C'était Pour Venir Á Toi Que Cette Douleur

61 5 2
                                    

Güzel bir şarkıyla uzun bir süredir bekleyen herkese merhabalar 🌹
_______________________________________

Abelle zihnindeki bulanık bölümden sıyrılıp baş ağrısının altındaki anılara odaklandı. Ona sonsuzmuş gibi gelen bir kaç gürültülü dakikanın ardından tam gözlerini açmaya karar vermişken kulaklarına doluşan kahkahalarla anılar belirdi. Uzun kahve saçlı bir kızla el ele tutuşmuş barın çıkışına doğru gidiyordu. Hemen gözlerini açıp koşarak barın çıkışına ilerledi. Bedenlerden sıyrılıp kapıya ulaştığında barın gürültüsü kesilip trafiğin gürültüsü başladı. Güneş ışığıyla kamaşan gözleri anlık kapandığında bardan heyecanla çıkan kendini gördü. Kafasını arkasında kalan kıza çevirmesiyle sırtının duvarı bulması bir oldu. İki kadının Paris'in gece yarısında kahkahaları artarken ve dudakları saliseler içinde buluşurken, Abelle sanki saatlerdir hatırların izindeydi.

Şaşkınlığı artarken başına giren ağrıyla beraber gözlerini açıp tutunabileceğ bir yer ardı. Anılarındaki gibi sırtını soğuk duvara yaslayıp çevresindeki şaşkın bakışları ve baş ağrısını umursamadan gözlerini kapattı. Beklemeden anı kaldığı yerden devam ederken nefesini tuttuğunun bile farkınd değildi. Kahve saçlı kadın kollarını boynuna dolarken Abelle daha fazlası için yanıp tutuştu ve kadına son bir öpücük verip " Bu taraftan" dedi. Kadının ellerini tutup barın sokağı boyunca yürüdü. Elleri heyecandan ve mutluluktan titrerken nefeslerini düzenlemeye çalıştı. Karşı kaldırımda gördüğü butik otele doğru adımlarken kadın onun heyecanına kıkırdadı. Abelle bu güzelliğe karşı gelemediğini hissedip otele girmeden önce kadını kendine çekip dudaklarını onunkilerle birleştirdi. Kadının belinden tutarken onu geriye doğru eğerek öpmeye devam etti. Derin bir öpücükten sonra kendiyle beraber eğilmiş kadını geri kaldırdığında şaşkın olduğunu belirten bir "Waow" geldi kadından. Kıkırdama sırası Abelle'e geçtiğinde tekrar elinden tutup kahve saçlı kadınla beraber otele girdi.

Abelle sırtını verdiği soğuk duvarda sonunda tuttuğu nefesini bırakırken anı kesildi. Birkaç dakika daha bekledikten sonra devamının burada gelmeyeceğine karar verip hızla sokağın sonuna doğru ilerledi. Adımları otele doğru ilerledikçe sırtından soğuk terlerin aktığını hissediyordu. Sonunda karşı kaldırımda oteli gördüğünde orada bir süre öylece bekleyim soluklarını sakinleştirmeye çalıştı. Kalbi o kadar hızlı atıyor, nefesleri o kadar sıklaşmıştı ki bayılacağından korkmasına rağmen tereddüt etmeden otele ilerledi. Döner kapıdan geçip lobiye ilerleyene kadar kendisini neredeyse sakinleştiriyordu. Fakat lobiye yönelip gördüğü yüzle baş ağrısı şiddetlenip onun olduğu yerde dizlerinin üstüne çökmesine sebep oldu.

Merhaba efendim hoş geldiğin
Merhaba Eyfel manzaralı bir oda istiyorum.

Karanlık zihninde sadece sesler yankılanırken. Dışarıdaki seslerde onlara karıştı. Birileri koluna dokunuyor iyi olup olmadığını soruyordu. Sesler çoğalırken Abelle sadece "Su. " diyerek nefesini yoga derslerinde öğrendiği gibi sakinleştirmeye çalıştı. Hiçbir şeyi umursamadan sadece nefeslerini odaklandı. Çınlamalar ve sesler azalırken gözlerini yavaşça araladı. Ona uzatılan su bardağından birkaç yudum alıp geri verdi. Daha iyi olduğunu hissettiğinde karşısında bekleyen lobi görevlisinin elini tutup ayağa kalktı. Lobi görevlisi onu bir koltuğa oturtup kalabalığı dağıttı. Tekrar Abelle yanına geldiğinde gülümseyerek " Daha iyi misiniz?" diye sordu. Abelle kafasını saklarken " Evet teşekkürler dedi. " Tam görevliye kayıp gecesi hakkında sorular soracakken adamın meraklı sözleriyle sessiz kaldı. " Daha önce otelimizde kaldınız mı? Sanırım sizi hatırlıyorum. " Abelle ne cevap vermesi gerektiğini düşünürken adam tekrar konuştu. " Ah tabi, geçen yıldı sanırım. Sevgilinizle gelmiştiniz." Abelle duyduklarıyla şaşkınlığa uğradı. Sevgili?!.. " Evet evet kahverengi saçları ve mavi gözleri vardı hanımefendinin değil mi? Öyle olmalı. Zihnim asla yanıltmaz. " Gülümseyerek işaret parmağıyla şakağına vurdu. Abelle altın madenine düşmüş bir madenci sevinciyle yerinden hızla kalkıp adamın ellerine uzandı. " Başka bir şey hatırlıyor musunuz? " Adam ilk başta Abelle'in ellerini tutmasını garipsesede nezaketini bozmadan tebessümle kafasını iki yana salladı. Heyecanı sönerken ellerini adamın ellerinden çekti. Sonra aklına gelen şeyle umut ışığı tekrar parladı. " Peki o geceki konut kayıtları elnizde mi ? " Adam tereddüt ederken Abelle tekrar ellerine uzanıp en nazik haliyle konuştu. " Lütfen, bu çok önemli. " Adam yavaşça kafasını sallayıp gülümsedi " Pekala, benimle gelin. " Adam hızla yürüyüp lobinin arkasına geçerken Abelle hangi duyguyu hissedeceğini bilmemenin verdiği boşluk hissiyle onu takip etti. Bilgisayarla ilgilenen adamın gözlerinin giderek solmasıyla tedirginleşen yüreğine bir ağırlık çöktü. Adam öne Abelle'e sonra tekrar bilgisayara baktı ve kafasını iki yana salladı. " Üzgünüm, sene dolduğunda kayıtlar bilgisayarda arşivleniyornlakin nereden bulacağımı bilmiyorum. İşlemci çalışanımız bu gün izinli. Yarın gelebilirseniz belki ondan yardım alabiliriz. " Abelle geciken anılarının hüznüyle omuzlarını indirirken kabullenerek başını salladı. Hiç yoktan iyiydi. Bu gün onun için imkansız olan bir şey gerçekleşmişti.

Adama teşekkür edip otelden çıkacağı sırada vaz geçip " Mükemmel zihniniz hangi odada kaldığımızı hatırlıyor mu?" diye sordu. Adam parlak gülümsemesiyle hızla başını salladı. " Eyfel manzaralı en güzel odayı istemiştiniz. Çok net hatırlıyorum numarayı."
Abelle' de gülümseyerek." Müsaitse oda bu gece orada kalmak isterim. " Adam hızla arkasına dönüp, oda kartlarının dizili olduğu bir rafa yöneldi. Hızla içinden birini alıp geri geldi. Giriş işlemlerini hallettikten sonra Abelle'i bizzat kendi odaya teslim edip yardım edemediği için tekrar özür dileyip lobiye geri döndü. Abelle odada göz gezdirdikten sonra yatağa ilerleyip oturdu. Gözlerini kapatmadan önce hatıralarının hepsinin geri gelmesi için inandığı ve inanmadığı bütün tanrılara dua ediyordu.

Ne Me Quitte Pas ( Beni Terketme) GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin