Bölüm Bir

6.2K 433 161
                                    

(8 yaşındayken sıcak bir yaz günü)

"Lulu, topu bana gönder!"

Luhan topu çevik bir hareketle Baekhyun'a gönderdi. "Çabuk, Baek!"

Kısa olan topu iki ayağının arasında oynatarak ilerliyorken bir an durdu ve kaşlarını çattı. Ellerini beline koyarken, "Yah!" diye bağırdı. "Sana kaç kere dedim bana hyung de diye! Kyungsoo'ya sürekli hyung diyorsun, bana gelince 'Baek' oluyor! Pis velet!"

Luhan sırıtarak omuzlarını silkti masum bir tavırla. "Kendimden kısa çocuklara hyung dememi bekleme benden."

Baekhyun bir an ayaklarının arasındaki topu onun müsait bir taraflarına sokmayı düşündü. Amanın Tanrım, çok müthiş olurdu! Ama kazanması gereken bir maç olduğu için, öfkeyle homurdanarak kaleye doğru ilerlemeye devam etti.

O sırada, nereden çıktığı belli olmayan en yakın dostu Kyungsoo sırıtarak yolunu kesti.

"O topu atmana izin vermeyeceğim Bacon."

"Elinden geleni yap 'Kyungie' "

Baekhyun sırıtarak arkadaşının en nefret ettiği lakabını söyledi. Bu Kyungsoo'yu kızdırıp dikkatini dağıtırken kısa olan bunu fırsat bilip Kyungsoo'yu atlattı ve topu kaleye tüm gücüyle gönderdi. Fazla güç kullanmış olmalı ki top, kale olarak kullandıkları çitten çıkıp yola savrulmuştu. Kısa şortlar giymiş küçük tayfa sızlandı.Bir daha kim o topu almak için kıçını kaldırıp sokağa çıkacaktı ?

"Ya Byun Baekhyun! Değerli topumuza nasıl böyle hayvanca davranabilirsin?" Kyungsoo elini beline koyarak konuştu. "Hayvanlık genlerine işlemiş senin! Onunda bir duyguları var!"

"İzlediğin dandik Kore filmleri'nde ki replikler bana sökmez Kyungie. Ben senin bildiğin erkeklere benzemem."

Baekhyun Kyungsoo'nun bağırışlarına aldırmadan sırıtarak evinin ön bahçesine gitti ve bahçe kapısını açarak sokağa fırladı.

Etrafına bakındığında topun sokağın aşağısında ki kaldırımda durduğunu gördü. O kadar da uzağa gitmemişti. Keyiflenerek oraya doğru ilerledi.

Eğilip topu alacağı sırada güçlü bir rüzgar esti ve topu hareket ettirdi. Top yuvarlanarak gidiyorken Baekhyun kaşlarını çatarak takip etti. Sonunda top durduğunda ve kısa olan topu almak için tekrar yeltendiğinde, top onunla alay ediyormuşçasına tekrardan hareket etti.

"YAH! Neden yerinde durmuyorsun seni aptal top?!" dedi sinirden ayaklarını betona vurarak. "Beni sinirlendirmekten zevk mi alıyorsun?"

Baekhyun öfkeyle topu takip ederken evinden ne kadar uzaklaştığını fark etmemişti. Top olayları tekrarlayarak durduğunda Baekhyun bu kez kararlı bir şekilde dizlerinin üstüne çöktü ve topun iki yanına elini koyarak kendine doğru çekerken görüş alanına bir çift converse ayakkabı girdi. Lanet top gelmiyordu çünkü lanet ayakkabıların lanet sahibi lanet topun üstüne basarak bunu engelliyordu!

Baekhyun kaşlarını çatarak başını yavaşça yukarı doğru kaldırdı. Kendisine pis pis sırıtan kepçük çocuğu gördüğünde sinir kat sayısı artmıştı. Bu çocuk hangi hakla değerli topuna ayağını sürebilir ve bunun üstüne dalga geçermiş gibi gülümseyebilirdi?! Byun Baekhyun buna sikseler izin vermezdi!

"Seni kepçük! Çek o bebek mezarı ayaklarını topumdan!"

"Bu top artık benim bücür. Yani iş büyümeden uzasan iyi olur."

Kepçük çocuk ellerini göğsünde birleştirerek söyledi. "Ben kepçük de değilim bir kere tamam mı? Sizin kulaklarınız garip."

Baekhyun bu adaletsizliğe katlanamazdı. Şu ana kadar kıçına yaşayan bir canlı sokulan insanlar hariç hiç kimse onun hakkını yiyememişti. Tabii ki de topunu bu geri zekalıya vermeyecekti.

Ball//baekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin