Abelle hayretle ortadaki birbirinin zıttı iki kadını seyrediyordu. En yakın arkadaşı Charlotte ve yeni iş arkadaşı Rebel büyük bir keyifle dans pistinde dans ediyor ve etraftaki büyük kalabalıktan tezahürat yağıyordu. Onların iyi anlaşacağını düşünmüştü ama bukadarını beklemiyordu. Partideki bütün ilgiyi üstlerine toplayıp kadınların onlara kıskançlıkla bakmalarını sağlıyorlardı. Charlotte seksiliği ile bunu yaparken Rebel daha farklıydı. Biraz kaba ve ağzı bozuk olmasına rağmen etraftaki erkekler yanına büyülenmiş gibi onu izliyorlardı. Garip bir havası vardı. Abelle daha fazla bu iki kızı izlemeyi bırakıp telefonunu eline aldı. Charlotte' a sıkıldığına ve eve geçeceğine dair birkaç mesaj atıp kapıya yöneldi. Taksilere doğru yöneleceği sırada baz geçip adımlarını birkaç sokak ilerideki çok iyi bildiği mekana yöneltti.
Tanıdık kapıyı gördüğünde bekletmeden içeri girdi. Kapıyı açıp tanıdık mekanın içine girip bar kısmın yöneldi. Çok beklemesine gerek kalmadan aradığı yüzü yanında gördü. Hakim her zamanki gülümsemesiyle ona sarıldı ve konuştu. " Bu aralar çok sık gelir oldun. " Abelle omuz silkip " İstemiyorsan kendime yeni bir mekan arayabilirim." Dedi. Hakim kahkaha atıp özür dilerim manasında ellerini salladı. " Senin gibi iyi bir dostu ve müşteriyi asla kaybetmek istemem. " Abelle gülümseyip cevap verdi." Bende böyle mükemmel bir barı ve sahibini kaybetmek istemem Hakim. Kendini benimle ilgilenmek zorunda hissetme lütfen. Bu gün biraz kafa dinlemek için geldim. " Hakim anlayışla kafa sallayıp sıkılırsa onu çağırmasını söyleyip Abelle 'in yanından ayrıldı. Barmenin önüne rose şarap bırakmasıyla gözlerini barda gezdirdi. Hakimi görünce gülümseyip bardağı teşekkür manasında havaya kaldırdı ve dudaklarına götürdü. Hakimde ona gülümseyip bakışlarını tekrar konuştuğu kişilere çevirdi. Hakim her zaman onun damak zevkini çok iyi bilirdi ve Abelle'in söylemesine gerek kalmadan önüne içkisi konulurdu. Abelle çalmaya başlayan şarkıyla ( medya) kafasındaki düşünceleri susturup sahnedekileri izlemeye başladı. Kulağına gelen müziğin anlamı küçüklük anılarının zihnine doluşmasına neden olurken sessizce şarabını yudumladı. Şarkının sonlarına doğru yanından gelen seslerle dikkatini bardaki sarışın uzun boylu adama çevirdi. " Nein. Du verstehst das nicht. Das wollte ich nicht. ( Hayır. Anlamıyorsunuz ben bunu istemedim.) "
Barmen bıkkınlıkla adama elindekini Tekila olduğunu söylüyordu. Adamsa bunu istemediğini siparişin yanlış olduğunu aslında viski istediğini anlatmaya çalışıyordu. Abelle barmene dönüp " Siparişi yanlış vermişsiniz. Beyefendi viski istiyormuş. " Dedi. Barmen hemen bardağı alıp adamın siparişini yeniden hazırlamak için tezgaha dönerken Abelle ne olduğunu anlamayan adama dönüş konuştu.
"Er wird dir bald deinen Whisky geben. Du solltest besser eine Übersetzung verwenden. ( Viskinizi birazdan size verecek. Çeviri kullansanız iyi olur.)" dedi. Adam heyecanla " Sie sprechen Deutsch. ( Almanca biliyorsunuz.) " dedi. Abelle kafasıyla onaylayıp tekrar sahneye çevirdi bakışlarını. Yanındaki bar taburesinin çekilmesiyle sahne keyfi bir kere daha bozuldu. Adam elini uzatıp konuştu. " Ich hoffe, ich störe dich nicht. Niemand hier spricht Deutsch außer dir. Ich kam allein in den Urlaub. Ich würde gerne mit dir reden, wenn du mich entschuldigst. Ich Bin Paul Karger. (Umarım sizi rahatsız etmem. Burada sizden başka Almanca konuşan yok. Bu tatile tek başıma geldim. İzniniz olursa sizinle sohbet etmek isterim. Ben Paul Karger)
Abelle normalde bu şekilde yakınlaşmalardan ve tanımadığı insanlarla konuşmaktan hoşlanmasada bu adamdan iyi bir enerji aldığı için ve içten içe konuşmak için birilerini yanında istediği için uzatılan eli geri çevrimeyip adama cevap verdi. " Abelle " Adam samimi bir gülümseme gönderip çok bekletmeden elini hemen geri çekti. Aralarında yeterli bir mesafe bırakmıştı ve odağı yalnızca Abelle 'di. Sırnaşık tavırlar sergilemiyordu konuşurken, ve gerçekten sadece konuşmak istediği hareketlerinden belli oluyordu. Paul Fransa'ya geldiğinden beri başından geçen anıları anlatırken Abelle tekrar kahkaha attı. Bir süre daha muhabbet etmişlerdi ve çok fazla güldükleri için sakinleşmek adına biraz sessiz kaldılar. Abelle birden durduk yere hüzünlenmişti ve Paul bunu fark edip ne olduğunu sordu. Abelle kararsız kaldıktan sonra zaten bir daha ne zaman görüşeceğiz diyip yaşadığı vurulma olayını ve çok merak edip bir türlü hatırlayamadığı o önemli geceyi anlattı. Paul sessizce Abelle'in anlatacaklarını dinledikten sonra yumuşak ama ciddi bir tonda konuşmaya başladı. "Ich war vor ein paar Jahren Arzt beim Militär. Ein enger Freund von mir wurde wie du in den Kopf geschossen. Er versuchte so hart, seine Erinnerungen zurückzugewinnen. Viele wie sie brachten ihre Erinnerungen zurück, aber sie konnten ihre Weinberge nicht erreichen. Schließlich ging er dorthin, was seine verlorenen Erinnerungen waren und belebte seine Erinnerungen. Ich meine, auf seine Weise lebte er diese Zeit wieder wie ein simulasiom und schaffte es. Vielleicht solltest du es genauso machen wie er. Geh in die Bar und versuche dich daran zu erinnern, was du getan hast. Vielleicht bekommst du ein Ergebnis. ( Askeriyede doktorluk yapıyordum birkaç sene önce. Yakın bir arkadaşım senin gibi kafasından vuruldu. Anılarını geri kazanmak için çok uğraştı. Senin gibi çoğu anılarını geri getirmiş ama bağzılarına bir türlü ulaşamamıştı. En sonunda kayıp anıları neyle ilgiliyse oraya gitti ve anılarını canlandırdı. Yani kendince o zamanları bir simülasyon gibi tekrar yaşadı ve başardı. Belki de sende onun gibi yapmalısın. O bara git ve neler yaptığını hatırlamaya çalış. Belki bir sonuç elde edersin. ) " Abelle önerisi için teşekkür etti . Bir süre daha sohbet ettiler ve Abelle kendi hesabını ödeyip eve gitmek üzere kalktı oradan. Paul nazikçe ona akşam için teşekkür edip tekrar el sıkıştı ve Abelle bir taksiye binip evinin yolunu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Me Quitte Pas ( Beni Terketme) GXG
RomancePardon bakar mısınız, tanışmış mıydık? Sevmiş miydim ben sizi hiç, sevişmiş miydik? Pardon daha önce konuşmuş muyduk? Yürüyüp çıkmazlarda yorulmuş muyduk? Yüzünüz ne kadar da aşina Avcumun içine alıp öpmüş olabilirim Gözünüz öyle uzak bakmasa Sizi t...