[10]

527 23 8
                                    

(Etki'den)

Afşa kafasını omzuma koyunca uyuduğunu anladım. Düşmesin diye ona sıkıca sarılmıştım. Uyurken çok tatlı gözüküyordu aslında her zaman öyle.

Farklı hissettiriyordu ama bu his çok güzeldi. Ona bir şey olmasından korkuyorum. Babam, doğrusu ona baba denilmez olası varlık, annemi, beni köle olarak satmadı diye öldürmüştü.

Boşanmışlardı ve o adam tüm parasını boşa harcadı bir gün annemle beni pazarda görünce annemden beni satmak için istedi.

Annemde doğal olarak reddetti ama o adam orda beni kolumdan tutup ilerletmeye başlamıştı. O gün annemle kavga etmişlerdi.

Bazı insanlar gelip ayırmasaydı. O gün annemi öldürecekti. Aslında bir fark olmamıştı ne ben annemi koruyabilmiştim, ne de o beni keşke o  gün verseydi beni o adamın eline.

En azından o ölmezdi belki yine Afşa'ya satılırdım. O beni anneme götürürdü ama şimdi mezarını bile bilmiyorum.

O adamın Afşa'ya karışmasından korkuyorum. Benim yüzümden birine özellikle Afşa gibi birine bir şey olursa kendimi affedemem.

At arabasının yavaşladığını hissettim. Afşa hâlâ uyuyordu. Onu yukarıya taşırdım ama çok fazla eşya vardı ve daha Afşa'nın bile izinsiz gidemedigi alt katlara gidemezdim.

Tekte götürmeyi denemeliydim. At arabası durdu ayağa kalkıp  Afşa'yı oturttum. Dışarı çıkıp tüm poşetleri bir elime sığdırdım geri dönüp yavaşça Afşa'yı kucağıma aldım. At arabasından çıktığımız gibi direk saraya doğru ilerlerdim.

Üzerimde sert bir bakış hissediyordum rahatsız edici derecede kötü bir bakış ama yinede etrafıma bakmadan içeri girdim.

Bir kaç hizmetçi haricinde kimse yoktu. Hemen merdivenlerden çıkmaya başladım. Afşa hafifti onu kolayca taşıyabiliyordum. Zaten daha kötülerine maruz kalmıştım.

Merdivenleri çıkmıştım  hemen odaya girip Afşa'yı yatağa yatırmıştım. Ardından poşetleri yere koymuştum elimde izleri çıkmıştı.

Afşa'nın yanına uzanmıştım, çok güzeldi. Elimi yanağına götürmüş, yanağını okşamaya başlamıştım. Ne zaman uyuduğumun farkına varamadım.

----

"Afşa'm hadi!"

"Küçük prensim."

"Anne!"

"Hayır gitme anne, gitme!"

Afşa'nın mırıldanmalarıyla gözlerimiz açtım. Terlemişti, anne diye sayıklamaya devam ediyordu hemen kalkıp onu uyandırmaya çalıştım.

"Afşa, kalk kabus görüyorsun." Bir kaç kez daha dürtünce gözlerini açtı. "İyi misin?" "Annem yine bana diyeceğini demeden gitti." Gözleri dolmuş bana bakıyordu.

Onu sakinleştirmek adına ona sarılmıştım. Alnını boynuma gömünce ateşi olduğunu anlayıp hemen geri çekilmiştim.

"Ben dedim dondurma yemeyelim diye hasta oldun bak." Kıyafetlerinin olduğu dolaba gittim ince kısa kollu bir t-shirt bulup Afşa'nın yanına gittim.

Elimle tekrar ateşini ölçtüm yanıyordu. Duş alması gerekiyordu. "Afşa duş alman gerekiyor." Tek girecek halde değildi bıraksalar düşecek gibiydi.

Dolaptan havlu, bir eşofman ve iç çamaşırı alıp Afşa'nın yanına gittim. Afşayı kucağıma alıp banyoya götürdüm. Küvete oturttum üstündekileri çıkardım sadece iç çamaşırı kaldı.

Suyu ılık yapıp üstüne dökmeye başladım su ona soğuk geldiğinden titredi. Kollarıyla kendini ısıtmaya çalışıyordu.

Biraz daha öyle suda kaldıktan sonra onu sudan çıkartıp havluyla sardım. İç çamaşırını verip arkamı döndüm "Bakmıyorum." Küçük bir kahkaha atıp iç çamaşırını değiştirdi.

"Giydim." Önüme dönüp ona baktım. Havluya sarılmış titriyordu. Hemen üstüne diğer kıyafetlerini geçirdim.

Küvetin gider deliğini çekip Afşa'yı kucağıma alıp odaya götürdüm. Afşa ben yürürüm diye mızmızlansada izin vermedim onu tekrardan yatağa yatırdım.

"Ne yemek istiyorsun?" "İstemiyorum." "Ama ilaç içmen lazım bari biraz bir şey ye" geçen günden kalan poğaçalardan bir tane alıp ona  verdim.

Zorda olsa poğaçayı yediğinde ona ilaç  ve su getirdim hemen hapı yutup üstüne suyu içti. Elimle ateşine bir kez daha baktım. Şükürler olsun ki ateşi düşmüştü.

"Etki?" Efendim dercesine baktım "Sana sarılarak uyayabilir miyim?"

----

Neden kitapta yorum kırıntısı yok ayıp be...


KÖLE/BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin