İyi okumalar.
***
Neden yaşıyorum bilmiyorum. Neden bu acıyı çekiyorum bilmiyorum. Gerçi neden burada olduğumu ve bunları yaşadığımı da bilmiyorum.
İnsanı fiziksel acıdan daha çok canını yakan bir şey varsa o da zihinsel ve ruhsal acılar ya da yaralardır. Bazen Serhat keşke beni ailemden uzak tutacağına öldürseydi diyorum.
Bazı insanlar yaşamak yerine ölmeyi tercih eder. Tabi bu insanın yaşadığı hayata göre çok değişiklik gösterir. Gerçi bu dünyada kim yaşamak ister ki?
***
-Asila Yıldız-
"Abi!" Dedim bağırarak. O ise sadece yüzüme şokla bakıyordu. Ben hızla direksiyonu tutup yolcu koltuğundan arabayı kontrol ettim. Böyle şeylere alışıktım ama genelde sonu bir yere çarpmakla bitiyordu ve sürücü koltuğundaki şahıslar ölüyordu.
Abime bağırmanın bir işe yaramayacağını hatırladığımda sol elimle direksiyonu tutarken sağ elimle dörtlülere bastım. Ardından iki elimle de direksiyonu tutup yan aynaya bakıp dikkatlice arabayı sağa çekmeye başladım. Bir çok kişi korna çalsa da yanımızdan geçtikten sonra olayı anlıyorlardı. En sağa çektiğimde otomatik el fren düğmesine basıp arabanın durmasını sağladım. Pahalı arabanın da el freni bir başka oluyordu.
İçimden bu dediğime kıkırdarken abime döndüm ve ona bakmaya başladım, o zaten bana bakıyordu. O bir süre daha beni izlerken ayağımın oraya ne zaman attığımı bilmediğim çantamı alıp arka koltuğa attım. Abim hala boş boş bana bakarken göz devirdim ve arabadan indim. Arabanın ön tarafından dolanıp sürücü koltuğuna yaklaştım. Kapıyı açıp önce bir süre abime baktım.
"Uğur ile evlenme kararı aldığımızda sana düğüne 2 saat kala söyleyeceğim abi." Dedim ve abartılı bir şekilde göz devirdim. O bu dediğime kaşları çatılırken yavaş yavaş kendine geldiğini anladım. Sende salak mısın Asila? Adam araba kullanırken söylenir mi bu?
Diyerek içimden kendime kızarken aynı zamanda abimin kolunu tutup onu arabadan çıkarttım. Sanki küçük bir çocuğu arabaya bindiriyormuş gibi abimin elinden tutup onu yolcu koltuğunun olduğu tarafa doğru yürütüyordum. Tabi ki bunu yaparken onu azarlamayı da unutmuyordum.
"Sana nasıl ehliyet verdiler acaba? Seni abilerime söylicem 'az kalsın kaza yapıyorduk beni öldürmeye çalıştı' dicem. Azıcık dövsünler seni." Dedim pis pis sırıtarak. O bu halime gülüp konuşmaya başladı.
"Ama lütfen neden olduğunu da söyle bebeğim. Sonuçta ehliyet sınavında yanıma gelip 'İleride kardeşin sen araba sürerken Siyah Anka olduğunu söyleyecek. Ona göre sana ehliyet vericez.' demediler. Kusura bakma bebeğim." Dedi ve sırıtmaya devam etti. Ben bu haline göz devirip kapıyı açıp kafasından tuttuğum gibi arabanın içine ittim. O bu halime daha çok sırıtırken ben kapıyı yüzüne çarpıp, sürücü tarafına doğru yürümeye başladım.
Araba yerleştikten sonra abime bakmadan arabayı çalıştırıp drift atarak hızla sürmeye başladım. Otobanda olduğumuz için pek sorun olamamışa benziyordu. Kısa bir an abime baktığımda sırıtarak bana bakıyordu. Onunla daha çok vakit geçirsem iyi olacak gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrın Çıkışı
Fiction générale^Hayattı büyük bir planla altüst olan ailesinden ayırılan bir kızın hikayesi.^ ❗Ilk kitabımdır❗