Yoongi burnunu tekrar çekerken kapısındaki alfaya baktı. Hem içerde hem dışarda onu resmen tutsak etmiş odadan çıkmasına izin vermemişlerdi. Karnı açlıkla ağrıyordu. Bunu bahane edip kaçabilir miydi?
Burnunu çekip hafifçe yutkunduğunda alfa da ona bakmıştı göz ucuyla. Yoongi rahatsızlık içinde şortunu çekiştirdi. Sabah böyle şeyler yaşayacağını tahmin edemeyip mini şortlarından giymişti uyumadan fakat kendini aşırı rahatsız hissediyordu.
"Mutfağa inmek istiyorum. Açım."
Ağlamaktan çatlayan sesiyle konuştuğunda alfa göz devirdi. Omegayı kısaca süzdükten sonra kapının kilidini açmaya başlamış Yoongi heyecanla yataktan inmişti. Bir an önce çıkıp gitmek istiyordu. Alfa elbette bunun farkındaydı. Böyle şeyleri bilecek kadar uzun süre çalışmıştı bu işte.
"Omega mutfağa inecek Yoo."
Diğer alfa başını salladığında kapı daha çok açılmış içerdeki beden omegaya yol açarak beklemeye başlamıştı. Yoongi hızlı adımlarla kapıya gelirken diğer alfayı inceledi. O da heybetli ve sert duruyordu. Sertçe yutkunurken kararmaya başlayan havaya baktı göz ucuyla.
"Buyrun."
Alfa Yoo önden yürümeye başladığında diğeri belinden itmiş ve yürümesini sağlamıştı. Yoongi iki alfa arasında kaldığı için gerilmiş, rahatsız olduğunu belli eden feromonlar salgılamıştı ancak bu kimsenin umrunda değildi. Aşağı indiğinde gözleri direkt annesini bulmuş, nefretle dolmuştu.
"Ne istiyorsun?"
Kadın umursamazca konuşup tek kaşını kaldırdı. Yoongi karşısında annesi değil de başka biri varmış gibi hissediyordu. Kaşlarını çatarken parmakları yumruk olmuştu.
"Yemek yemem de mi yasak?"
Sinirle konuştuğunda kadın göz devirip önüne döndü. Yoongi de bakışlarını ondan çekip etrafta dolaştırırken diğer korumaları görerek alayla gülmüştü. Annesine doğru adımladı sakince.
"Bu kadar mı korkuyorsun eşimden. Evin içini koruma dolduracak kadar."
Kadın sinirle oğlunun yüzündeki sırıtışa bakarken ayaklanıp ince bedene yaklaşmıştı. Kendi yüzünde de bir gülüş olurken kollarını göğsünde birleştirdi.
"O beceriksizden ne diye korkayım Yoon? Kendi kasabasını, kendi sürüsünü kurdu diye güçlü mü sanıyorsunuz onu?"
Yoongi şaşkınlıkla dolsa da bozuntuya vermedi.
"Sürünün liderini öldürmek herkesin yapabileceği bir şey değil annecim. Kendi sürüsüne sahip çıkamayan iğrenç insanları yok etmeye adamıştır belki kendini. Alfamın gücünü hafife almayın."
Koltuğun kenarına, kolluğuna oturduğunda tırnaklarına baktı sessizce. Annesini çıldırtmaktan çekinmiyordu. Eğer onu eve kitledilerse kendisi de onları pişman etmek için her şeyi yapardı. O Min Yoongi'ydi. Alfası her zaman onun güçlü olduğunu ailesine boyun eğmeyecek kadar zeki olduğunu söylerdi. Şimdiye kadar ablası onu korumuştu ve artık ablası da ona ulaşamazken başının çaresine bakması gerekiyordu.
"O sürü kendi ailesini korumaktan aciz Yoongi. Park Jimin seninle olsa dahi seni korumayı beceremez. Evet, amcanı öldürmüş olabilir. Fakat bilmediğin şeyler var. Amcanı onlara bizim yem etmemiz gibi."
Kadının yüzündeki gülüşe bakarken şaşkınlıkla dudakları aralandı. Duyduğu şeye anlam veremedi bir kaç saniye fakat düşününce.. Amcası öldükten sonra başa babası geçmişti. Yüzü iğrentiyle buruştu.
"İğrençsiniz.. Umarım o rezil herif gibi sizin de çöküşünüzü izlerim."
Kadın seğiren dudağıyla oğluna yaklaştı. Gözünü hırs bürümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANDS -YOONMİN
Science-Fiction'Güzel ellerin, benim olmalı.' |YOONMİN| Omegaverse °Femgi #MPREG