Gün doğacak sevgilim bir kaç saat sonra ..
Yeni bir sabaha uyanacak insanlar ..
Gülerek ya da sürüklenerek dolacak sokaklar..
Kimi sabahın ayazına göz kırpacak...
Kimi suratını asacak...
Ay kaybolmadan bir müddet daha asılı kalacak doğan güneşle semaya ..
Sevgilim, gün doğacak bir kaç saat sonra...
İçimde binbir umutla suladığım çiçekler filizler saçacak...
Yine belini saracak ellerim..
Kalbinin ritmine kapanacak gözlerim..
Sakin soluklarında dinleneceğim...
Bir kaç çatal bıçak sesi gelecek açık unuttuğum pencereden..
Şekeri eriten kaşık vuracak cam bardağa..
Çocukların sesleri dolacak etrafa..
Gülümseyeceğim yeniden..
Cama çıkıp " Şiiişt şehir uyanıyor sessiz olun" demekle " Çabuk koşun okula "diye azarlamak arasında beynimde bir tufana tutulacağım..
Susacağım, elbette susup güleceğim sadece..
Çok değil sevgilim, bir kaç saat sonra gün doğacak...
Ve ben sana yeniden seviyorum diyeceğim...
Saçlarına dokunan parmak uçlarımla...
Yüzüne dalıp giden bakışlarımla...
Huzurlanan gülümsememle...
Sarılıp öpeceğim omzundan yine...
Uyu sevgilim...
Şehir uyanmadan önce uyu...
Ben sana doymadan önce uyu...
Uyandığında da doyamayacağım nasılsa sana..
Ve senin sevgine...
Ve doğacak güne...
Ama en çok geceye...Sen hâlâ 9 yaşındasın... Ve ben ölene kadar da hep 9 yaşında kalacaksın..
Bir gün solmuş bir söğüt ağacı iki küçük çocuğun inadıyla sevgisiyle en çokta umuduyla yeniden yeşerecek, biliyorsun biliyorum bilmeseler de olur.. !
İyiki doğdun orman gözlünün çöl kahvesi......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEY'DEN GELENLER
PoesíaRuhun içinde bir çiçek varmış. Her sene bir tohum biter yapraklarını göğe uzatırmış. Senenin sonunda toprağa düşer ve bir masal başlarmış. Yeniden yeniden ve yeniden...