¹⁵

1K 71 209
                                    

Yazar'dan (yazariniz sizi sirayla yatirsin sonra ters yatirip duz 🥰)

Felix gözlerini açtığında vücuduna giren keskin acıyla tısladı. Ardından yataktan kalktı ve lavaboya giderek elini yüzünü yıkadı.

Saate baktığında saatin 9.34 olduğunu gördü. Yarım saat sonra uçakları vardı ve daha valizlerini bile hazırlamamışlardı.

Bugün çekim yoktu, Kore'ye döneceklerdi. Filmde ise geçiş yapacaklardı, bu yüzden çekimi umursamadılar.

Felix yatağa oturdu ve Hyunjin'in üzerine uzandı, dün akşam baya yorulmuşlardı. Özellikle de Felix, Hyunjin Felix'i fazla hırpalanmıştı. Aslında bunu Felix istemişti.

"Sevgilim."

Felix mırıldanarak Hyunjin'in yüzüne eğildi ve dolgun dudaklara öpücük bıraktı. Hyunjin gözlerini açmaya başladığında Felix gülümsedi ve elini Hyunjin'in yanağına atarak yanağını okşamaya başladı.

"Yaklaşık yarım saat sonra uçuş var, hazırlanmadık bile hayatım."

Hyunjin anında yatakta doğruluğunda ikilinin burunları birbirine değmişti, fazla yakınlardı. Hyunjin anında Felix'in dudağına kısa bir öpücük bıraktı ve yataktan kalktı.

Ardından Hyunjin lavaboya gittiğinde Felix'te kataktan kalkarak valizini hazırlamaya başladı. Felix valizinden eşofman ve sweat çıkardı, geri kalanını valize geri koydu.

Hyunjin lavabodan çıktığında Felix üstündeki sweati çıkardı ve üstüne valizden aldığı sweati geçirdi. Hyunjin ise dikkatlice Felix'i süzüyordu, vücudunda çok fazla iz vardı.

Hyunjin aklına gelen düşünceler ile gülümsedi. Onlar benim izlerim, bana aitler. Felix bana ait' diye geçirdi içinden.

"Hyunjin, sende hazırlan sevgilim yoksa geç kalacağız."

"Tamam güzelim."

Hyunjin'de valizinin başına gittiğinde kıyafet seçmeye başladı. O sıra Felix üzerini tamamen giyinmiş, üstünden çıkardığı kıyafetleri valize koymuştu. Kore'ye dönünce hepsini güzelce temizleyecekti.

"Güzelim, sen aşağı in. Bende geliyorum 10 dakikaya tamam mı? Valizini ben getiririm."

"Gerek yok Jinnie, ben götürürüm sana zor olur. Her neyse, ben iniyorum."

"Tamam balım."

Felix valizini alarak otel odasından çıkmıştı. Ardından asansöre bindi ve aşağı inmeye başladı. Aşağı indiğinde direkt O'nları bekleyen çalışanları gördü.

"Felix, neredesiniz siz? Uçak 20 dakika sonra kalkacak ve bizim buradan havaalanına gitmemiz zaten 15 dakika! Hyunjin nerede?"

"Geliyor birazdan. Kusura bakmayın hocam, dünün yorgunluğuyla fazla uyumuşuz. Kolay bir sahne olmadı."

"Sizi anlıyorum Felix, önemli değil. Zaten son bir hafta falan kaldı çekimlerin bitmesine. Sonra gala olacak, birkaç da fanmeeting."

Felix kafasını salladığında koruma gelmiş, Felix'in valizini alarak arabaya koymuştu. Tam o sırada Hyunjin geldiğinde Felix Hyunjin'i baştan aşağı süzmüştü..

Gri eşofman, beyaz sweat, beyaz şapka ve gri beyaz ayakkabı...Bir saniye, gri eşofman!?

Felix'in gözleri Hyunjin'in alt kısmına kaydığında resmen dili tutulmuştu. Resmen, gölgesinde piknik yapılacak dereceydi.

Felix anında gözlerini büyüttüğünde herkes Hyunjin'e bakmış, sonra koruma tekrar gelip Hyunjin'in valizini almıştı.

"Hyunjin sende geldiğine göre, gidebiliriz. Hadi bakalım, yolumuz uzun."

Mᴏᴠɪᴇ Pᴀʀᴛɴᴇʀ | HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin