Siz şuan bunu okurken ben finali yazıyor olacağım B)
***
"Atla Baekhyun!"
Girdiğim şoktan irkilerek önümde duran... küçük boyutlu tanka baktım. Bir dakika-Tank?!
"Hassiktir bu ne Kyungsoo?!"
"Aceleye geldi ve garajda duran tek araba buydu, keyfimden mi aldım sanki?! Çabuk bin şuna!"
Sarhoş gibi junior tankın askeri yeşile boyanmış kapısını açarak içeri girdim. "Baban seni sikecek Kyungsoo." dedim iki elimle yanağımı tutup endişeyle konuşurken. "Sike sike sike sikecek oğlum!"
"Remix yapma bana." Kyungsoo homurdanırken frene bastı. "Ne olacağını biliyorum."
"Peki ya nereye gidiyoruz?!"
"Zengin sevgililerimizi geri almaya. Party party yapcaz hyung."
Luhan'ın birden arka koltuktan fırlamasıyla dehşetle irkilerek ona döndüm. Yırtık dondan fırlar gibi sürekli bir yerlerden fırlaması beni gıcık ediyor ve korkudan din değiştirmeme sebep oluyordu. "Orospu çocuğu." diye fısıldadım. "Seni güsulsuz dolaşan boklu. Ben sana kaç kere-"
"Ağzını topla!" diye Kyungsoo'nun kükremesiyle yerime sinip baş parmağımı emerek masumca ona bakmaya başladım. "Lulu'nun yanında-"
"Ama ne yaptığını gördün-"
"Bence konumuz şuan bu değil, hyunglar." Luhan araya girerek konuştu. "Konumuz, Kyungsoo hyung minibüsü kaybettiğinden nereye gideceğimizi bilmememiz."
Kyungsoo sırıttı. Kızıl saçları dağınıkça küçük yüzünün etrafını süslüyordu ve gözlerindeki deli bakışın haricinde ona ayrı bir çılgınlık veriyordu. Küçük burnu, aldığı kararlı nefeslerle genişlemişti. Gözlerini kısıp kaşlarını indirdi. Bu ancak kararlı olduğu ve inata bindirdiği zamanlar yaptığı bir hareketti. Soo gibi özel bir pompalıya sahip olup sevmediği kişilerin kıçını mıhlayan psikopat bir insanın inat etmesi, dehşet verici bir şeydi.
"Hyungun bok yer, ama takip ettiği şeyi kaçırmaz. Asla."
Küçük tankın tepesinde asılı küçük ekrana dokundu. Dokunuşunun ardından açılan ekran, şaşkınca nefes almama sebep olmuştu. Kuş bakışı yollarda, birisi kırmızı diğeri yeşil, iki nokta görülüyordu. Kırmızı olan nokta yeşilden biraz uzakta ve farklı bir yoldaydı.
"Oha oldum yane hyung!" dedi Luhan pişkince sırıtırken. "Adamın penisine pompalını gömerken mi yerleştirdin gps cihazını? Müthişsin!"
Kyungsoo eliyle olmayan saçını savurdu. "Thx canım."
"İkinizde manyaksınız. Başka bir şey demeye dilim el vermiyor." dedim şaşkınlıkla ikisine bakarken.
"Eğer manyaklığım olmasaydı bok takip edebilirdik." Kyungsoo 'sen çok biliyon' bakışlarıyla bana göz ucuyla bakarken konuştu. "Sevgilini de göremezdin."
"Neler oluyor harbiden? Chanyeol dışarı çıkmıştı, ve bana el sallamıştı. Sonra... sonra birden onu arabaya tıktılar. Neden? Kim ne istedi yine?"
"Evlenecekler." dedi Kyungsoo, duygusuz bir tavırla. Gözlerini yoldan çekmemişti ama direksiyonun etrafında sıkılaşan elleri ne kadar öfkeli olduğunu belli ediyordu.
"NE DEMEK EVLENECEKLER?! BU NASIL OLABİLİR?!"
"Bir adet nikah memuru, iki şahit, bir tane de eş. Bilirsin, gelenek böyle."
"Yah Luhan! Çarparım ağzının ortasına, hyungunla nasıl dalga geçebilirsin?!"
"Alaycı sözlerle. Zihnimde kızacağın cümleleri birleştiriyorum ve pat, söylüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ball//baekyeol
Fanfic"Hiç tahmin edemedim güzel gülümsemene bu denli aşık olacağımı." "Bu gülüşün sebebi sensin. Neden şaşırıyorsun ki?" #Tüm hakları saklıdır#