Sessizliğin yalın çığlığını duyuyorum bu gece..!
Karanlık çok karanlık zifiri aydınlıklar içinde..
Anlamıyorlar zaten anlamalarını da çok umursamıyorum..
Küçük bir leke sürülüyor geceye...
Yutuyor sessizlik farkediyor musun?
Hani bir söğüt ağacı hayal etmiştik seninle..
Dalları yere değiyordu ve biz seninle yaslanıyorduk ince gövdesine..
Bir sessizlik doğuyordu..
Biz sessizliğe eşlik ediyorduk şikayetsizce..
Oysa kuşlar cıvıldıyordu..
Rüzgar kendine has hafif bir meltemle esiyordu..
Akan suyun sesi bayram ettiriyordu kalbimize..
Biz seninle mutluyduk hayallerimizde..
Şimdi geceyi dinliyorum..
Zifiri karanlık aydınlığa gebe..
Sancılı geçiyor hissediyorum..
İzliyorum renklerin birbirine giyinmesini..
Birinin diğerine veda edişini..
Gelenin kabulleneşini gidenin mahzunluğunu..
Kuşlar uyuyor sevgilim..
Rüzgar küsmüş..
Söğüt ağacının dalları kurumuş..
Dere akmaz olmuş..
Talan etmişler gönül bahçemizi..
Çiğnemişler ektiğimiz çiçekleri..
Bir damla yağmur düşmüş gökyüzünden..
Karanlığa gömülmüşüz sevgili..İzliyorum şimdi olan olmayan ne varsa her şeyi..
Dinliyorum sessizliğin yalın sesini..
Küsen rüzgarı anlıyorum susan dereyi..
Göç eden kuşları..
Ölen söğüt dallarını.
Aynı seni anladığım gibi...!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEY'DEN GELENLER
PoetryRuhun içinde bir çiçek varmış. Her sene bir tohum biter yapraklarını göğe uzatırmış. Senenin sonunda toprağa düşer ve bir masal başlarmış. Yeniden yeniden ve yeniden...