1.0

606 41 22
                                    

Selamlarrr, nasılsınız?

Yeni bölümle sizlerleyim, keyifli okumalar:)

***

Sabahın sekizinde mutfaktan gelen bağırışma sesleri ile gözlerimi açtım, bu alışık olduğum bir şey olduğu için pek takmadım ve gözlerimi geri kapattım. Birazdan odaya gelip bana da bağırıp çağıracağı için biraz daha uyuyabilirdim.

Tabi ki yine şaşırmadım ve odanın kapısı sert bir şekilde açıldı. "Kalk lan sen de zaten bi işe yaradığın yok, ancak yat!" Hiç bir tepki vermeden yatmaya devam ettim ve o da bağırmaya, küfürler etmeye devam etti. Hiç tepki vermemem onu sinirlendirmiş olacak ki önce odamın kapısı, sonra evin kapısı hızlıca çarpıldı. Sonunda gitmişti, hep böyle olurdu önce odama girer bağırır çağırır, sonra ise giderdi. Bazen saçımı çekerek kaldırırmaya çalışırdı beni ama ben kendimi sıkar cevap vermezdim, gözlerimi dahi açmazdım.

Tekrar uyumaya niyetliydim ki telefonuma gelen bildirimle gözlerimi açıp, komidinin üzerindeki telefonumu aldım. Ablam mesaj atmıştı, düğünün üzerinden 1 hafta geçmişti ama biz hiç konuşmamıştık.

Ablam(Üvey); Yağmur, ne yapıyorsun?

Siz; Tekrar uyumaya çalışıyorum, sen?

Ablam(Üvey); Bende ne yapayım, Yiğit'in ailesi geldi de,

Ablam(Üvey); Kahvaltı yapacağız.

Ablam(Üvey); Sende gel diyecektim, gelir misin?

Siz; Ben ne yapacağım ki?

Ablam(Üvey); Tek başıma tedirgin oluyorum.

Ablam(Üvey); Lütfen.

Siz; Tamam da, nasıl gelecem?

Siz; Uzak.

Ablam(Üvey); Ali Asaf geliyor seni almaya.

Siz; Geliyor derken?

Ablam(Üvey); Öhm öhm

Ablam(Üvey); İkna edeceğimi bildiğim için onu gönderdim.

Siz; Gelmiyorum(!)

Ablam(Üvey); Hadi ablacım hadi, öptüm.

Siz; Bende ablamm.

Telefonu tekrar komidinin üzerine koydum ve lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Tekrar odama dönüp dolabı açtım ve ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Aradan geçen 15 dakikanın ardından ne giyeceğime karar verip dolabı kapattım.

 Aradan geçen 15 dakikanın ardından ne giyeceğime karar verip dolabı kapattım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Kendime aynadan son kez baktıktan sonra çantamı alıp, odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde Giray'ı ve annemi masada kahvaltı ederken buldum. Anneme doğru yaklaştım ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Annecim çıkıyorum ben, akşam yemeğine kadar gelirim."

Annem kafasını kaldırıp bana baktı, "nereye kızım bu saate?" Tam konuşacaktım ki Giray araya girdi, "hiç bir yere gidemezsin izin vermiyorum ben." Göz devirip Giray'a baktım.

"Sana sorduğumu hatırlamıyorum iğrenç, küçük bulanık!"

Tekrar anneme döndüm, "Ablam kahvaltıya çağırdı, oraya gidiyorum." Annem kafasını salladı, "tamam kızım, ama geç kalma olur mu?" Annemin yanağına bir öpücük daha kondurup kafamı salladım. "Tamamdır, hadi görüşürüz."

Yanlarından ayrıldım ve ayakkabılıktan beyaz spor ayakkabılarımı giyip aşağı indim. İndiğimde Asaf'ın hâlâ gelmediğini gördüm ve kapının önünde beklemeye başladım.

Aradan baya bi zaman geçti ama Asaf hâlâ gelmemişti. Telefonumun titrediğini hissettiğimde çantamdan telefonu çıkardım, mesaj Asaf'dandı. Demek ki engeli kaldırmış.

053***; Yağmur hanım rahatsızlık vermek istemezdim ama.

053***; Çok afedersiniz kapıda ağaç oldum.

Şaşırmıştım, çünkü bende kapıdaydım.

Siz; Emin misiniz Asaf Bey?

Siz; Çünkü bende kapıda ağaç oldum, ama siz yoksunuz.

053***; Nasıl yani?

053***; Ben mi körüm acaba?

053***; Çünkü ben sizin kapının önündeyim ama siz yoksunuz?

053***; *Fotoğraf*

Siz; Hahshshshd

053***; Komik olan ne tam olarak?

Siz; Asaf Bey, size kötü bir haberim var.

Siz; Burası bizim ev değil.

053***; Ne demek sizin ev değil.

053***; E biz geçen hafta gelini bu evden almadık mı?

Siz; Burası bizim ev olmadığına göre?

053***; Rica etsem konum atabilir misiniz?

Siz; Peki.

Konumu attıktan sonra gülerek telefonu çantama koydum ve beklemeye başladım. Aradan geçen kısa bir sürenin ardından Asaf geldi, bende arabaya bindim.

"Bulabilmişsiniz evi." Dedim kinayeli bir şekilde ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Sayenizde Yağmur Hanım, sayenizde."

***

En sonunda ablamın evine gelebilmiştik, en sonki konuşmadan sonra ikimizde sanki aramızda bir anlaşma varmış gibi hiç konuşmamıştık. Eve girdiğimizde içerdeki herkese selam verip direkt mutfağa ablama yardıma gitmiştim ve şimdi beraber sofrayı kuruyorduk.

"Yağmur, bir de omlet mi yapsak acaba?" Ablama yandan bir bakış attım, "ay abla zaten bir sürü şey yapmışsın ne gerek var şimdi omlete felan." Masada bi kuş sütü eksikti ve ablam hâlâ bir şeyler yapma derdindeydi.

"İyi o zaman sen git çayları dağıt." Bir şey demeden ablamın doldurduğu bardakları tepsiye dizdim ve içeri gittim. Çayları herkese dağıtmaya başladım.

Son olarak Asaf'a çayını verirken isteyerek yapsam yapamayacağım bir şey yaparak bardağı devirdim ve bütün çay Asaf'ın üzerine döküldü. Asaf bir hışımla ayağa kalktı ve sanırım dizlerinin üzerindeki acıyı geçirmek için garip hareketler yapmaya başladı.

Herkes Asaf'la beraber ayağa kalkınca bir anda ne yapacağımı şaşırdım ve masanın üstündeki sülahiyi tamamen Asaf'ın üzerine boca ettim. Asaf rahatlamış bir şekilde sandalyeye geri oturdu. Asaf'ın annesi, "oğlum iyi misin yavrum?" Asaf başını salladı, "iyiyim anne iyiyim"

"Y-ya b-ben çok özür dilerim gerçekten isteyerek olmadı." Asaf bana döndü, "önemli değil ya." Mahçup bir şekilde misafir odasından çıkarken eniştemin Asaf'a, "gel sana benim pantolonlardan birini veriyim." Dediğini duydum ama hızlı bir şekilde mutfağa girdim.

"Abla ben tam bi gerizekalıyım!" Ablam kollarını önünde kavuşturup, "biliyorum." Dedi sadece. Elim ayağım titriyordu, lavaboda elimi yüzümü yıkamaya gittim. Ablamların odasının önünden geçerken duyduğum şeyle olduğum yerde kalakaldım.

"Yiğit abi az kalsın Yağmur yüzünden, Yağmurla çocuğumuz olmayacaktı."

***

Bölümü nasıl buldunuz?

O araya bir Draco Malfoy repliği katmasam olmazdı sjjsjddj

Diğer bölüme kadar hoşçakalın:)

Helal Yârim | TextingWhere stories live. Discover now