Sabah tüylü bir şeyin yüzümü gıdıklamasıyla uyanmıştım. Burnumu kırıştırarak o tüylü şeyi uzaklaştırmaya çalışsamda, her hareket ettiğimde daha çok ağzımın içine ve burnuma doğru geliyordu. Burnuma keskin bir nane kokusu gelince, yanımda birinin yattığını ve o kişinin Chanyeol olduğunu hatırladım. Havada karada bu nane kokusunu tanırdım. Tabii ki de müptelası olduğumdan değildi. Ne alakası var canım?
Gözlerimi araladığımda, Chanyeol'ün yakışıklı yüzünü görmeyi beklesemde tek gördüğüm koyu kahvelerden oluşmuş bukleli bir saç yığınıydı. Artık gece hangi ara bu pozisyona geldiysek, benim vücudumun yarısı onun üstündeydi ve yanağım onun omuz girintisinde duruyordu. Normalden uzun olan saçlarının bukleli uçları ben her hareket ettiğimde yüzümü gıdıklıyordu. Elimle çekmeye ölümüne üşenince, bu sefer burnumu oynatarak kurtulmaya çalıştım. Bu bir üşengeçlik kuralıdır dostlar, vücudunun her bölümünü kontrol etmeyi bilmelisin, üşendiğin zamanlarda hiç ummadığın ve gereksiz gördüğün vücut parçalarının nelere kadir olduklarını göreceksin.
Neyse, işte tek sorun benim bokturu sikten şansım yüzünden bundan pek faydalanamıyor oluşumdu. Saç her hareket etmemde ağzımın içine doğru daha çok yol alıyordu.
"Vay anasını." dedim mırıldanarak. "Saçın bile sana çekmiş Chanyeol. Senin gibi yüzsüz ırıspının teki."
Chanyeol homurdandı. Ardından hiç beklemediğim bir anda, resmen ayaklarıyla çifte atarak beni yataktan attı. Şokla çığlık atamayacak kadar şok içindeyken, Chnayeol öküzü bana kıçını dönerek, "Siktir git Baek." demiş ve benim yastığıma ahtopot gibi sarılmıştı.
"Sikeyim- O nasıl bir tekmeydi lan?!" dedim bağırarak.
"Şirincik şirincik içi dolu turşucuk olanından." dedi Chanyeol uykulu bir sesle.
Resmen oha olurken o sırada kapımın üşengeçliğimden yıllardır yağlamadığımdan dolayı çıkan ürpertici gıcırtısı doldurdu odayı. Tao hyungumun hala yabancıladığım açık kumral saçları görüş alanıma girmişti.
"Baek, annem çamaşırlarını toplamanı söylüyor."
Bu cümle çok saçma gelebilirdi size, ama bu Yixing, ben ve Tao hyungun arasında 'Seninle konuşmam gerek.' şeysinin şifrelenmiş haliydi. Eğer annem söylüyor dersek, bu 'Seni acilen sikeceğim. Gelmen gerek kardeşim.' demekti.
Tırsarak, "Çamaşırlarımı dün toplamıştım ama ben-" dedim fakat sözümü keserek ciddi bir tonda, "Boklu donların kalmış, onları da toplaman lazımmış. Bayaaaaaaa acilmiş. Ölüm kalım meselesi." dedi.
Kaşlarımı kaldırarak konuştum. "Boklu donlarım mı ölüm kalım meselesi? Bilseydim daha çok sıç-"
"Yah Baekhyun! Hemen aşağı in!"
Bağırarak konuştu ve ardından saçlarını savurarak hızlıca kapadı kapıyı. En azından son duamı etmek için zaman bırakmıştı bana sevgili hyungum. Ne kadar tatlı bir insandı öyle, çk mrhmtli çk .s.s.s
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ball//baekyeol
Fanfiction"Hiç tahmin edemedim güzel gülümsemene bu denli aşık olacağımı." "Bu gülüşün sebebi sensin. Neden şaşırıyorsun ki?" #Tüm hakları saklıdır#