"Yardım etmemi ister misin?"---
(Afşa'dan)Etki'nin bu sorusuyla gülümsedim "Olur." ayağa kalkıp odadan çıktı galiba elini yıkayacaktı.
Çok geçmeden geldi. Hemen karşıma oturdu. "Ne yapmamı istersin." "İstersen ben soyayım sende doğra." "Pek" hemen soymaya başladım.
Soyduğum patatesi onun önüne koydum, kendimde başka bir patatesi soymaya başladım, kesme tahtası kullanmadan kesiyordu. Bu benim için resmen imkansızdı nasıl elini kesmeden patatesleri güzelce kesebiliyorduki.
"Afşa dikkat et elini keseceksin." "Ha?" "Neye daldın böyle elini kesecektin." "Sana... yani patatesleri öyle keseni ilk kez gördüm ben kesme tahtasında bile zor kesiyorum."
"Çok kolay aslında ama alışman lazım kesme tahtasız kesmeye başla kısa sürede öğrenirsin." "Bu önerini denemem lazım."
Tekrardan patatesi soymaya başladım. Ama içimi yiyen bir soru vardı, Etki az önce neden ağladı. Biliyorum haddime değil sonuçta onun özeli ama merak ediyordum.
"Etki... şey az önce neyi düşündün de gözlerin doldu?" Etki kafasını kaldırmış gözlerime bakıyordu derin bir iç çekti "Annemi, annemi düşündüm." "Annene noldu." ileri gittiğimi biliyorum ama eğer birine anlatırsa rahatlar diye düşünüyorum.
"Babam ve annem boşanmıştı ben annemle kalıyordum tam sekiz yaşındaydım banyo yapmıştım annem saçımı kurutuyordu birden kapı kırıldı babam içeri elinde silahla geldi annem birden önüme geçti ve babam onu vurdu tam... kalbine gelmişti yere yıkılmadan önce gözlerime bakmıştı."
Sesi sonlara doğru kısılmıştı elindeki bıçağı ve patatesi bırakıp ağlamaya başlamıştı ayağa kalkıp yanına gittim, kolumu beline sarıp ona sarıldım.
"Ben onu öyle görünce dayanamadım yanına gittim sarıldım ama saçımdan tutularak dışarı atıldım o gün babam beni sattı o günden beri köleyim." ağlaması daha çok şiddetlendi, ona daha sıkı sarıldım o da bana dönüp, sarıldı ve kafasını boynuma gömdü.
O asla görüldüğü gibi sert ve korkutucu değildi yaşadıklarından etkilemişti. Onu az da olsa anlıyorum çünkü benim annemde gözümün önünde ölmüştü.
Ama babası tarafından satılması... hangi baba oğluna böyle bir şey yapar. Onun öz oğlu ne olursa olsun ona böyle davranamaz.
Bir kaç dakika sonra Etki kollarını geri çekince bende geri çektim kafası eğik konuştu "Anneme benziyorsun." bir elimi çenesine götürüp yavaşça kafasını kaldırdım diğer elimle ağlamaktan ıslanmış yanaklarını sildim
"Ağlama." yüzünde buruk bir gülümseme oluşsa da halen yanaklarından göz yaşı süzülüyordu "Sen otur ben hallederim bunları." kafasını sallayıp geri çekildi, duvara yaslandı.
Ona bakmayı kesip patatesleri soymaya devam ettim. Her bir soyduğum patatesin ardından ona bakıyordum o da bana bakıyordu. Patatesleri soymayı bitirmiştim. Kesmek için kesme tahtasına uzanmıştım ki aklıma Etki'nin önerisi geldi sadece bıçağı alıp kesmeye başladım.
"Öyle kesersen elini kesersin parmağını biraz kenara kaydır ve patates elinden kaçıp gitmeyecek o kadar sıkı tutmana gerek yok." dediğini yapmaya çalıştım ama olmuyordu patates ya çok kalın oluyordu yada çok ince çaresizce Etki'ye baktım.
Güldü, çok güzel gülüyordu her zaman gülmesi için elimden geleni yapabilirim. Ayağa kalkıp yanıma geldi elimdeki patatesi ve bıçağı alıp yavaşça kesmeye başladı.
"Çok kolay bak böyle." onun elinde görünce nedense kolay olduğuna inandım ama zordu tüm patatesleri öyle böyle bitirdik.
Fırını yakıp içine patatesleri koydum. Yerdeki eşyaları toplamaya başladım Etki yardım etmek istemişti ama onu reddettim yerde oturmuş beni izliyordu.
"Afşa?" yerdeki eşyaları toplarken cevap verdim "Efendim." "Bu koliler de ne var? ve neden odanda cephanelik gibi bir buzdolabı var?"
"Koliler de kitaplar ve bir kaç resim malzemesi var ve odam da buzdolabı olmasının nedeni alt katlara inmem yasak." "Nasıl yani." "Bir alt kat da babam kalıyor oraya sadece özel hizmetçisi ve Safa girebilir diğer katlara da babam çağırırsa anca."
"Neden ki?" "Bilmem genelde tüm gün burda olurum ama bazen babam dışarı çıkmama izin veriyor yanıma yüklü bir para koyunca ben de bunları alıyorum."
"Peki, bu resimdeki Kadın kim?" "Annem."
Yerdekileri toplamayı bitirmiştim. Konuşmaya devam ettim "Ben on üç yaşındayken kalp krizi geçirerek ölmüş.""Üzüldüm." gülümsedim. "Patatesler geç pişer ne yapalım?" "İstediğini yap ben oturacağım." "Peki, ben resim yapacağım." ayağa kalkıp odadan çıkarken Etki konuştu "Ya da bende geleyim bu koca oda da canım sıkılır."
Onun bu kararsızlığına gülüp kafamı salladım ayağa kalkıp beni takip etti doğruca resim odama geçtim Etki odaya girince kapıyı kapadım.
Etki sandalyesini duvara dogru çekip oturdu bende önlüğümü takıp yerine geçtim. Fırçamı ve paketimi aldım tekrardan çizmeye başladım
---
Resim bitmişti bitmesinin mutluluğuyla ayağa kalktım tabloyu kaldırıp güneş gören bir yere kurumaya verdim. Aklıma fırında ki patatesler gelince elimle alnıma vurdum. Az kalsın unutuyordum. Etki'ye baktım, uyumuştu. Gülumseyip ses çıkarmadan odama gittim fırını kapadım, tam vaktinde gelmiştim.
Çıkarken Etki için bir battaniye aldım, keşke onu kaldırıp yatağa yatırabilseydim ama güçsüz biriydim işte.
Bazen nasıl prens olduğumu anlamıyorum. Güçsüz, zayıf,kılıç tutamayan biriydim sadece kralın çocuğu olmam mıydı önemli olan, düşüncelerimi uzaklaştırıp sessizce odaya girdim.
Elimdeki battaniyeyi yavaşça Etki'nin üstüne örttüm. Kendi sandalyeme oturdum ne yapsam diye düşünürken aklıma Etki'yi çizmek geldi.
Boyalarımı hazırladım kenarda duran boş tuvallerden birini aldım ve tekrardan çizmeye başladım.
Çizerken keşke gözü açık olsaydı diye düşündüm çok güzel gözleri vardı, en azından gülümseyedebilirdi.
Ama böylede çok güzel görünüyordu çizmeye devam ettim.
---
Karşımdakinin kıpırdanması ile ona baktım gözlerini açmış bana bakıyordu. "Kaldırsaydın keşke." "Güzelce uyuyordun kaldırmaya kıyamadım." Bir kaç kez ağzını kapayıp açtı sonra konuştu "Halen o resmi bitiremedin mi?" "Çoktan bitirdim, şimdi seni çiziyordum."
Onu çizdiğimi söyleyince şaşırdı hatta gereğinden fazla şaşırdı. Neden şaşırmıştı ki o çok yakışıklı biriydi, ressamlar onu görse binlerce altın verirdi, resmini çizmek için.
"Neyse hadi gidip soğumuş patatesleri yiyelim ama birazda olsa sıcak olduğuna bahse varım."
Kafasını sallayıp ayağa kalktı bende hemen önlüğümü çıkarıp hemen ayağa kalktım odama doğru ilerledik ve içeri girdik ona yatakta oturmasını söyledim gidip patatesleri tabağa koydum ve çatal alıp yanına gittim."Sen ye ben içecek bir şey hazırlıyorum." "Gerek yok." tam ağzımı açmış konuşacaktım ki kapının çalması ile kapıya baktım...
----
900 kelime olaylar sanki biraz hızlı geçiyor değil mi?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLE/BXB
General FictionAfşa 12 yaşında annesinin ölümünden sonra babası yüzünden sarayın bir katında sıkışmış bir prensti. Bir gün kral yaşlı uşağın ölümüyle ucuz bir köle almaya karar verir. Etki hırçınlığıyla bilinen, ucuz bir köleydi. Aslında çocuk gibi biriydi ama ba...