Kafam darmadağın olmuştu. Ruhum büyük bir enerji yüküyle patlamaya çalışıyor olsa da beynimin ve düşüncelerimin ona ayak uydurabilecek gücü kalmamıştı. Ruhumda oluşan bu enerji ,sert bir kalp çarpıntısı olarak kendini boşaltmak istiyordu. Sersem gibi olmuştum ama uyuyamıyordum.Bunaldım , yüreğimin çırpınışlardan kurtulmak ve beyin loplarımı yeniden harekete geçirebilmek için evden çıkmak, biraz hava almak istedim. Üzerime hızlıca birşeyler giydim .Olabildiğince sessiz hareket ederek dışarı çıkmak istedim. Karanlık olduğundan ve ışık yakarak kimseyi rahatsız etmek istemediğimden telefonumun ışığını kullandım. Sigaramı ve çakmağımı da cebime koyup usulca odamın kapısını araladım. Salonun ortasındaki sehpaya ayağım çarpınca ufak bir gürültü oldu , ayak serçe parmağımın acısıyla olduğum yerde tek ayak üstünde bir iki kez zıpladım. Yüreğimin çarpıntısı beni öylesine sıkıştırmıştı ki deli gibi koşmak bütün enerjimi sonuna kadar boşaltıp rahatlamak istiyordum. Sonunda evin kapısından dışarı çıktım .Tahta merdivenlere takılıp düşmemek için daha hassas davranarak yavaş yavaş inmeye çalıştım. Çünkü dengemin yerinde olduğunu pek söyleyemezdim. Avluya çıktıktan sonra bahçe kapısına doğru yöneldiğim anda kapının yavaş yavaş açıldığını gördüm. Olduğum yerde duraksadım. Gecenin yarısı kim gelebilirdi ki! Ay ışığı da yoktu ve heryer zifiri karanlıktı. Köy yeri olduğundan buralarda sokak lambası da olmazdı. Dışarısı oldukça karanlıktı ve köpek havlamalarından sonra gecenin sessizliğini bozan bir uğultuyla irkildim. Korku filmlerindekine benzer, ruh ya da şeytan sesleri gibi , belli belirsiz ve yükselip alçalan bir döngüde ses devam ediyordu. Telefonumun ışığını bahçe kapısına doğru tuttum ve içeriye doğru adım atan bir ayak gördüm. Bu bir çocuktu . Diğer ayağını da içeri atttı.Yüzü telefonumun ışığıyla daha bir aydınlandı. Bu tanıdık bir yüz gibi geldi. Deli gibi atan kalp atışlarım daha da hızlandı. Kim bu dediğim anda çocuğun polis aracıyla vurduğum çocukla aynı kişi olduğunu farkettim .
Rüya görüyorum evet şu an rüyadaydım ve bunu farkettim.Kendimi cimdikledim. kalk , uyan! dedim. Yok bu bir rüya değildi. Kendimi yeniden cimdikledim, saçımı çekip , yanaklarımı tokatladım. İşte, rüya falan değil ! Belki de yaşıyordu , ölmemişti. Peki buraya nasıl geldi .Bu imkansızdı. Tek başına buraya gelemezdi. Hem sonra evi nereden bilecekti. Çocuk ,kapının önünde tüm simasıyla belirgenleşti , boşluğa doğru bakıyordu. Telefonumun fenerini onun bulunduğu yerden yukarı , daha yukarı, gökyüzüne doğru çevirip , birkaç saniye bekledim. Tekrar çocuğa doğru yönelttiğimde yine aynı simayı gördüm ve bu sefer gerçek olduğuna emin oldum. Ona doğru bir adım attığımda, bir kişinin avlu kapısından tutarak içeri girmeye çalıştığını gördüm. Doğru işte ! Tek başına buraya gelmiş olamazdı. Annesi ya da babasıyla buraya gelmiş olmalıydı. Allah'ım çocuk gerçekten yaşıyordu. Demek ki ölmemişti.
İçeriye girmeye çalışan kişi çok ağır hareket ediyordu. Telefonumun fenerini onun içeri girdiği yere doğru kaydırdım. İçeriye daha tam olarak girmeden onun Gülşah olduğunu anladım. Diğer adımını da atarak içeri girdi. Çocuğun omuzlarından tutup kendine doğru çekmişti. İkisinin de yüzünde bir gülümseme belirdi. O an birbirlerine benzediklerini farkettim. Özellikle aynı sima ve aynı siyah gözlerle karşıya doğru bakıyorlardı. İkisi birlikte bakışlarını bana doğru yönlendirdiler. Kafam iyice karmakarışık olmuştu. O an bu duruma hiçbir anlam veremedim. Onlara doğru birkaç adım attım.
_ Burada, bu saatte napıyorsunuz dedim.
Gülşah gözlerimin içine bakarak konuştu.
_ Bak , oğlunu sana getirdim.
Ancak kendim duyabileceğim bir sesle konuştum.
_ Oğlum mu , ne diyorsun sen.
O an düşünemiyordum. Düşüncelerim, beynimden sıyrılmış, buluttan kopan yağmur damlaları gibi kafamın içinden akıp gidiyordu. Düşünemiyor muydum , düşüyor muydum , düşlüyor muydum ? Hangi zamanı yaşıyordum hiçbir fikrim yoktu. Onlara doğru yaklaşmak yerine bir adım geri attığım anda, çocuk ellerini uzatarak bana seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK İZDÜŞÜM
General FictionHayat sabredene azdan çok verirmiş derler , ben çoktan az degil , azdan hiç aldım . İyi bir insan kötü olabilir mi ? Yoksa kötülük hepimizin içinde var olan bir duygu mu? İyilik ve kötülük arasında gelip giden bir adamın özbenligini ararken hayatınd...