Nouvelle Entreprise

159 15 9
                                    

Kafedeki sarışınımız

Yemeğin başındaki konuşmanın etkisinden sonra sonunda zevkli konuşmalara geçmişler, neşeli bir yemekten sonra hesabı istemişlerdi. Charlotte yemekten sonra büyük bir zevkle hesabı Abelle'in ödemesine izin vermişti. Arabaya bindiklerinde '' Neyse ki gece erken bitti. Beni yol üstünde herhangi bir Club'a atabilir misin, s'il vous plaît ? '' Abelle yüzüne en tatlı gülümsemelerinden birini yerleştirerek '' Hayır.'' Dedi. Cevabın evet olacağından neredeyse adı kadar emin olan Charlotte, hayır cevabını aldığının ilk başta farkında olamadı. '' Neden !'' Bağırarak Abelle'e dönmeden önce birkaç dakika geçmişti. Abelle yüzündeki gülücüğü silmeden arkadaşına cevap verdi. ''Charlotte o güzel çeneni kapatmanı ve şarkı açmanı öneriyorum.'' Charlotte her zamanki homurtularının arabanın içinde yankılanmasına izin verip bir şarkı açtı. Bir tutsak olduğunu boşverip eğlenmesine baktı. Ne kadar uğraşsada bu gece Abelle ne derse o olacaktı.Biraz sonra tanıdık bir yöne doğru ilerlediklerini fark ettğinde Charlotte sevinçle el çırptı.'' Andy Wahloo'ya mı gidiyoruz ?'' Abelle soruya cevaben evet manasında kafasını salayınca Charlotte sevinçle küçük bir çığlık attı. Bu gece o kadarda sıkıcı geçmeyebilirdi. Arabayı park edip Andy Wahloo'nun ara sokaktaki küçük kapısından geçtiler. Sahibi kadar sıcak olan mekan, kadınlar içeri girer girmez sahibinin sesiyle yankılandı. '' Abelle, Charlotte !'' Hızlı adımlarla yanlarına gelip Abelle'e sarıldı, Charlotte ile yumruklarını tokuşturdular. '' Sizi burada tekrardan görmek çok güzel.'' Charlotte adamın omzuna dirseğini koyup konuştu. '' Hepsi Abelle'in suçu Hakim. Tam bir işkolik oldu. Hepimize cehennem hayatı yaşatıyo.'' ( Böyle bir bar Paris'te gerçekten var. Sahibi Hakim sizi evine davet eder gibi bir şeyler içmek,bilardo oynamak için bir anda önünüze çıkarsa şaşırmamalısınız.)Abelle, Hakim'e siyahi kadının anlattıklarının tamamen bir saçmalık olduğunu anlatmaya çalışırken gözü daha önce burada olmayan sahneye takıldı. Hakim sarışın kadının bakışlarını takip edince o sormadan cevapladı. '' Birkaç değişiklik yaptırdım, arada yetenekli öğrenci grupları çıkıyor veya müşteriler bir şeyler söylüyor.'' Barın yeni tasarımı Abelle'in çok hoşuna gitmiş, Charlotte'un çekiştirmeleriyle kendilerini barmenin önündeki taburelerde buldular. Onlar konuşurken bir grup genç sahneye çıkmış Abelle'in kulağına tanıdık gelen bir melodi çalmışlardı.(Medya) Abelle Hakim'in önerisi ile eline tutuşturulan Rose'den bir yudum aldı. Hafif tatlı-ekşi aroma dilinde nazikçe gezinirken Hakim'le olan sohbetine geri döndü. Bu Faslı Adamın hikayeleri hiçbir zaman bitmiyordu ve onu dinlerken Charlotte'un ortalıktan kaybolduğunu fark bile etmemişti. Birkaç dakika sonra kulağına küçüklükten beri tanıdığı bir ıslık sesi geldi. Kafasını sesi bulmak için bir o tarafa bir bu tarafa çevirirken kapıda bir erkekle dikilmiş Charlotte'u gördü. Yanındaki adam onu nazikçe çekiştirirken Charlotte heyecanla Abelle'e el salladı. Hakim'le beraber el sallayıp gülüştüler. Abelle, bu faslı adama kendi hakkında bir şeyler söylemekten çekinmezdi. Sıkı bir ağzı vardı. Farklı görüşler iyi olur diyerek iş konusunu açtı. Hakim Charlotte'un dediklerini destekledikten sonra isterse barmenlik yapabileceğini söyledi. İkisininde gözüne Abelle'in bütün şişeleri kırdığı bir sahne geldiğinde bu tekliften vazgeçtiler. Hakim '' Basit ve aklını dolduracak bir işe ihtiyacın var. Yıllar boyu koruduğun gizliliğin sayesinde rahatsızda edilmezsin. Tanrım, gerçekten bunu nasıl başardın. Hala hakkında kimsenin bir şey bilmemesine şaşırıyorum.'' Abelle yalnızca omuz silkti. Bu konuda açıklama yapmak istemedi. Hakim' de onu zorlamamıştı zaten. Bir süre sonra sohbet yavaşladığında Abelle saatin çoktan on ikiyi geçtiğini gördü ve artık kalkması gerektiğini söyledi. Hakim hesabı ödemesine izin vermeyerek, Abelle'i kapıya kadar geçirdi. Abelle arabasına binip evine gidene kadar hala aklında işi hakkında sorular vardı. Bana fiziksel yorgunluk vermiycek ama beni oyalayacak bir iş lazım diye düşündü. Ama aklına pek bir şey gelmiyordu. Gidip garson olarak çalışacak hali yoktu. Bu onun beynini zorlardı, stres uzak durması gereken bir şeydi. Ayrıca '' Benim Lanet Olasıca Bir Dergim Var!'' diye düşündü. Ama arkadaşını dinleyecekti. Charlotte her zaman ona iyi gelecek şeyler yapmıştı. Şimdide arkadaşına güvenecek ve kendine daha sakin bir iş bulacaktı. Ama nasıl ?Abelle kabuslarla dolu gecenin sonunda uyanıp her zamanki gibi Tai Chi için bahçeye çıktı. Güneşi karşılayıp eve döndü. Güzel bir duştan sonra kahvaltı yapmak için dışarı çıktı. Bugün Pazar olduğu için Estee izinliydi. Kendine kahvaltı hazırlamakla uğraşmak istemedi. Yürüyerek Seine nehri yakınlarındaki mükemmel kruvasanlara ev sahipliği yapan bir kafeye doğru sessizce yürüdü. Gözündeki güneş gözlükleri öğle güneşini ne kadar engellesede bir süre sonra bundan rahatsızlık duydu. Kafe yakınlarında bir marketten gazetesini alıp, tereyağ kokularına doğru harekete geçti. Taze kruvasan ve kahve kokusu kafeden girer girmez her yanını sarmıştı. Bir fincan kahve ve reçelli kruvasan siparişi verip gazetesini okumaya başladı. Kahvaltısı önüne geldiğinde büyük bir zevkle önündekileri bitirip bir kahve siparişi daha verdi. Tam bu günün ne kadar güzel ve sessiz olduğunu düşünürken kapıdan giren sarışın kadın Abelle'in gazete ile olan tatlı ilişkisini sonlandırmasına sebep oldu. Kadın keyifli adımlarla kasaya gidip '' Bana en sertinden bir kahve ve senin kadar tatlı kruvasanlardan iki tane'' diyerek elindeki parayı sert bir şekilde kasaya koydu. Görünüşüyle tezat bu hareketi ve konuşurken r'leri yuvarlamasından Fransız olmadığı anlaşılıyordu. İngiliz veya Avusturalyalı diye düşündü Abelle. Kadın fazlaca ilgisini çekmişti. Kasiyer çocuk aldığı dehşet iltifatla ne yapacağını bilemeyerek siparişi hazırlamak için kahve makinasına doğru yöneldi. Sarışın kadın gözlerini çocuktan ayırmadan yayvan bir gülümsemeyle kasaya yaslandı. Telefonu çalınca çocuğa göz kırpıp telefona yöneldi. Abelle bu kadının Charlotte ile çok iyi anlaşacağını düşündü. İkiside Fransız erkeklerine hasta gibi duruyordu. Kadın telefonu açıp keyifle kulağına götürdü lakin duydukları hoşuna gitmemiş olacak ki kaşlarını çattı. '' Ne saçmalıyorsun.'' Kadının ses tonu hafiften yükselmeye başlamıştı. Telefonu kulağından çekip ellerini yumruk yapıp kollarını yukarı aşşağı salladı. Bunun korkunçtan çok tatlı olduğunu düşündü Abelle. Telefonu tekrar kulağına koyduğunda bütün kafe sesiyle sallandı. '' 2 saat içinde nerden İtalyanca bilen bir çevirmen bulayım ben. O Lanet olasıca bu gün toplantı olduğunu biliyordu nasıl şehir dışına çıkabilir!'' Kasiyer çocuk korkarak kadına siparişlerini uzattı. Kadın sanki az önce sinirli değilmiş gibi telefonu kulağından uzaklaştırıp çocuğa göz kırpıp elindeki paketleri alıp telefona döndü. '' Tamam bi çaresine bakarız ve o pislikle işimiz bitti. Çıkışını verin hemen.'' Diyerek telefonu bir düşmanmış gibi iğrenerek cebine koydu. Kadın çıkışa yönelirken Abelle hızlıca yediklerinden daha fazla parayı masaya bırakıp kadının peşinden koştu. Aradığı fırsat buydu işte çevirmenlik yapabilirdi. En azından bu onun için bir deneme olurdu ve bu kadın acayip hoşuna gitmişti. Onunla tanışmak istiyordu. Kapıdan çıkıp arkasından seslendi '' Madam!'' kadın üstüne alınmamış gibiydi. Daha hızlı koşup omzuna dokundu. Kadının soru dolu gözleri üstündeyken biraz soluklanıp konuştu. '' Üzgünüm kulak misafiri oldum. Sanırım bir çevirmene ihtiyacınız varmış.'' Kadın sevinçle ona yaklaşıp '' Tanıdığın biri mi var?'' dedi. Saygı sözcüklerini kullanmaması başka bir fransızın hoşuna gitmezdi belki ama herkesin aksine Abelle çoktan kadına kanının kaynadığını hissetti. '' Evet.'' Diye cevap verdiğinde kadının yüzünün güneşten daha parlak aydınlandığına yemin edebilirdi. '' Onunla nasıl iletişime geçebilirim?'' heyecanlı bir şekilde konuştuğunda Abelle sırıtıp cevap verdi. ''Tam karşınızda.'' Kadın Elini yumruk yapıp havada salladı '' Yaşasın Fransa.'' Abelle tekrar Charlotte ile ne kadar benzediklerini düşünürken kadın kolunu tutmuş onu çekiştiriyordu. Abelle bir anlığına her şeyi unutup kadının bozuk aksanıyla anlattıklarını dinlemeye başladı. Belki de bu iş ona çok iyi gelirdi.

Ne Me Quitte Pas ( Beni Terketme) GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin