İyi okumalar✨️
Oy ve yorumları unutmayalimm.🕯
Vücudumu tamamen saran, su yeşili ya da bebek mavisi olan çiçek desenli elbiyese baktım.
Işıklardan dolayı rengi göz yanıltıyordu. Lanet olsun ki fazlasıyla da kısaydı. Normalde bu kadar kısa şeyler giymezdim, kısa bir şeyi kenara bırakalım, dar şeyler bile giyemezdim. Kıyafetin içerisinde daraldığımı hissediyordum.
Ama Canset'in markasından olduğu için ve ısrar ettiğinden dolayı seve seve giyinmiştim bugün.
Club'a gelmiştik. Sanırım en son lise son sınıfta veda partisi için gelmiştim böyle ortamlara. Sevemiyordum, her türden içki, parfüm kokusu midemi bulandırıyordu.
Benim aksime Canset çok sevdiği için bugün bir ilk yapıp, birlikte eğlenmeye gelmiştik. Son kez aynada kendime bakıp kapıya doğru ilerledim, kapıyı açtığımda yine neon ışıklar ve gürültülü şarkı sesi beni karşılamıştı.
Geldiğim yere doğru ilerledim, Canset yine orada, Barmen ile konuşuyordu.
Onun da üzerinde siyah mini bir elbise vardı, saçını yarım bir şekilde toplamış, büyük bir kelebek tokası takmıştı. Kollarına taktığı eldivenler ise onu cidden çekici göstermişti.
Yanına daha çok yaklaşmam ile ne konuştuklarına kulak astım. Çantamı bar tezgahına koyarak kendimi sandalyeye oturttum.
Şu sandalyeler neden bu kadar yüksek yapılıyordu? Bir gün bunlara otururken düşeceğim diye korkuyordum. Oysaki kısa bir kız değildim. Bir yetmiş vardım vesselam.
"Bilmiyorum cenko ya, erkekler de bir tuhaf."
"Yalnız ismim İsmail benim abla."
Canset sinirle kafasını barmen'e çevirdi. Yüzünü aniden tatlı bir hale sokup, tezgahın üzerine kolunu yasladıktan sonra çocuğa doğru uzanıp saçlarını sevdi.
"Tamam işte ablam, barmenlerin ismi havalı olur. Bundan böyle Cenko senin ismin," dedi.
İsmail ise saçlarını Canset'in elinden kurtarmak için geri çekildi. Zoraki bir şekilde gülümseyerek kafa salladı. Sonra bana dönüp yüzünü ciddi bir hale soktu.
"Abla, bu abla çok içti valla. Akşamdan beri de susmuyor ya! Yok bir çocuk mu varmış, taş gibiymiş..." dediğinde kafamı Canset'e çevirdim.
Pipetinden içeceğini içerken bana bakıp şirince sırıttı.
"İlkte öyle bir anlattı ki sanki karşısında o varmış gibi, ben kendim sandım çocuğu yemin ederim. Sonra isim falan verdi Ömermiymiş ismi neymiş,"dedi.
Gözlerimi belerterek susturdum onu. Canset'in ağzı boş durmamıştı anlaşılan yine.
"Senden kahve istesem çok mu şey istemiş olurum Cen- Aman! İsmail yani."
Omuz silkerek,"Yok be abla. Bekleyin siz ben ayarlayacağım," diyerek tezgah arkasından çıktı.
Canset'e dönüp içtiği içeceği elinden çektim." Ben zaten başta hata ettim kızım! Senle içmeye gelinir mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efil Dalya | Yarı Texting
Teen FictionEfil Dalya & Abel Wizard Nerede olduğun, yanından, arkandan, önünden kimin geçtiği önemsiz; ama her bir adım attığımda, yanımdan geçen insanların, severek okuduğum romanlarda çeşit çeşit karakterlerin hayatlarına benzer hayatlar yaşadığını biliyordu...