(Etki'den)
Gece üstümdeki kıpırtıyla gözlerimi açtım. Üstümde sol tarafımda ki yerden bir şey almaya çalışan Afşa'yı gördüm.
O an ellerim bende izinsiz çalıştı Afşa'nın belinden tutup, kendine çektim ama sonradan aklım başıma geldi.
Ne yaptım şimdi ben off "Etki?" Şimdi ne diyeceğim "Efendim." "Ne yapıyorsun?" "Asıl sen ne yapıyorsun." "Kitap okuyacaktım kitap burda mı diye bakmıştım ama seni kaldırdım kusura bakma."
Geri çekilince halen elimin belinde olduğunu anladım, hemen elimi kendime çektim."Ne kusuru zaten uykum yok." oturur pozisyona geldim.
"O zaman lambayı açabilir miyim?" Kafamı sallayınca gülümsedi. Çok güzel gülüyordu, dün arkadaşı Melek geldiğinde hep onu izlemiştim, onun gülüşünü.
Ayağa kalkıp lambayı açtı. Kitaplığın yanına gitti aramaya başladı. Sonra elini alnına vurdu. "Ne oldu?" "O kitabı koliye kaldırmıştım."
Oflayarak yanıma geldi."Artık bulamaz mısın?" "Hangi koli de hatırlamıyorum." bir süre öylece oturduk "Şimdi ne yapalım?" soruma karşı bana bakıp düşünmeye başladı sonra aklına bir şey gelmişcesine hızla ayağa kalktı, yanıma gelip elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı.
"Sana bir şey göstereceğim." "Peki." beni peşinde sürükleyip resim yaptığı odasına götürdü lambayı açtı ve ilerlemeye devam etti.
Beni bir tablonun önünde durdurdu. "Nasıl?" Resimde ben vardım, uyurken beni mi çizmişti? Beni neden çizmişti ki? Kölesinin resmini çizmişti.
Doğrusu o köleliğe karşı ama yasal olarak onun kölesiyim. Ve bu benim için çok garip.
"Yoksa beğenmedin mi?" " Hayır, çok beğendim çok güzel resim yapıyorsun." "Peki senin başka bir resmini çizebilir miyim?" "Şimdi mi?" Kafasını salladı.Tamam diyince kocaman bir şekilde gülümsedi ve bana sandalyeyi gösterdi, gidip sandalyeye oturdum.
Gülümsemesini bozmadan yerine oturdu önlüğünü boynundan geçirip,boyalarını hazırladı.
Birden çizmeye başladı, fırçasını tuvale dokundurarak beni çiziyordu. Arada sırada bana bakıyor ama sonra tekrar çiziyordu.
Bense onu izliyordum. Ne kadar süre geçtiği anlamamıştım birden bitti dedi onu izlemeye öyle bir dalmışım ki birden konuşunca korktum.
"O kadar yakışıklısın ki ne kadar güzel çizmeye çalışsam senin kadar yakışıklı olmuyor." söylediği şeye gülümsedim."Bakabilir miyim?" "Tabii." tuvali bana doğru çevirdi.
Bir an kendimi aynaya bakıyor gibi hissettim. Bu işte gerçekten uzmandı. "Nasıl bu kadar güzel çizebiliyorsun?" "Çizdiğim kişi güzel olunca tabi ki çizerim." gülümseyip devam etti "Annem bana küçükken öğretirdi çize çize öğrendim sanırım."
"Annen de mi resim çizerdi?" "Evet hatta bu oda onundu," Biraz durdu ve yine konuştu "İstersen onun çizdiklerini de sana gösterebilirim" gülümseyip onayladım elindeki tuvali bırakıp önlüğünü çıkardı. Ayağa kalkıp gelmemi istedi.
Onunla birlikte yan taraftaki odaya girdik. Oda resimlerle doluydu, bir duvarın yarısında kırmızı ve pembenin tonlarında çiçekler, çiçeklerin arasında açık kahverengi saçlı, yeşil gözlü gülümseyen bir çocuk vardı, muhtemelen o Afşa'ydı.
Duvarın diğer yarısında mavinin o güzel tonlarıyla oluşmuş deniz tablolarıyla doluydu diğer duvarda annesi babası ve kendisin yanyana tabloları duruyordu tam altinda küçük bir raf ve üstünde iki resim çerçevesi vardı birinin içinde annesinin fotoğrafı diğerinde ailecek oldukları bir fotoğraf vardı.
Duvarın diğer taraflarında annesinin farklı resimleri vardı. Diğer duvarın yarısıda deniz ve annesinin resimleriyle doluydu. Ama tek dikkat ettiğim aile-anne,babası ve Afşa'nın olduğu- resminde babası sanki farklıydı garipti ne şimdiki haline benziyordu ne de Afşa'nın küçüklük fotoğrafındaki haline.
Tüm resimlerin tek tek incelerken beni izleyen gözlerle karşılaştım. "Güzeller mi?" "Evet hepsi şahane." bana çiçek resimlerinin ve küçük çocuğun-muhtemelen Afşa'nın küçüklüğünün- olduğu tarafı gösterdi.
"Annemin tabloları aslında daha çoktu ama babamdan sadece bu kadarını alabildim diğerlerini alt kata koyacağını söyledi." "Annen de senin gibi çok güzel çiziyormuş." "Hayır, ben onun gibi güzel çiziyorum." İkimizde gulmeye başladık bir sure sonra sustuk.
"Afşa," büyük aile fotoğrafını gösterdim "Neden ayrı ayrı çizdin?" "Eğer resimlerden birine bir şey olursa diğerleri de zarar görmesin diye." kafamı sallayınca, beraber odadan çıktık. Afşa'nın odasına girince Afşa konuşmaya başladı.
"Uykun geldi mi?" "Biraz." ilk kez bu kadar çok uyumuştum normalde üç, dört saat uyumam bile mucizeydi. Normalde sahiplerim beni fazla uyutmazdı. Zaten bende güvenip uyuyamazdım çünkü uyanınca karanlık bir odada zincirlenmiş oluyordum.
Ama Afşa farklıydı diğerleri gibi değildi onlarla karşılaştırılamayacak kadar iyi bir insandı. "Benimde uykum geldi, hadi uyuyalım." Lambayı kapadı. O yatağa doğru gidince bende peşinden gitmiştim, ikimizde uykuya gözlerimizi kapadık...
----
Bu günü bitirene kadar ben bittim beş bölümdür aynı gündeler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLE/BXB
General FictionAfşa 12 yaşında annesinin ölümünden sonra babası yüzünden sarayın bir katında sıkışmış bir prensti. Bir gün kral yaşlı uşağın ölümüyle ucuz bir köle almaya karar verir. Etki hırçınlığıyla bilinen, ucuz bir köleydi. Aslında çocuk gibi biriydi ama ba...