Selamlaar🫶🏽
Instagram; aleynaustnd_
Twitter; alenaysss1
TikTok; alenaysssTakip ederek, bölüm alıntılarını okuyabilirsiniz.
İyi okumalar✨️
the neighbourhood, Reflection
🕯
"İşte anlayacağın konuştuğum kişi ile görüştüğüm kişi birbirinden farklı gibiydi." Karşımda cips yerken telefonu ile ilgilenen Canset'e baktım.
Dudağımı büzdüm. "Enerjiniz tutmamış olabilir," diyerek yorumladım.
Dün yaptığı date anısını anlatıyordu ama memnun kalmamıştı, bana kalsa zaten çokta hevesli değildi, daha çok sevgilisi olsun diye yapmaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum ama bu sefer umutluydum, olur gibi olmuştu ama çocuk cidden çok saf, yani çok temiz kaldı benim yanımda. Ben öyle biri istemiyorum ki, mesajlaşırken falan cin gibi bir çocuktu bu... Yani öyle yansıtmıştı, ben baskın bir karakter istiyorum sanırım."
"Canset sen zaten baskın bir karaktersin ki?"
Kafasını telefondan kaldırarak hevesle bana baktı," Evet işte! Bende diyorum ki, benim böyle burnumdan getirecek bir erkek olması lazım. Şuana kadar hayatıma giren erkekler sanki güzel olduğum için benim her dediğime okey diyorlardı," yüzünü buruşturup," Ben böyle bir şey istemiyorum," dedi.
Yanımdaki kaseden cips alıp ağzıma attım." Anladım, sürünmek istiyorsun sen," dediğimde güldü.
"Gibi gibi... Sürekli benim istedigimin olduğu bir ilişki ne kadar mantıklı sence? Bence samimi bile değil."
Onaylar bir mırıltı çıkardım. "Yani zaten öyle hayat geçmez, geçse bile bir süre sonra patlak verir."
"Aynen öyle, neyse ya. Senin olaylar nasıl ilerliyor?"
Ağzımdaki çekirdek kabuğunu alıp kaseye attım. "Her şey aynı, sadece takipçi çoğalıyor ve gün geçtikçe daha çok tanınıyorum."
Telefonunu kenara bırakarak yanına gelen kedimi sevmeye başladı." Rahatsız mısın bu olaydan?"
"Hayır, umursamıyorum çünkü. Umursasam eminim ki üzerimdeki etkiden çok rahatsız olurum. Tanınma olayını kafaya takmıyordum ki ben, sadece herkes görsün kafasındaydık," dediğimde duraksadım.
"Kafasındaydım," diyerek düzelttim.
Artık.
Tek bir şekilde.Canset anlayışlı bir şekilde gözlerimin içine baktı, gözlerimi kaçırdım. "Onu çok özlüyor musun diye sormama gerek bile kalmıyor sana baktığımda," dedi.
"Bunu yansıtmak için bir şey yapmıyorum."
"Biliyorum hayatım, elbette bir şey yapmıyorsun. Sadece özlediğini biliyorum, yani onunla hiç tanışmadım ama tanışsaydım çok severdim bence," diyerek bir yorum yaptı.
Yüzümde aptal bir gülümseme oluştu."muhtemelen öyle olurdu. Bana, sokakta şarkı söylerken hep yanımda olacağını söylemişti. Eğer senin benim yanıma geldiğin gün o yanımda olsaydı, seni kovmak yerine o da sana kendi hayatını anlatırdı."
"Sende kovmamıştın aslında, sadece ruhsuzdun o sıralar."
"Evet, ve sende beni takip etmekten başka hiçbir şey yapmamıştın," diyerek sırıttım.
"Sana o gün sarhoş olduğumu söyledim ama ya, açma şu konuyu valla rezillik!"
"Allahtan bana denk geldin, hiçbir şey demedim," dediğimde ellerini kaldırarak dua eder gibi yaptı.
"Ya ya, yüce rabbim sen nelere kadirsin... Efil'in konuşmasına bile sevindik yani şuan," dediğinde gülümsemesine karşılık verdim.
Kafamı kaldırarak duvardaki çerçeveye baktım. Evimizde, hâlâ o hayattayken çekindiğimiz fotoğrafları asmayı seviyorduk.
Astığımız çerçevelerin hiçbiri normal fotoğraflar değildi, saçma sapan iyi anlarımızda çekindiğimiz fotoğraflardı.
O gittikten sonra ondan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Ama hissetmiştim, bir daha hayatımda ondan başka arkadaşım olmayacağını hissetmiştim.
Canset geldiğinde ilk başta korkmuştum. Ama gelip bana kendini gösterdiğinde de anlamıştım, ilk geldiği gün bile peşimi bırakmayan bir deli olduğunu görmek, bana asla peşimi bırakmayacağını anlamama yenmişti.
Korkmuştum çünkü başka arkadaşım olursa kaybetmek ismtemezdim, korkuyordum çünkü artık sevdiğim zamanlarda bile fotoğraf çekinmiyordum. Birisini, bir yeri kaybetmek bile bana acımı hatırlatıyordu.
Daha sonra anladım ki o gittikten sonra fotoğraflara bile bakamamak daha kötü olurdu. Birisi hayatınızdan çekip gitse, ölse mesela, fotoğrafları bile olmaması o kadar kötüydü ki. Sesini unutmuyordum mesela.
Bir gece yarısı uyuyamadığım için salona gelmiştim. Tıpkı şuanda oturduğum koltuğa oturup karşı duvarındaki çerçevelere baktım. Baktıkça ağladım, sesini unuttuğumu düşündüm ve onun için daha çok ağladım. Telefonuma almak için odaya koşup çekindiğimiz videoları açarak sesini dinleyerek uyudum.
Canset hayatıma girdi, Deniz ile yaptığım her şeyi onunla yapmak ilk başta çok bencilce geldi ama sonra düşündüm. Deniz eğer böyle düşündüğümü bilseydi beni çok suçlardı, her daim hayatın tadını çıkarmam gerektiğini söylemişti bana.
Öyle de yapıyordum.
O şuan olmasa bile onunla Kurduğum hayallerimizi yapıyordum. Canset'e onu o kadar çok anlatmıştım ki geceleri yatmadan düşünüyordum.
Eğer hayatta olsaydı Canset ile benden daha çok anlaşırdı.
Çok severlerdi birbirlerini.Yine de kader dedim, her şeyin bitti sandığım yerde bana Canset'in gelmesi ile bambaşka bir kapı açmıştı.
¤
Deniz, Efil✨️
Kafalarda soru işareti bırakmayacağım demiştim :)
Hâlâ oy vermediniz mi?
Diğer bölümde görüşmek üzere ve sorunuz varsa bu kısıma yazabilirsiniz.🫶🏽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efil Dalya | Yarı Texting
Teen FictionEfil Dalya & Abel Wizard Nerede olduğun, yanından, arkandan, önünden kimin geçtiği önemsiz; ama her bir adım attığımda, yanımdan geçen insanların, severek okuduğum romanlarda çeşit çeşit karakterlerin hayatlarına benzer hayatlar yaşadığını biliyordu...