Selammm,
Evet yeni bölüme hoşgeldiniz🤍
Bu bölüm tekrar Giray ve Tuğçe'yi okuyacaksınız sonra Ali Asaf ve Yağmura ağırlık vereceğim.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar :)
***
Tuğçe'nin anlatımıyla.
Hangimiz dört dörtlük bir hayat yaşıyoruz? Hangimiz istediği her şeyi yapabiliyor? Hangimiz özgür? Eğer şuan istediği her şeyi yapan, özgür bir bireyseniz, istemediğiniz şeyleri yapmaya zorlanmıyorsanız çok şanslısınız. Maalesef ben o kadar şanslı değilim. İstemediğim şeyleri yapmaya zorlanıyorum.
Daha 17 yaşındayım ve benden tam olarak 15 yaş büyük bi adamla nişanlıyım, 18 yaşıma girdiğim an evleneceğiz. Evlenmek istemiyorum! Kendi ayakları üzerinde duran, güçlü bi kadın olmak istiyorum.
Annem de beni vermek istemiyor, ama üvey babam kimseyi dinlemeden üç kuruş için veriyor beni o adama.
Babam olsa böyle olmazdı, o benim istemediğim hiç bir şeyi yapmazdı.
Ama o yok...
Babamdan sonra bir tek annem kalmıştı ama artık o da yok...
Annem o adamla evlendiği gün bitmişti benim için, hiç çabalamadı benim için, bir kere olsun demedi ki "o benim kızım, sen kimsin de benim kızımı zorla evlendireceksin." Bana dediği tek şey, "kader böyleymiş kızım..."
Nişanlandığımı ailem dışında kimse bilmiyordu, bugüne kadar. Evden çıkarken Giray'la buluşacağımı kimseye söylememiştim çünkü söylersem kapıya kilit vuracaklardı. Bende Adem'e arkadaşım Esin ile buluşacağımı söylemiştim, arkadaşlarımın onu tanımdağını bildiği için peşime takılmaz diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Giray kalakalmış bir şekilde Adem'e bakarken Adem'in eli havada kalmıştı. Adem elini indirdiğinde Giray'dan hala ses gelmiyordu, kitlenmiş bir şekilde Adem'e bakıyordu. Benden hoşlandığını bildiğim için bu hareketine şaşırmamıştım. Aslında bende ondan hoşlanıyordum ta ki Adem'le nişanlanıp aşk'a tövbe ettiğim güne kadar.
Aradan geçen 2 dakikanın ardından Giray zor da olsa kendine geldi ve bana dönerek, "ödevimiz az kalmıştı zaten geri kalanını ben hallederim." Adem sahte gülümsemesiyle Giray'a bakmaya devam ediyordu. "Çok güzel olur, zaten Tuğçe'yle işimiz var malum düğün yaklaşıyor." Giray ikimize de bakmadan ayağa kalktı, eşyalarını toplayıp masadan kalıp gitti.
İşte benim için en zor olan ana gelmiştik, Adem Bey'e (!) hesap verme zamanı. Kafede tek tük insan olduğu için kalkmıştık ve eve doğru yürüyorduk, kafede bana bağırıp çağıramayacağı için.
Eve geldiğimizde kimsenin olmaması iyice moralimi bozmuştu, işte şimdi başlıyorduk. İçeri girdik ve ben koltuğa oturup halının desenleri ile ilgilenmeye başladım. O sırada Adem'de konuşmaya başlamıştı. "Sen beni kandırabileceğini mi sanıyorsun lan, bunun için kırk fırın ekmem yemen lazım!" Diye bağırdı ama tepkisiz kalışım onu daha çok sinirlendirdi ve beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı. "Yüzüme bak lan, cevap ver bana!" Yine cevap vermedim.
Adem kolumdan sürükleyerek beni odama götürdü ve yatağa doğru fırlattı. "Bir hafta boyunca ne bu evden ne de bu odadan çıkacaksın duydun mu, okula da gitmeyeceksin kafeye de!" Dehşetle ona baktım. "S-söz verdin, okutucam dedin!" Artık susamazdım. "İstediği bölümü oku dedin, ben seni okuturum dedin. Ne değişti şimdi, söylesene ne değişti?!" sesim haddinden fazla yüksek çıkmıştı. "Sen değiştin, sen! Ben sana güvenirken sen elin oğlanlarıyla fingirdeşmek için bana yalan söyledin!" Dediğinde kendimi tutamadım ve sağ yanağına okkalı bir tokat geçirdim, ama iki saniye sonra bu yaptığıma pişman olmuştum.
YOU ARE READING
Helal Yârim | Texting
Teen Fiction053***; Yağmur hanım, ben lafı uzatmayı pek sevmem. 053***; Sevgili olayları felan da çok ters bana, size de öyle olduğunu düşünüyorum. 053***; Ben sizi gördüm beğendim. 053***; Bence siz de beni beğenirsiniz. 053***; Haftaya müsaitseniz sizi Allah'...