İnsanlar zamanla değişir, en yakından tanıdığını sandığın insan bile bir gün karşına yabancı olarak çıkar ve hiç beklemediğin anları sana yaşatır. Kana bulanmış eller bir zamandan sonra birleşerek kalplere sıçrayıp birbirlerini paramparça eder.
🩸
Y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Olduğum yerden kıpırdadım, bacaklarımı karnıma çekerken bedenimin yumuşak bir yatakta olduğunu hissettim. Kaşlarımı çatıp gözlerimi araladım, kendi yatağımda yattığımı gördüm. Başımı hareket ettirirken yan tarafımdaki yastığın üstünde not yazılı bir kağıt gördüm. Yerimden doğrulup mektubu elime aldım, içini açarken esneyerek okumaya başladım. En altta Berk'in adını gördüm. Mektubu okumaya başladım: Sabaha karşı güneş doğmadan uyuyakaldın, bende seni evine getirdim. Aşağıya yeni numaramı yazdım, eskisini artık kullanmıyorum. İstediğin zaman arayabilirsin. -Berk <3
Güldüm. Numaraya baktıktan kısa bir süre sonra etrafımda telefonumu aradım, çantamı yatağın başlığına asılmış görünce içini açıp telefonumu içinden çıkarıp açtım. SIM şifresini girip ekranı açtığımda normal kilit şifremi girdim, rehbere girip kağıtta yazan numarayı yazarak kaydettim; eski numarasını bulup sildim.
Bu sırada odamın gıcırtıyla açıldığını duyunca telefonu elimden bırakıp başımı kapıya çevirdim, Teo'yu gördüğümde içeri girip yatağın kenarına oturdu. "Geceniz iyi geçti mi bari?"
Teo duyduğuna sevinircesine güldü. "İyi o zaman öğleden sonra stüdyoya gidiyoruz. Berk'te şirketten oraya geçecekmiş, Tolga ile Mine stüdyoyu hazırlıyor, bende birazdan çıkıp onlara yardım etmeye gideceğim. Senin için bugünlük şirketten izin aldım, önce senin sesini dinleyip kayıda geçireceğiz sonra Berk'inkini."
Anlamayıp kaşlarımı çattım. "Benim neden sesimi dinliyorsunuz? Benim sesim çok kötüdür."
Teo, "Evde olduğum zamanlarda sesini az çok duydum Nova. Güzel bir sesin var. Hem grupta Kutay'ın yerini de sen doldurursun. Mine'de Kutay'ın gitarını çalacak. Grup epey geniş olacak," dedi rahatça.
Kutay'ın ismini aylar sonra duymak içimi ürpertmişti.
Kaşlarımı yukarı kaldırıp gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Teo mavi gözlerini üstüme dikip, "Hadi, hazırlan," dedi ve odamdan dışarı çıktı.
"Tamam."
Yataktan yere inip ayağa kalktım, odadan dışarı çıkıp banyoya girdim. Lavaboya yaklaşıp musluğu açtığımda ellerimi soğuk suyun altına soktum. Yüzümü yıkayıp yan duvarda asılı duran havluya kuruladım, kendime geldiğimde banyodan çıkıp odama geçtim. Kapıyı kapatıp gardıroba ilerledim, üstümden elbisenin fermuarını çekip çıkardım. Gardırobun içinden kısa ince askılı siyah badi ile altıma bol paçalı kot pantolonumu giydim, üstüme uzun siyah ceketimi giydim. Saçlarımı salıp saç spreyleriyle elektriklenmesini önledim, fön makinemi çıkarıp fişe takarak saçlarımı düzledim. Saçlarımı yaptıktan sonra makyaj çantamı çıkardım. Odadan dışarı çıktığımda yan odadan kulağıma yüksek seste Bon Jovi'nin It's My Life parçası geliyordu. Banyoya girip aynaya yaklaştım, çantanın içinden makyaj malzemelerimi çıkarıp yüzüme hafif makyaj yaptım.
