa ben mi?" Konuşurken sesi hala helyum gazının etkisindeydi. Algın, yutkundu. Her şeyi düşünmüştü ama bunun olacağı aklına gelmemişti. Resmen adamlar planlı olarak onu kaçırma girişiminde bulunmuşlardı. Her ihtimale karşı yanlarında silah getirmiş ve kullanması gereken zaman ortaya çıkınca da fırsatını kaçırmamışlardı.

Yetkin'in aracını yolda hızla ilerlerken gören Pars, kız arkadaşının yanına gitmekten vazgeçmiş ve Yetkin'i takip etmeye başlamıştı. Arkadaşı ne zaman ki aracını hızlı kullanırsa, bu durum yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunun habercisi demekti.

Yetkin'in aracını park etmesinin ardından uzaktan onu izlemeye devam etmiş ve araçtan inmemişti. Bir genç kızın zorla araçlardan birine doğru sürüklendiğini görmüş, ardından kapısı açılan bir araca bindirildiğini saniyesi saniyesine bir film izler gibi izlemişti. Yetkin, aracından indikten sonra genç kızı zorla araca bindiren adamlardan birisini araçtan indirip adama kafa atmış, sonrasında da pek çok kez tekmelemişti. Durum kötüydü. Ortada bir kaçırma girişimi vardı ve Yetkin ortaya çıkarak canını tehlikeye atmıştı.

Patron - Tek Aşkım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin