OKUMA SAYILARI GAYET İYİ KIZLAR. YENİ BÖLÜM BİRAZ GEÇ GELİYO FARKINDAYIM AMA SİZE SEBEBİNİ AÇIKLAMIŞTIM. NEYSE UMARIM BEĞENİRSİNİZ. İYİ OKUMALAR :)
HAZAR 'DAN
Melis'in kucağımda bayılmasıyla hemen onu kucakladım. Onur piçiyle sonra ilgilenicektim. Merdivenlere geldiğimde hızlı hızlı çıkmaya başladım. Melis'in neden bayıldığını anlamamıştım.
Okul binasından çıktım. Arabaya doğru yürümeye başladım. Melis' e baktığımda hala gözleri kapalıydı. Suratını incelemeye başladım. Ne kadar saftı. Hiçbir şeyden haberi olmayan masum bir kızdı. Melek gibiydi. Bunu okula geldiği gün anlamıştım. Tıpkı annem gibi...
Arabanın anahtarını zorda olsa cebimden çıkarmıştım. Kapıyı açıp kafasına dikkat ederek koltuğa yatırdım. Kapıyı hemen kapattım. Ön koltuğa geçerek gaza bastım. Hastaneye doğru hızla arabayı sürdüm. Önemli bir şeyi olabilirdi.
Hava kararmaya başlamıştı. Kırmızı ışık yanınca durdu. Arkasına döndü. Melis hala uyanmamıştı. Endişelenmeye başlamıştı. Yeşil ışığı beklemeden gaza bastı.
Hastenin önüne gelince hemen durdu. Arabadan inip arka kapıyı açtı. Melis' i hızla kucağına aldı. Hızla hastaneye girdi.
- " Sedye getirin!"
Hemşireler ve bir doktor yanına geldi. Sedye gelince Melis' i yatırdı.
- Doktor " Hazar Bey noldu?"
- " Bilmiyorum. Ona sarılmıştım ve birden bayıldı." Hazar sinirle koltuğa tekme attı.
- Doktor "Sakin olun Hazar Bey şimdi test yapıp ne olduğunu anlarız."
Doktor yürümeye başlayınca Hazar onu takip etti. Odaya gelince Melis'i yatakta görmüştü.
- Hemşire " Haluk Bey bence- " Hemşirenin sözlerini Hazar' ın telefonu bölmüştü. Hazar odadan dışarı çıktı. Telefonu eline alınca Ege'nin aradığını gördü.
- " Efendim Ege."
- " Hazar nerdesiniz ?!" Ege'nin ses tonundan da anlaşıldığı üzere merak etmiş ve sinirlenmişti.
- " Hastanedeyiz."
- " Ne ! Melis iyi mi?
- " Sakin ol Ege ben de tam olarak bilmiyorum bayıldı."
- "Hangi hastanedesiniz?"
- " ............................................. "
- "Tamam hemen geliyorum." Telefonu kapattım ve odaya geri döndüm.
- "Hazar Bey, hastanın astımı varmış. Sanırım uzun süre kapalı bir alanda durmuş. Ve bu da bayılmasını sağlamış. Şimdi iğne yaptık. Korkulacak bir şey yok. Birazdan kendine gelir."
Sadece kafamı sallamakla yetindim. Haluk amca odadan çıkınca Melis'in yanında ki sandalyeye oturdum. Yüzünü incelemeye başladım. Tıpkı bir melek gibiydi. Kanatsız bir melek. O tanıdığım kızlardan çok farklıydı.
Melis'in astımı vardı ve bunu bilen biri bunu yapmıştı. Bunu kim yaptıysa bulup öldürücektim. Onur'un ona sarıldığını gördüğümde resmen delirmiştim. O piç asla ona sarılamazdı. Yavaşça saçlarını okşadım. Onun hiç bir şeyden haberi yoktu o benim ve Ege'nin aksine oldukça masumdu. Melis beyaz bir nokta gibiydi. Hiç kirliliği olmamış, temiz, saftı. Ama ben siyahtım. Eğer siyahla beyaz karışırsa beyazın parlaklığı, masumluğu yok olurdu...
Saçlarıyla oynadıktan sonra yüzüne geçtim. Yavaşça yanağını okşadım. Suratı pürüzsüzdü. Kıpırdanınca hemen elimi çektim.
MELİS 'TEN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notalarda Saklı (Askıda)
ChickLitGüven diye fısıldadı kız. Güldü. Çünkü güven görmeyen birine gökyüzünü anlatmak gibi. Melis, Ayaz yüzünden güveni sarsılmıştı."Güven ruh gibidir, terkettiği bedene geri dönmez." demiş Shakespeare. Peki Aslı Ayaz'a tekrar güvenebilecek miydi ? Yoksa...