Ball//baekyeol

Bölüm Yirmi

Multi'nin hikayeyle alakası yoktur. Canım istedi diye koydum, farklı bir şey dinleyebilirsiniz ^^

***

Dün gece hiç ağlamadım. 

 Acımı içimde yaşadığımdan değil tabii ki, aksine yolda baya böğürdüğüm için yaşlı bir teyze balkondan bastonunu ve tavşanlı terliklerini fırlattı bana. Terlik kafama, bastonda kıçıma isabet etti. Sonra tıpış tıpış bastonu ve terlikleri yaşlı teyzeye geri götürdüm ve bir de orada dayak yedim. Yaşlı teyzelerin ninjaları bile bana denk geliyor, ne kadar şanslı olduğumu görüyorsunuz değil mi? Hayır senin gidip romatizmanla falan uğraşman lazım, sanane kıçına tekme basılmış geri zekalı ergenlerden? 

 Evde Tao hyung tehlikesi olduğu için, ağlamamı duyup her şeyi anlayacak ve kıçıma kazık sokacak korkusuyla sesimi çıkarmadım. İşin garibi de, zaten pek ağlamaya istekli olmayışımdı. Göz pınarlarımın ırzına geçmiş olmalıyım. 

 Sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim. Yixing'i kızdırdım, Tao hyungun yanak makaslarından kaçtım, annemden okkalı küfür serisini yedim ve babamın kahvaltı keyfinin içine ettim. Sonra da iyi bir çocuk gibi, okula gittim. Şu anda sınıfta, öğretmen okula gelmediği için tavana disko topu asmaya çalışıp, bir yandan da müzik için hopörleri bağlamaya uğraşan geri zekalı sürüsünün içinde tıkılıp kalmış bir vaziyette, boş bakışlarla sırama bakıyordum. 

 Chanyeol ve Kai gelmemişti, onlar pek sikimde olmasa da Kyungsoo'da ortalıkta görünmüyordu ve Luhan'ı da sabah görememiştim. En yakın arkadaşlarım okula gelmeyipte ben gelince, yedi çocuklu dul gibi hissediyordum kendimi. Bir de en zor zamanımda gelmemezlik yapmıştılar şerefsizler. Küçüklüğümde daha öz verili insanlarla arkadaş olmalıydım. Allah benim belamı versin diyeceğim de, vermiş vereceği kadar zaten. Tipim bile kayık resmen, ağzım gözüm yamulmuş, cehennem zebanileri tarafından tecavüze uğramışım sanki. Mutluluğumdan çalınan şeyler en azından tipime verileydi belki zengin koca bulup etrafta sosyetik kahkahalar atabilirdim. 

 Genlerde şanssızlık var benim. Dna'ma işlemiş resmen. 

 Kafama vurulan elle dişlerimi gıcırdatarak başımı kaldırdım. Mal görünümlü, kravatını yandan başına bağlamış , dört yıldan beri aynı sınıfta olmamıza rağmen tanımadığım geri zekalı tip bana sırıtarak bakıyordu. Az sonra cinayet işleyeceğim, haberi yok malın. Etrafa 'Yaklaşmayın, sikerim' sinyalleri verirken hangi cesaretle kafama vurabiliyordu? 

 "Dans et ahbap!" dedi tuhaf hareketlerle vücudunu oynatarak. "Çok üzgün görünüyorsun." 

 "Üzgün görünmem ağzına sıçmam için bir engel değil tanımlanamayan mikrop. Dans hareketi sandığın garip davranışlarını al ve git az ötede yaşa. Hayat enerjimi sikiyorsun." 

 "Sende hayat enerjisi mi kalmış lan? Rüyamda görsem tipinden korkar, bulduğum ilk cisimle pestilin çıkana kadar dalarım sana, öyle göt gibi görünüyorsun." 

 "Sanane!" diye ayağa fırladım. "Sanane benim tipimden!" (Sanane benim boyumdan hagdjfsh)

 "Oww, sakin ol dostum-" Elini sakin olmamı işaret edercesine salladı. 

 "Bana el kol hareketleri yapma, seni kim olmuyorsun da bana el kol hareketleri yapıyorsun?!" Herkes bize bakıyordu. Sanırım biraz fazla bağırıyordum. Sakinleşmeye çalışarak, "Üç saniyen var." dedim. "Siktir git yanımdan." 

 "Baekhyun'un demek istediği," Omzumda bir el hissederken Kyungsoo'nun yumuşak sesini duydum. "Bizi öğretmene şikayet etmezsen ne kadar çok sevineceğimiz. Aksi takdirde ne olacağını tahmin edersin çok sevgili arkadaşım, değil mi?"