Neredeyse akşam olmuştu. Gün ikisine de oldukça yavaş geliyordu, sanki hiç bitmeyecek gibi.
Etki ne zaman Afşa'ya soru sorsa Afşa kısa cevaplar veriyordu. Bu Etki için garipti, çünkü tanıştıklarından beri o fazla konuşmamıştı ama Afşa onu konuşması için zorlamıştı.
Birden sessiz kalınca normal olarak garip geliyordu. Aslında Afşa, Etki ona yaklaştığında dün gecenin etkisi ile utandığını bilmiyordu belki de bu yüzden etkiye fazla yakın olmak istemiyordu.
Etki yatakta oturmuş, bıkkın bir şekilde Afşa'yı izliyordu. Afşa ise dolabın üstündeki kutuları yerleştirmeye çalışıyordu ama boyu yetmiyordu.
Tam pes edip sandalye getirmeye karar verdiği anda arkasındaki bedenle duraksadı. Etki elindeki kutuyu alıp dolabın üstüne yerleştirdi.
Afşa gitmek için diğer tarafa dönünce Etki'nin koluna rastladı. "Afşa... yanlış bir şey mi yaptım?" Afşa sadece kafasını olumsuz bir şekilde salladı.
Etki diğer eliyle Afşa'yı omzundan tutarak kendine döndürdü. Afşa fazla yakın olmamak için geriye gitmek istese de arkasındaki dolap buna izin vermiyordu.
Yeşil gözlerini kahve renkli gözlerle buluşturma cesaretini bulmuştu. "Emin misin?" Yeniden kafasını salladı yeşil gözlü. "Biraz konuşalım mı?" Kahve renkli gözlerini yeşil gözlerden uzaklaştırdı ve kendisi de geriledi.
"Peki." Duyduğu cevaba karşı gülümsedi Etki. Yeşil gözlü çocuk yatağa doğru ilerledi. Etki'nin de yanına geldiğini görünce yatağa oturdu.
Etki de yatağa oturup konuyu nasıl başlatacağını düşünmeye başladı. Ama Afşa'nın konuşmasını beklemiyordu.
"Dün... neden?" Kızarmış yüzünü diğer tarafa çevirdi. "Beni neden öptün?" Diye mırıldandı.
Yeşil gözlü genç önceden bu tür durumlarla karşılaşmıştı. Ama hepsinde de kendini diğerinden uzaklaştırmıştı.Fakat Etki'ye karşı farklıydı o onun için tatlı bir rüya gibiydi. Onun için bambaşkaydı belkide bu yüzden bu yaptığına ters bir tepki vermemişti.
Etki onun uyanık olduğunu anlamamıştı ve Afşa'nın bu sebeple ondan uzaklaştığını belkide bu yüzden ondan nefret ettiğini, artık ona hep soğuk davranacağını düşünüyordu.
Endişeliydi, onun kendisinden nefret ettiğini düşünmek ona yeterince endişe katıyordu. Bu endişesini sesine de yansıttı.
"Afşa... özür dilerim duygularıma hâkim olamadım ve bir an seni öpmek istedim." "Duygular mı?" Diye sordu yeşil gözlü kahverengi gözlü hemen kafa salladı. Elini kalbine götürdü "Kalbim... senin her hareketine hızlanıyor... sen olmadan yaşayamayacak gibi hızlanıyor... ben seni seviyorum Afşa."
Konuşmasına devam ediyordu ama yeşil gözlü genç seni seviyorum Afşa diyişinden sonra kendinde değildi.
Sevgi neydi daha onu bile doğru dürüst bilmezdi. Seni seviyorum kelimesini annesinden ve bir kaç masaldan duymuştu. Bu düşüncelerden kendisini uzaklaştıran karşısındaki gencin "Peki ya sen benim için ne hissediyorsun?" Diye sorusuydu.
Ne hissettiği hakkında emin değildi. "Bilmiyorum." "Peki dün benden rahatsız oldun mu yada ne hissettin?" "Hayır rahatsız olmadım ama ne hissettiğimi bilmiyorum."
Kahverengi gözlü kafasını salladı. "O zaman şimdi bu yapacağımdan sonra bana hissettiklerini söyle olur mu?" "Ne yapıcaksı-" konuşmasını kesen kahverengi gözlü gencin dudaklarıydı.
İrileşen gözleri ile karşındaki gencin yüzüne baktı. Kalbini hızlandıran bu olaya şaşkın mıydı yada degil miydi bilmiyordu ama tek bildiği bu anın ona iyi geldiğiydi.
Bir eli yavaşça diğerinin omzuna gitti ve aynı anda gözlerini kapayıp dudaklarının altındaki dudakları tüm anlamıyla hissetmeye çalıştı.
----
Çok kötü oldu bu bölümde ama benden bu kadarBölüm yazmadığım icin Chan'ın gamzesiyle tehdit ediliyorum... diyecek sözüm yok
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLE/BXB
Ficción GeneralAfşa 12 yaşında annesinin ölümünden sonra babası yüzünden sarayın bir katında sıkışmış bir prensti. Bir gün kral yaşlı uşağın ölümüyle ucuz bir köle almaya karar verir. Etki hırçınlığıyla bilinen, ucuz bir köleydi. Aslında çocuk gibi biriydi ama ba...