Abelle De Beauvoir (Abel Dö Buvuğa diyerek okuyabilirsiniz)
Arada bazı Fransızca kelimelere yer vereceğim Fransız kültürünü biraz hissetmemiz amacıyla. Basit Kelimeler olacak, ''Merci(Teşekkür ederim )'' gibi.
''Anlamıyorum Charlotte. Bu dergiyi ben kurdum. Buralara kadar gelebilmek için çok uğraştım. Şimdi beni kendi dergimden mi kovuyorlar?'' Abelle sinirle ellerini salladı. Felekatler silsilesi peşini bırakmamakta kararlıyıydı. Son bir yıldır tek bir güzel gün geçirememişti. Kadim dostu Charlotte'a döndü, bir yardım eli arıyordu. Onu ayakta tutan tek şey çalışmaktı. Bunuda ellerinden alırlarsa kafayı yemekten korkuyordu.
Charlotte yaslandığı koltuktan kalkıp arkadaşının ellerini tuttu. '' Tatlı Abelle'im belki bir tatil sana iyi gelir. Sonsuza dek gitmeni kimse istemiyor ama son zamanlarda daha da yıprandığını fark ediyorum. Bu senin dergin sen ne istersen o olur ama bu işin stresi seni çok bunalttı. Eğer kafa dinlemek sana iyi gelmezse söz veriyorum o bok çuvalı heyeti ile tekrar konuşup kararlarını değiştirmelerini isteyeceğim.''
Abelle ellerini arkadaşının ellerinden çekip kendine sardı. Adımlarını odasındaki cama yöneltti. Boydan boya camlar Paris'in bütün güzelliğini gözler önüne seriyordu. İki kadın bir süre sessizce bekledikler. Charlotte konuşmaya başladığında Abelle hala manzarayı seyrediyordu '' O olaydan beri çok zorlandığının farkındayım.'' Abelle'in unutmak istediği anılar tekrar beynine hücum ederken gözlerini kapattı.Başı zonklamaya başmaıştı. ''Tamam.'' Dedi sadece. Küçük bir tatil yapacak ve kendini toparlayacaktı. Charlotte arkadaşının yanına gelip sırtını sıvazladı. '' Merak etme ben senin için buralara göz kulak olacağım.'' Abelle sadece gülümsedi. İşi en azından kafasındakileri atması için bir araç oluyordu ama artık bunuda kaybetmişti. Çantasını ve paltosunu alıp başka hiçbir şey söylemeden gökdelenden dışarı çıktı. Şoförü Kapısını açmış beklerken son bir kez binaya hüzünle baktı. Bir parçasını kaybetmiş gibi hissediyordu. '' Merci Frederic.'' Diyerek arka koltuğa kuruldu. Eve gidene kadar hiçbir şey söylemeden boş gözlerle Paris sokaklarını izledi.
Evine girince hemen yatak odasına girip üstünü çıkarmadan kendini gri nevresimli yatağının üstüne bıraktı. Zihni kayıp hatıraları yüzünden o kadar yorulmuştu ki uyumakta zorlanmadı.
Paris şehri neşeli insanlar tarafından kuşatılmıştı. İnsanlar dostları ve sevgilileriyle güzel bir akşam için toplanmış eğlenceli vakit geçiriyorlardı. Bütün bu güzellikler içinde bir kadın uykusunda soğuk terler döküyordu. Bir silah küçük bir çocuğa doğrultulmuştu. Bir adamın sesi ulaştı kadının kulaklarına '' Bu piç benim değil. Beni aldattın!'' uzun kahverengi saçlı bir kadın adamı durdurmak için önüne atladı '' Bu benim hatam Nicholas, lütfen ona zarar verme.'' Daha 3 yaşında gibi duran minik oğlan çocuğu şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu. Birkaç kişi silahı görmüş ve etraflarında toplanıp olayın ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Abelle çocuğun sol tarafında elinde bir demet zambakla olan biteni anlamaya çalışıyordu. Adam kadını iterek ''Önce bu piçi sonrada seni geberteceğim'' diyerek öne atıldı. Abelle hiç düşünmeden kendini çocuğun önüne atıp onu korumak istedi. Tam çocuğa sarıldığında sol tarafından yüksek bir ses duyuldu. Genç kadın bağırarak uykusundan uyandı. ''HAYIR!''
Karanlıkta etrafındaki şeyleri yoklayarak nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Şehrin ışıklarıyla aydınlanan odasında hızlı ama derin nefesler alarak sakinleşmeyi denedi. Sırılsıklam olmuştu. Anılar arasında boğuşurken banyoya doğru ilerledi. Küvetin tıpasını takıp suyu açtı, istediği sıcaklığa geldiğinde küveti dolması için bırakıp lavoboya gitti. Aynada kendini inceledi bir süre. Gözlerindeki korkmuş bakıştan nefret etti. Çocuğun önüne atlarken bir saniye bile düşünmemişti ama her gece aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamak ona büyük bir acı veriyordu. Kabusundaki anı zihninde tekrar tekrar yaşanırken aynadaki yansımasıyla göz kontağını kesti. Kıyafetlerini çıkarıp küvete yaklaştı. Yeterince dolduğunu düşünerek suyu kapattı ve küvete girdi. Nefesini tutup kendini suyun içine bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Me Quitte Pas ( Beni Terketme) GXG
RomancePardon bakar mısınız, tanışmış mıydık? Sevmiş miydim ben sizi hiç, sevişmiş miydik? Pardon daha önce konuşmuş muyduk? Yürüyüp çıkmazlarda yorulmuş muyduk? Yüzünüz ne kadar da aşina Avcumun içine alıp öpmüş olabilirim Gözünüz öyle uzak bakmasa Sizi t...