Yoongi duştan çıktığında kendini yatağa bıraktı. Başı fazla ağrıdığı için uyuması gerektiğini hissediyordu. Düşünmek istemiyordu. Bir an önce burdan gidecek ve mutlu olacaktı. Gerektiği gibi, alfasıyla evlenip güzel bir yuvası olacaktı. Özgür olacaktı. Yalansız.
İç geçirdi ve ıslak gözlerini kapattı. Kendini huzursuz bir uykuya bırakmıştı.
Vakit ilerledikçe derinleşen uykusunu fırsat bilen babası sessizce odaya girip oğlunu kontrol etmiş ardından elindeki alet çantasını sessiz olmaya özen göstererek açmıştı. Arkasından eşi geldiğinde merakla ne yapacağını izlemeye başlamış ara sıra oğlunu kontrol etmişti.
Adam pencereleri açılmayacak şekilde sabitliyordu. Amacı omeganın başkalarıyla görüşmesini kısıtlamaktı. Pencerelerin açılmadığından emin olmak adına zorlamaya başladı biraz. Ardından yüzünü bir gülümseme esir almış kendiyle gurur duymuştu. Karısı odadaki valizleri sessizce alırken kutuyu toparlamış ve arkasından çıkıp kapıyı kilitlemişti.
"Alfalar yarın sabah 6'da gelecek. Ben hepsiyle konuştum. 3'ü altta 2'si yukarda olacaklar. Biri kapıda diğeri içerde."
Kadın başını sallayarak eşini onayladı.
"Birkaç güne ilk ayı dolduruyorlar. Geriye 2 ay kalıyor. Yoongi artık Jimin'den nefret etmiyor aksine ona gitmek istiyor ve başka şeyler de düşünmemiz lazım."
Çenesini kaşıyarak koltuğa oturdu. Eşi arkasına geçip ellerini omuzlarına koyarak ovalamaya başladı.
"Bir şeyler düşünürüz fakat şimdi gidip uyuyalım hm?"
Adam başını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı ve eşinin elini kavradı parmakları.
"Peki, gidip uyuyalım. Yarın Park Jimin'in kasabasına ne yapabilirim diye birkaç toplantı düzenledim. Geç kalmak istemem."
Ayağa kalkıp eşiyle odalarına çıktı ve kapılarını arkadan kapatıp kilitledi.
----- ♪ -----
"Sen.. Ciddi misin? Emin misin yani? Bu, bu dediğin ne anlama geliyor farkında mısın? Eğer şaka yapıyorsan buna hemen son ver-"
"Jimin bir sakin ol be! Ne diye şaka yapayım manyak."
Yunha göz devirdi. Jimin kendine hakim olabilmek için alt dudağını dişledi. Kalbi öyle atıyordu ki göğüs kafesi acıyordu sanki. Gönlü titriyor heyecan karnını ağrıtıyordu.
"Ciddiyim. Bu Yoongi'nin seni kabul ettiği anlamına geliyor. Sadece utanıyor ve çekiniyor."
"Omega işte, anlarsın ya."
Jungkook sırıtarak göz kırptığında Taehyung karnına dirsek atmıştı. Alfa genç iki büklüm olurken Yunha kıkırdadı.
"Yani.." Heyecanla güldü. "Benden artık nefret etmiyor öyle mi?"
Parlak ve hareketli irislerine karşı gülümsedi omega. Jimin hafifçe kıkırdadı saçlarını karıştırırken. Kurdu içinde mutlulukla uluyordu. Dudağını dişlese de gülüşüne engel olamıyordu.
"O zaman gidebilir miyim yanına yarın? Ya da sadece arasam mı? Belki de mesaj atmalıyım-"
"Yarın Yoongi'nin yanına gidip tekrar konuşurum istersen, belki sizin için bir restorana rezervasyon yaparız."
Yunha göz kırptığında Jimin derin bir nefes bırakarak gülmüştü. Kendini hiç olmadığı kadar mutlu hissediyordu.
"Teşekkür ederim.."
Dolu gözleriyle fısıldadığında Hoseok kenardan üzerine atlayıp arkadaşını sıkı sıkı sarmıştı. Arkadaşının ağladığını görünce gözleri doluyordu.
"Sen her türlü mutluluğu hak ediyorsun dostum."
"Yoongi olduğu sürece hep mutluyum."
İç geçirdi hafifçe.
"Yah, aşk olsun hyung.. Demek arkadaşlığımız buraya kadarmış.."
Taehyung ortamı yumuşatmak için araya girdiğinde Jimin gülüp eliyle onu da çağırdı.
"Siz olmasanız buralara gelemezdim Tae.. Ve tabi omegama da kavuşamazdım."
Omega genç büyük olana sıkıca sarıldığında Jungkook da geri durmamış ve Namjoon da mızmızlanarak aralarına girmişti. Yunha bu manzarayı gülümseyerek izliyordu.
Jimin arkadaşlarıyla gülüşürken dolu gözlerini sildi. Jungkook buna gülmüştü.
"Vay be, tek seferde 3 alfa deviren Park Jimin'e bak, resmen ağlıyor! Oh, hyung-nim~ neden ağlıyorsun~?"
Diğerleri de geri çekildiğinde Jimin gözlerini kıstı.
"Taehyung'u seni burda bırakıp Fransa'ya göndermemi ister misin yine?"
Jungkook anında dehşet ifadesiyle zaten iri olan gözlerini daha çok irileştirdi. Jimin memnun ifadesiyle arkasına yaslanırken Taehyung alfasının bu haline keyifle gülmüştü.
"Yah, neden gülüyorsun Tae?! Yoksa gitmek mi istiyorsun?"
Alfa beden anında omegasına ajitasyon yapmaya başlayıp beline sarılarak başını omzuna, boynuna sürtmeye başladı. Onları izlerken Jimin'in aklında olan tek kişi Yoongi'ydi ve onunla böyle olabilir mi ihtimalleri dolaşıyordu beyninde.
"Jungkook da Jimin'in yaptığı gibi senin için özel tasarım taçların olduğu kocaman bir oda yapabilir mi Tae? Hmm, bence yapamaz."
Namjoon burnunu kırıştırıp konuştuğunda Taehyung dudak büzerek mızmızlanmaya başlamış Jungkook isyan edercesine onu ikna etmeye çalışmıştı. Yunha ise duyduğu cümleyle şaşırmış ve merakla Jimin'e dönmüştü.
"Nasıl yani? Gerçekten Yoongi'ye taç mı yaptırdın? Özel tasarım ve bir oda dolusu?"
Jimin de kıza dönüp mahcup ve utangaç bir ifadeyle gözlerini kaçırmış elini ensesine atmıştı.
"Ufak tefek birkaç şey işte. Küçük bir odada."
"Küçük oda dediği 75 metrekare. Birkaç dediği de yaklaşık 300 tane özel tasarım tacı kapsıyor."
Yunha istemsizce irileşen gözleriyle şaşkınlık dolmuştu. Jimin kaşlarını çatıp Namjoon'a döndü. Namjoon ise sevimli bir gülümsemeyle başını omzuna eğmişti.
"Jimin küçük oda dediğin nerdeyse 3 oda. Manyak herif. Sen kafayı yemişsin cidden... Anca Yoongi adam eder seni."
Yoongi'nin ismini duymasıyla gözleri ışıldamıştı alfanın. Yunha bu duruma sadece gülümsemişti o an. Aklından geçen ise kardeşinin kesinlikle bu alfayla birlikte olmasıydı.
-
-
-
--------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANDS -YOONMİN
Ciencia Ficción'Güzel ellerin, benim olmalı.' |YOONMİN| Omegaverse °Femgi #MPREG