Evet diğer bölümü okuyup oy verdiyseniz bu bölüme başlayalım.
İnstagram hesabım: gecenin.yazariii destek olmayı unutmayın lütfen.
Bu bölümde Yiğit ve Toprak'ı okuyacaksınız. Çok uzatmadan bölüme geçelim.
Keyifli okumalar :)
***
Toprak'ın anlatımıyla.
Şok olmuş bir şekilde Yağmur'a bakıyordum, bu belirtiler bizi şüpheye düşürmüştü. "Yağmur koş bir eczane bul, acil bir şekilde!" diyerek ona emir verdikten sonra Yağmur hiçbir şey demeden direkt odasına gitti ve üzerini değiştirdikten sonra hemen çıktı.
Bende mutfak masasına oturup Yağmur'un gelmesini beklemeye başladım. Bir yandan da içim içimi yiyordu. Olabilir miydi, hamile miydim? Bacağım benden bağımsız bir şekilde titrediği için daha çok stres oluyordum. Yağmur biraz daha hızlı olmazsa bacağım yeri delecek ve alt komşunun evine bir gözetleme deliği açacaktı.
Aradan geçen yarım saatin sonunda kapı çaldı, hemen kalkıp kapıyı açtım. "Hiç gelmeyeceksin sandım." dedim kinayeli bir sesle, Yağmur koştuğu için nefes nefese kalmıştı. "Nöbetçi eczaneye uzaktı koşarak gittim geldim. Hadi git yap şu testi."
Yağmur'a bir şey demeden lavaboya girdim ve testi yapıp beklemeye başladım. Sonuç belli olduğunda lavabodan çıkıp mutfağa Yağmur'un yanına gittim. "Yağmur." dedim ve testi Yağmur'a uzattım. Yağmur bi 5 dakika testi inceledikten sonra yavaşça kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle bağırmaya başladı.
"Teyze oluyorum! Duyduk duymadık demeyin ben teyze oluyorum!" diyerek bana sarılınca bende ona sarıldım. Ama değişik hissediyordum, hiç hissetmediğim kadar değişik ve sanırım... Mutluydum.
Yağmurla biraz daha sarıldıktan sonra benden ayrıldı. "Hemen gidip kızlara haber vereyim." dedi tam çıkacağı sırada kolundan tuttum. "Dur telefondan haber verme yüz yüze konuş ama eniştenin geleceği saatte çık." dediğimde Yağmur sinsi sinsi sırıttı ama bir şey demedi.
Yağmurla oturup kahvaltımızı yaptık, sonra o etrafı toparladı. Hamile olduğum için bana hiç bir iş yaptırmadı bu da benim işime geldi.
En sonda Yağmurla beraber balkonda oturup kahvelerimizle beraber sohbet etmeye ve Yiğit'in geleceği saati beklemeye başladık.
***
Yağmur'u evden kibarca(!) postaladıktan sonra Yiğitle benim için güzel bir sofra hazırladım. Benim gibi bir odundan beklenmeyecek derecede romantik bir masa, mumlar felan. Yiğit'in en sevdiği yemekleride yapmıştım. Karnıyarık, çorba ve pilav. Aslında patlıcan yemezdim ama o seviyordu sonuçta.
Salatayı da yapıp masaya koydum ve Yiğit'i beklemeye başladım. Aradan geçen 15 dakikanın sonunda kapı çaldı ve Yiğit'in geldiğini düşünerek kapıyı açtım.
Yanılmamıştım gelen Yiğit'ti, gülümseyerek girdi içeri. Yorgun olduğu her halinden belliydi ama içeri asla somurtarak girmezdi, ne kadar yorgun olursa olsun.
"Hoşgeldin." dedim gülümseyerek, o da gülümsedi. "Hoşbuldum." Dedi. Millet kocasını sarılarak karşılar ben kuru kuru bi hoşgeldin dedim, bu kadar odunluk fazla be kızım.
"Sana bie süprizim var." Şaşırarak bana baktı. "Ne sürpriziymiş o?" diye sordu. Bir şey söylemeden elimi uzattım o da tuttu ve beraber mutfağa geçtik. "Vay vay benim biricik karım neler yapmış öyle, ellerine sağlık hayatım." dedi, sanırım sürprizimi sadece bu sandı. "Sen otur ben geliyorum." deyip bir şey söylemesini beklemeden odadan çıktım.
Hemen yatak odasına girip hamilelik testini koyduğum küçük kuruyu aldım ve geri mutfağa geçtim. Ben hızlı gittiğimi düşünmüştüm ama ben gelene kadar Yiğit yemekleri servis etmişti bile.
Bana karnıyarığın sadece içindeki kıymayı koymuştu kendi iste sadece patlıcanı almıştı. İçimden 'sanırım ben doğru adamı buldum' dedim.
Gidip Yiğit'in karşısına oturdum ve kuyuyu ona doğru uzattım. "Ne bu?" diye sordu gülümseyerek. "Aç ve bak." dedim sadece.
Kutuyu açtı, önce kutunun içine baktı ve yüzündeki gülümseme yavaş yavaş soldu. Sonra bana baktı, sonra tekrar kutuya baktı. "Toprak, şaka değil demi?" diye sordu. Dolan gözlerimle gülümsedim. "Böyle bir şeyin şakası olmaz herhalde." dedim.
Cevap vermedi, sadece kutunun içine bakmaya devam etti. Neredeyse 10 dakika.
"Ş-şimdi ben..." dedi ve sustu. "S-sen..." yine sustu. "Sen ve ben..." dayanamadım.
"Evet Yiğit, sen baba oluyorsun, ben anne oluyorum."
Yiğit bir anda ayağa fırladı, "ben baba oluyorum!" diye bağırdı. Beni elimden tutup ayağa kaldırdı. "Sende anne oluyorsun!" Bana sıkı sıkı sarıldı. Yine bi hışımla ayrıldı. "Bir daha söylesene." dedi, anlamamıştım. "Neyi?" diye sordum. "Az önce söylediğin şeyi." Gülümsedim,
"Komiserim, siz baba oluyorsunuz, ben anne oluyorum." dediğim şeyle Yiğit dudaklarıma yaklaşıp küçük bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Sonra karnıma doğru eğilip, "nasılmış benim kızım?" diye sorunca kaşlarımı çattım. "Kız olacağı ne malum belki erkek olur." Omuzlarını aşağı yukarı kaldırdı. "Ben hissederim annesi gibi güzel bir kız olacak," dedi ve sonra devam etti. "Tabi sağlıklı olsun da."
"Belki babası gibi yakışıklı bir oğlumuz olur." Benim gibi odun birinden beklenmeyecek bir iltifat. Kız Toprak aştın kendini.
Yiğit ayağa kalktığında ağladığını fark ettim, ona gülümseyerek sarıldım. Bu sarılmamız neredeyse 5 dakika sürdü.
Sonra sofraya oturduk ve yemeğimizi yedik, masayı toplayacağım sırada Yiğit buna engel oldu. "Sen otur yavrum, ben hallederim." Ne kadar itiraz etsemde beni dinlemedi ve mutfağı toparladı. Sonra balkona geçtik ve koltuğa oturduk, ben başımı onun omuzuna yasladım, ben, kocam ve çocuğumla beraber sessizce karşıdaki manzarayı izlemeye başladık.
Sanırım ben artık mutluydum...
***
Sabah erkenden hastaneye gelip hamileliğimin gerçekliğini kanıtlamaya gelmiştik. Eczaneden aldığım test yanlış çıkarsa o kadar sevinç boşa giderdi.
Hastaneden randevu aldık ve bir kaç test yaptılar saat 08.00'da gelmiştik ve bütün testler gittiğinde saat 9.30 olmuştu ve 1 saatte sonuçların çıkmasını beklemiştik. Yani şu an saat 10.30'du.
Doktorun odasındaydık ve doktorun gelmesini bekliyorduk. "Umarım dün yaptığım test yanlış değildir." dedim sıkıntılı bir sesle, Yiğit elimi tuttu. "Kasma kendini, inşallah güzel haberlerle çıkacağız buradan." dedi ona dönüp gülümsemekle yetindim.
Bi 15 dakikalık bekleyişin sonunda doktor hanım teşrif ettiler. Doktor yerine oturdu. Elindeki kağıtlara göz gezdirdi ve bize döndü.
"Toprak hanım hayırlı olsun, 3 haftalık hamilesiniz."
***
Evet, nasıl buldunuz bölümü?
Bundan sonra 2 haftaya bir bölüm yayınlamaya çalışacağım.
Bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Seviliyorsunuz💞
Diğer bölüme kadar hoşçakalın:)
YOU ARE READING
Helal Yârim | Texting
Teen Fiction053***; Yağmur hanım, ben lafı uzatmayı pek sevmem. 053***; Sevgili olayları felan da çok ters bana, size de öyle olduğunu düşünüyorum. 053***; Ben sizi gördüm beğendim. 053***; Bence siz de beni beğenirsiniz. 053***; Haftaya müsaitseniz sizi Allah'...