5. BÖLÜM - ❝ ÇORAK TOPRAKLARDA GÖZYAŞI ❞
Şarkı: Origa - Пoлюшкo-пoлe
Nostra Morte - Perséfone
YAKAMOZ DEMİRAY'DAN...Savaş, yaşamak, ve ölmek.
En güzel duygularda hep paslı yaşamın ayak izi kalırdı.
Uzun zaman sonra kendime tekrar tekrar hatırlamaktan bıkmıyordum.
Yakamoz Demiray, ben Yakamoz Demiray.
Herkes lanetin ta kendisi olduğumdan bahsediyordu, bunun benim için bir değeri olurdu, şayet bu kirli düzende benim kirim kimi eritirdi?Kimdim, neydim, ne uğruna yaşadım, ne uğruna öleceğim?
Sanırım artık bunları keşfetmeye başlıyordum.Boş odadaki pencere pervazının yanında pay kalan mermerin üzerine oturmuş pencereden dışarıyı seyrediyordum. Zümrütay'ı.
Rüzgarlar hırçınca gökyüzünden pencereme doğru çarptıkça kulağımın altındaki kumral saçlarımı savuruyor, geçip giden her rüzgar yüzümde bıçak etkisi yaratıp yüzümü kanatıyordu sanki.
Buranın havası o kadar boğuktu ki, sanki gittikçe bulutların içine çekiliyordum.
Gökyüzü gri, göğsüm sıkışıktı.Artık oturduğum pencere pervazında bir kolumu uzatsam yeri boylayabilecek kadar özgürdüm.
Özgürdüm, ama burada özgürken bile tutsaktım.
Buranın havası soluklarıma doldukça sanki ciğerlerimi eritip geçiyordu.
Ve emindim ki, bu bütün kaburgalarımı kesip atmaya yeterdi.Bakışlarım pencereden dışarı kaydığında heryer karşılıklı kat kat binalar içerisindeydi. Binalar tamamiyle birbirinin aynısı ve belirli düzen içerisindeydi. Bu ise şehre soğuk bir hava katıyordu.
Evler tek kat olsa bile odaları oldukça geniş ve ferah gözüküyordu.
Baş Muhafız'ın evi binanın en üst katındaki daireydi. Baktığım pencerede evler birbirini kapatsada bütün Armande gözlerimin önündeydi.O sırada evin dış kapısından bir anahtar çevrilme sesi gelmesiyle bir an sese odaklanırken, evde bulup yanıma aldığım elimdeki makas sıkılaştı.
Kapının açılıp ardından kapanma sesi gelmesiyle ağır ve nizami adımlardan onun Baş Muhafız olduğunu anlamamla makası yanıma geri bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜME PANZEHİR YOK
FantasíaTik tak. Zaman yok olmak üzere. ❝ Yaranı gösterirsen yaralarlar çocuk, bilmiyor musun? Bilmiyor musun sökerler ciğerini, dökerler dişlerini, ağzın iki latifenin kurşun yarasına takılır. Dinlesene çocuk, yaranı sen koruyacaksın. Önce sen seveceksin...