Sinirliydim.
Sinirimin yegane sebebi ise o herifti.
"Sınırlarıma karışma gibi bir hakkın yok Min. Ben her şeyi resmi yaptım. Senin ki gibi kaçak imarlarla işim olmaz benim. Çek git sınırlarımdan."
Karşımdaki adamın büyük bir öfke duyduğunu hissedebiliyordum. Fakat bir şey daha vardı ki ben ondan kat be kat daha güçlü, öfkeli, sinirli, kinciydim. Hiçbir şeyin karşılığını bırakmazdım. Onların yanına da bırakmayacaktım. Yoongi'm bana geldikten sonra geriye kalan her şeyi yıkacaktım. Onlar benim biricik bebeğimi hak etmiyorlardı.
Kırmızı gözleriyle hrladı boğazdan. Fakat ona karşılık vermekten çekinmedim ve ben daha ağır bir hrlamayla üzerine yürüdüm. Baskın feremonlarım onun yaşlı feremonlarını ezip geçiyordu.
"Siktiğimin köpeği, zamanında annene az yaptılar diye bu kadar konuşuyorsun değil mi-"
"Sakın! Sakın damarıma basma Min! Eğer şimdi, tam burda boğazını parçalamıyorsam Yoongi'ye dua et. Yoksa şimdiye ne sen, ne soyun nefes alırdınız."
Sinirden ellerim titremeye başlamıştı. Bu herifin daha fazla sınırlarımda olmasını istemiyordum. Geri adımladım bu yüzden.
"Atın şu sikik herifi sınırımdan."
Alfa sesimle emir verdiğimde arkamdaki görevliler hareketlenmiş ve onların hareketlenmesiyle Min kaşlarını çatmıştı. Yüzündeki keyifli gülüşün silinmesinin verdiği hazla histerik bir sırıtış yer aldı dudaklarımda. Nefes alıyor olması çıldırtıyordu beni.
"İlkelleşmek istemem Min, bir daha bana yaklaşma cesaretini gösterme yoksa bu sefer seni attırmakla değil üzerine toprak atmakla meşgul olurum."
Onu tutanlara kendisi ve arkasındaki adamlar direnirken kavga çıkması olasıydı.
Tanıdık bir köpek sesi duyana kadar.
"Siktir, Jimin, Yoongi geliyor."
Kaşlarım çatıldı ve gözlerim güzeller güzeli meleğime döndü. Holly'i zor zaptediyor bir yandan meraklı bakışlarını bu tarafta, benim kurduğum kasabada gezdiriyordu. Henüz bitmemişti fakat dikkat çeken yapılar vardı.
Görülmek istemediğim için endişelenmiştim.
"Tam zamanında. Ne dersin, artık Yoongi'yle tanışma vaktin gelmedi mi? Senin soyunun ne kadar iğrenç olduğunu öğrenebilir."
Histerik bir gülüşle yakasını kavradım sertçe.
"Benim soyum mu iğrenç? İşe bak ki senin soyun bile yok. Soysuz köpek, derhal atın şu herifi."
Yakasını sertçe bıraktığımda arkadaşlarım ve kuzenim geldi yanıma.
"Siktir, Yoongi'nin yanına gidip buraya gelmesini engelleyin Tae. Ya da ben ve şu soysuz gittikten sonra gelip görsün merak ediyorsa. Gidiyorum. Ona dikkat edin."
Tae'nin kulağına doğru konuştuktan sonra maskemi takmış ve hızlı adımlarla arabama ilerleyip binmiştim. Camlarımı kapattıktan sonra çalıştırıp geri geri sürerek park ettiğim yerden çıktım. Vitesi değiştirip alandan ayrılırken güzelime bakmayı ihmal etmemiştim.
Tanrım.. gerçekten çok güzeldi..
Mor saçlarını canlı görmek daha güzel hissettirmişti. Her bir tutamı okşamak, öpmek istemiştim. Tıpkı çillerine yapmak istediğim gibi. Her bir parmak ucunu dudaklarımla okşamak gibi.
Kalp atışlarım düşüncelerimle daha hızlı olurken gülümsememe engel olamamıştım. Onun varlığı bile gülümsetiyordu işte beni. Aptallaşmıştım biraz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANDS -YOONMİN
Fantascienza'Güzel ellerin, benim olmalı.' |YOONMİN| Omegaverse °Femgi #MPREG