BÖLÜM 38

22.1K 1.5K 311
                                    


Evet uzun bir aradan sonra ben geldim.🙌🏻
Bölüm yazmayı biraz erteledim çünkü yazacak ilhamım yoktu. Gelişigüzel bir
şeyler yazıp da yayınlamak da istemedim. İçime siniyorsa, bölümü beğendiysem yayınlarım çünkü.

Beğeneceğinizi düşünüyorum.

Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için kıymetli.

Hepinize keyifli okumalar🧚‍♀️


Baran, Cevher arabadan indikten sonra eve gitmek yerine arkadaşını arayıp şehire sürdü arabasını.

Kafasını biraz dağıtmak istiyordu. Belli etmese de canı çok sıkkındı.

Şehirde daha önce arkadaşlarıyla buluştuğu yere gitti. Arkadaşları zaten burada yaşadıkları için ondan önce varmışlardı.

"Ooo sen bizle takılır mıydın?"

"Bugünlük böyle oldu."

"İyi otur hadi. Ne içersin?"

"Türk kahvesi alayım."

"Bir bakar mısın?" Arkadaşı garsona seslenerek siparişi verdikten sonra tekrar ona döndü.

"Çok oldu görüşmeyeli, bir buçuk ay falan oldu herhalde."

"Olmuştur."

"Evden sıkıldık biz de. Sabah akşam dırdır çekiyoruz. Sen de aynı dertten muzdaripsin galiba."

Cevher sabahtan akşama kadar konuşsa Baran sıkılmadan dinlerdi. Bu canını sıkmaktan çok hoş ederdi.

Onun canını sıkan şey karısının dili başka dese de hareketleri başka şeyler diyordu. Son zamanlar kendi dokunmasa karısı yanına yaklaşmıyordu. Bu durum Cevher'in kendisini istemediğini düşündürüyordu ister istemez. Bugün de aynı şeyleri hissetmişti. Sanki ona zorla sahip olmuş gibi... Çok fena canı sıkılmıştı yine.

"Yok, öylesine bir geleyim dedim."

"Neyse iyi etmişsin. Ama moralin bozuk duruyor."

"İş güç işte yorgunum."

Gerçekten yorgundu ama iş güç nedeniyle değil. İhtimaller üzerine düşünmektendi bu yorgunluğu...

"Lan çok hırpalama kendini erken yaşlanırsın."

"Doğru diyorsun."

"Timur ne alemde? Görmüyorum hiç."

"Birkaç kere görüştüm, iyi olmaya çalışıyor."

"Zor bir durum."

"Öyle."

Siparişleri geldiğinde sohbetleri de koyulaştı. Öyle
ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadı bile. Sohbet
iyi gelmişti ama sıkıntısı hâlâ geçmemişti.

~~~~~

"Kim ki bu şanslı adam?"

Elif biraz huzursuz görünüyordu.

"Nasıl desem bilemedim."

"Çekinme, söyle gitsin."

"Alper... son zamanlar çok fazla aklımda yer etmeye başladı."

Şaşırmış gibi yapmama gerek yoktu zaten her şey ortadaydı.

"Konuşuyor musunuz?"

"Evet, bazen mesajlaşıyoruz bazen de telefonla konuşuyoruz."

"Sen ciddi misin?"

Ne ara telefonlaşacak kadar yakın olmaya başlamışlardı?

"Evet, Baran abinin doğum gününde telefon numaralarımızı paylaştık. O günden beri az çok konuşuyoruz."

CEVHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin