Bölüm İki

4.8K 399 126
                                    

"BAEKHYUUUUNN!"

Kısa olan çantasını sallarken ve mutlulukla seke seke hedefi olan çocuğa hızla yaklaşırken bağırdı. Etraftaki kafalar ona onaylamaz bir biçimde dönerken, kısa çocuk bunu umursamıyordu.

Baekhyun okulun bile artık yadırgamadığı bu klasik görüntüyü kıkırdayarak karşıladı, gülümseyerek topuklarının üstünde dönerken,"Kyungie." dedi. "Öküz gibi bağırmana gerek yok. Kulaklarım sana rağmen hala işe yarar durumda."

"Birincisi, eğer bana bir daha Kyungie dersen eyelinerını aç köpeklerime yem ederim. İkincisi, bağırmak içimde ki sıkıntıları atmama yardımcı oluyor."

"İçinde ki sıkıntıları tuvalete giderek atsan? Böyle hiç hoş olmuyor da."

"Ah, onları zaten orada atıyorum Baek." dedi Kyungsoo ellerini beline koyarak. "Fakat seni ve o platonik olduğun goril suratlı Chanyeol piçini konumuz olan bok gibi çiğnememek için içime attığım sıkıntılar var bir de, malum. Açtırtma bayramlık ağzımı benim."

Baekhyun kaşlarını çatarak, "Soo, sessiz ol!" diye azarladı sessiz bir sesle. "Birisi duyacak!"

"Öf aman, o geri zekalıya aşık olduğunu bir tek ebem bilmiyor. O da büyük ihtimalle mezarda olduğu için."

Baekhyun tam işaret parmağını sallayarak okkalı bir cevap verecekti ki, yanlarından gelen tatlı ses iki genci de yerlerinden zıplattı.

"Siz ikiniz iğrençsiniz. Sabah sabah sıçtığınız bok hakkında mı konuşuyorsunuz?"

Kyungsoo ve Baekhyun korkuyla Luhan'a bakarken sarışın çocuk masumca gözlerini kırpıştırdı. Görüntüsü masum görünse de, onları korkutmaktan zevk alıyordu besbelli.

"Tanrım, her sabah bir hayalet gibi yanımıza süzülmeyi nasıl başarıyorsun anlamıyorum. Hayır ödüm bir taraflarıma kaçıyor sonra da geceleri tuvalete gidemiyorum yani. Orospuluğun lüzumu yok, lütfen."

Baekhyun 'Bitch,please' ifadesiyle Luhan'a bakarken Kyungsoo kaşlarını çatarak eyelinerlı çocuğun koluna elinin tersiyle vurdu. Bebeğinin bu kötü sözleri duymasını ya da söylemesini istemiyordu. Hala Luhan'ı küfür söyleyemeyen çocuk olarak görüyordu ve bu Baekhyun'u delirtiyordu. Halbuki Luhan o konuda ikisinide geçmek üzereydi.

"Baekhyun ses tellerini malum yerlerine sokmadan önce kes sesini. Bambimizin yanında böyle kötü sözleri söyleme diye kaç kere tembihledim sana? Neden beni sürekli tekrar ettiriyorsun?"

"Ama Kyungie bu çocuk melek yüzlü şeytandan başka bir şey değil. Sen yokken bir konuşuyor görmen lazım, sülalemde sikilmedik kişi bırakmadı mk. Bir gün gerçekleştireceğinden çk krkyrm çk .s.s"

"Bak hala konuşuyor ağzına çiçek diktiğimin çocuğu!" (ay burda ne güldüm adhklgg)

Kyungsoo neresinden çıkardığı on seneden beri hala gizemli olan cingıl belsli kırmızı terliklerini çıkarırken Baekhyun zeki çocuk, terlik yiyeceğini anlayarak ayaklarını poposuna vura vura koşarken birisi omzuna isabet etti.

"HA HA HA ACIMADI Kİİ!!" Baekhyun dilini çıkararak nanik yaparken bağırdı. Bir kaç kişi ona gülerek bakıyordu.

Kyungsoo dayanamayarak güldü. Kahkahalarla okulun içine giren ve yanında ki gülerek bambi gözleriyle onları izleyen çocuk hayatının neşe kaynaklarıydı. Onlarsız bir hayat düşünemiyordu. Doğduklarından beri birlikte ve hiç ayrılmadan sapasağlam duruyorlardı. Birbirlerinin her şeylerini bilirlerdi. Utançlarını, mutluluklarını, üzüntülerini, sırlarını, korktuğu şeyleri, özellikle ergenlik zamanlarını... Ve bunları paylaşacağın birilerinin olması, hayatta ki en büyük hazineye eş değerdi Kyungsoo'ya göre. Ayrıca eğer ergenlik zamanlarını bilen biri varsa ve o kişi hala yanındaysa, o gerçek dost anlamına gelirdi. Bu su götürmez bir gerçekti.

Ball//baekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin