Selammmm, nasılsınız?
Arkadaşlar şimdi şunu söylemek istiyorum bu kitapta sadece bir çifte yer verilmeyecek bir çok çifte yer verilecek mesela, Yiğit-Toprak, Ali Asaf-Yağmur, Ege-Zeynep, Miyase'ye de birini buldum o sürpriz olsun.
Yani ben sadece bir çiftle ilerlemek istemiyorum bence böyle olması daha iyi, sizce?
Bir de Ali Asaf ve Yağmuru anlattığım bölümler hariç her bölümün başlığına yanında kimi anlattığımı yazacağım.
Bölüm biraz geçikti kusura bakmayın, keyifli okumalar:)
***
Toprak'ın anlatımıyla.
Sabah güneşi gözüme vururken, hiç sabah olmamasını dilerdim. Çünkü bugün ve yarın benim en kötü günümdü.
Bugün kına yarın ise düğünüm vardı, dini nikahı da dün yapmıştık, olaylar nasıl bu kadar hızlı gerçekleşti bende anlamamıştım ki. Gözlerimi kapatmış tekrar uyumaya çalışırken odanın kapısı açıldı, gözlerim kapalı olduğu için kimin geldiğini anlamamıştım ama bu pek uzun sürmedi.
"Abla hadi kalk, daha kuaföre gideceğiz şalını ve makyajını yaptırmak için." Gözlerimi açtım, "ne makyajı Yağmur! Yaptırmam makyaj felan." Yağmur beni kolumdan tutmuş kalkmam için çekiştiriyordu. "Off abla küçük dokunuşlar işte, öyle büyük bir makyaj değil." Omuzlarımı silktim, "olsun."
Beni zorla da olsa yataktan kaldırıp banyonun önüne bıraktı ve kendi odasına doğru yürümeye başladı, "hemen hazırlan eniştem 5 dakikaya gelir." Oflayarak banyoya girdim ve işimi halledip odama geçtim.
Hızlıca üzerimi giyinip, şalımı yapıp odadan çıktım.
Ayakkabılığın yanına gidip ayağıma beyaz converslerimi giyip Yağmur'u beklemeye başladım. Bana hızlı ol diyip bu kadar yavaş hazırlanması göz yaşartıcı.En sonunda Yağmur'da gelip ayakkabılarını giydiğinde beraber aşağıya indik. Aşağı indiğimizde her zamanki gibi Yiğit tam zamanında gelmişti. Yağmur Yiğit'e başıyla selam verip direkt arkaya oturdu ve biz tek kaldık.
"Heyecanlı mısın?" Başımı salladım, "biraz, sen?" Gülümsedi, "hemde çok," biraz duraksadıktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi devam etti. "Bana fotoğrafını attığın kınalık bagajda bu arada." Gülümsedim, "teşekkür ederim."
O da bana gülümseyip arabanın kapısını açtığında bende arabaya bindim ve Yiğit kapıyı kapattı.
Arkada Yağmur dışında kimsenin olmaması beni şaşırtmıştı. Yiğit arabayı sürerken merakıma yenik düştüm, "kimse gelmeyecek mi?"
"Annemleri Ali Asaf götürecekti, gitmişlerdir belki." Kafamı anladım dercesine salladım ve arkama yaslanıp akan yolu izlemeye koyuldum, Yiğit iyi biriydi ama ben evlenmeyi hiç istemediğim için onu sevemiyordum. Çok denedim onu sevmeyi ama olmadı, yapamadım. Belki aynı evde yaşadığımız da severim :)
YOU ARE READING
Helal Yârim | Texting
Teen Fiction053***; Yağmur hanım, ben lafı uzatmayı pek sevmem. 053***; Sevgili olayları felan da çok ters bana, size de öyle olduğunu düşünüyorum. 053***; Ben sizi gördüm beğendim. 053***; Bence siz de beni beğenirsiniz. 053***; Haftaya müsaitseniz sizi Allah'...