İYİ OKUMALAR :)
Bir insan nasıl bu kadar inatçı olurdu. Sanırım inatçının sözlükteki anlamı Mert Kıran'a eşitti. Gerindim ve onu üstümden ittim. Bu hareketim onu güldürmüştü. İnatçı olmasının yanında psikolojik sorunları vardı.
"Senin cidden psikolojik sorunların var Mert. "
Pis sırıtmasıyla bana bakarken, yanından geçmeye çalıştım. Ama buna kolları engel oldu.
"Mert, Hazarlar seni yanımda görürse-"
"Ne olacak ? Dayak mı yerim."
Sorusunu cevaplamadım. Ters cevaplar vermemin onu daha da kızdıracağını biliyordum.
"Yemeğe akşam gideceğiz. " Bakışlarını üstümde gezdirdi. "Ve sexi şeyler giy."
Dediği şey sinirimi bozarken, suratımı da kızartmıştı.
"Sen hangi cüret-"
"Melis eğer yemeğe gelmezsen bütün okula beraber dans ettiğimiz görüntüleri izletirim... "
Dediği şeyler beynime balyozla vurulmuş etkisi yaratmıştı. Ne dediğini çok iyi anlamıştım. O gece onunla dans ettiğimi Aslı'dan öğrenmiştim. Ama dansımızı kaydetmişti. Ve bunu tek başına yapamazdı. Birine yaptırdığı açıkça belliydi. Ve daha da kötüsü ben sarhoştum. Nasıl dans ettiğimi bilmiyordum.
Ona doğru gidip, hızlıca bir tokat attım. Ani olduğu için o da şaşırmıştı.
"Sen nasıl bir pisliksin. "
"Öyle deme Melis. O gece harikaydın. Bacak-"
"Kes sesini !" diye tısladığımda ağzından bir kahkaha çıktı.
"Ama böyle yaparak beni daha çok tahrik ediyorsun bebeğim."
Elimi havaya kaldırdığımda bu sefer havada yakaladı.
"Bir daha bana vurmaya kalkışırsan, o vurmaya çalıştığın elini kopartırım." Sesi beni ürkütmüştü. Tıpkı Onur gibi olmuştu. Elimi çektim.
"Görüntüleri kim çekti ?" sorduğum soru karşısında biraz önceki sert suratı, şimdi eski alaylı halini almıştı.
"Bunun bir önemi var mı ?"
"Var ve kim olduğunu söylemezsen..." düşündüm. Eğer yemeğe gitmezsem kesinlikle o görüntüleri herkese gösterecekti. "Yemeğe gelmem."
"Sen beni tehdit mi ediyorsun ?"
"Nasıl anlarsan." dediğim şeyle -suratından anladığım kadarıyla- düşünmeye başladı. Zafer kazanmışcasına sırıtmaya başladım.
"Peki." dediği şeyle daha da sırıttım. Arkasını dönüp yürümeye başladı.
"Saati sana mesaj atarım." Aklıma gelen şeyle bağırdım.
"Mert !" Bana doğru döndü.
"Yemeğe geldiğimde o görüntüleri izlemek istiyorum. " Kafasını tamam anlamında salladı.
"Sana güvenmeli miyim ?"
"Güvenmek zorundasın." dedi ve yürüdü. Ben ise arkasından bakakaldım.
Telefonum çalmaya başladığında arka cebimden çıkardım. Arayan kişiyi gördüğümde nefesimi sıkıntıyla verdim. En yakın zamanda onu engellemeliydim. Meşgule verdim.
Yürümeye başladığımda herkes çıkış kapısındaydı. Telefonum titrediğinde, cebimden çıkardım. Mesaj gelmişti. Kimin attığına baktığımda, rehberimde ekli değildi. Açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notalarda Saklı (Askıda)
ChickLitGüven diye fısıldadı kız. Güldü. Çünkü güven görmeyen birine gökyüzünü anlatmak gibi. Melis, Ayaz yüzünden güveni sarsılmıştı."Güven ruh gibidir, terkettiği bedene geri dönmez." demiş Shakespeare. Peki Aslı Ayaz'a tekrar güvenebilecek miydi ? Yoksa...