Betrayal

156 25 36
                                    

     Uyandığımda I.N yoktu hemen duş alıp üstümü değiştirdim. Askılı kot etek ve beyaz bir kısa kollu giymiştim.

 Askılı kot etek ve beyaz bir kısa kollu giymiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bu şekilde düşünebilirsiniz.)

    Aşağıya indiğimde yemek yapmaya çalışan kurnaz bir tilki gördüm. Yağı tavaya dökmek için adeta bir savaş veriyordu. Her seferinde de ya fazla kaçırıyor ya da çok az döküyordu.

"Kurnaz tilkimiz ve mutfak arasında savaş çıkmış bakıyorum da!" dedim.

    Beni gördüğüne çok sevinmiş gibi bir hali vardı. Üstüne biraz yağ bulaştırmış, silmeye çalıştı.

Min-cha " Sen git üstünü değiştir, ben burayı hallederim sırdaşım..." dedim. 

     Gülümseyerek gitti. Etraftaki yağları temizleyip tavaya yeteri kadar yağ koydum. Elimi yıkarken kapı çaldı, gidip baktığımda kimse yoktu ama bir kutu vardı. Kutuyu alıp içeriye götürdüm, üstünde isim yazmıyordu. Bir makas alıp geldim ve kutuyu açtım. O sırada Jeongin geldi; "O ne?"

"Bilmiyorum kapıda buldum. Bakalım neymiş..."

     Kutuyu açtım ve açtığım gibi şok oldum. Ha-na'nın fotoğrafı vardı; fotoğrafta bağlı bir şekilde sandalye de oturuyordu. Fotoğrafın arkasında da bir not vardı; "Sıradaki soo-jin!"

    Koşarak mufaktan telefonumu aldım ve Ha-na'yı aradım. Elimdeki kanlı kıyafetlerin sahibini düşünüp ağlamaya başladım. İlk arayışımda açmadı. Tekrar aradım 2. çalışta açılmıştı;

-Alo Ha-na iyi misin!?

Karşıdan robotik bir ses geldi;

-Hayır,iyi değil! Sıradaki soo-jin!

-Ne istediğini söyle ve sakın onlara dokunma!

-Hayatını mahvetmek istiyorum... 

- Neden kendini gizliyorsun? Yaptığın işlerin arkasında duramayacak kadar aciz misin!?

-Ah beni kışkırtıyorsun Min-cha! Soo-jin'in emanetleri de bugün eline ulaşır merak etme!

    Kapattı...

Jisung;

      I.N hepimizi aşağıya çağırdı. Min telefonla konuşuyordu. Konuşma bittikten sonra yere çöktü ve ağlamaya başladı. Chan Min'i koltuğa kaldırdı. Kimse şuan için bir şey sormuyor sadece kutuya bakıyordu. Biraz sakinleşmesini bekliyorduk. Biranda sustu ve telefonu eline aldı. Birini arayıp hoparlörü açtı. Karşı taraf ilk çalışta açmıştı;

-Soo-jin! İyi misin?

-Karşıdan robotik bir ses geldi;

-Paket erken mi geldi Min-cha!?   arkadan kahkaha atan biri duyuldu.

-Ne istediğini söyle!

-Bunu zaten söyledim, hayatını mahvetmek!

-Zaten yeterince mahvettin! Bırak onları!

-Buna sen karar veremezsin küçüğüm...

                                     *kapı çaldı*

-Sanırım emanetler geldi Min! *Kahkaha attı* İyi eğlenceler!

     Kapattı. Min'e beklemesini söyleyip kapıyı açtım. -Yine aynı kutu!- Kutuyu alıp içeriye getirdim.

Changbin " Kim bu şerefsiz!"

Chan "Zor bir şey isteyeceğim, sakin olalım. Hemen polisi arayacağım."

       Min-cha yavaşça elini kutuya uzattı. Bantı söktü ve kapağı açtı. İçinde ki fotoğrafı eline aldı; fotoğrafta bir kız vardı ve bağlıydı kutunun dibinde de kanla desenlenmiş kıyafetler vardı. Min yine ağlamaya başladı;

"Üzgünüm, her şey benim yüzümden oldu çok özür dilerim..."

Hyunjin "Hayır! senin bir suçun yok..."

Chan " Polis sorguya geliyor herşeyi olduğu gibi anlatalım..."

     Kafa salladı. Min-cha ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü bende arkasından gittim. Ceketini giymeye başladı...

Min-cha;

-Na-ra! sıra Na-ra' da! yanına gitmem lazım!- Ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. Ceketimi giyip tam kapıyı açacakken Jisung kolumu tuttu "Lütfen bırak Jisung, gitmem lazım..." 

"Birlikte gidelim." Kafa salladım. Ceketini giydi ve çıktık. Hızlı adımlarla gitmeye başladım. Jisung  hemen arkamdaydı. Yolda Chan'ı arayıp haber etti. 15 dakika sonra Na-ra'nın evine geldik. Kapıyı arka arkaya çaldım biraz sonra kapı açıldı.

"Soo-jin!" Soo-jin sapasağlamdı ve karşımdaydı. Arkasından Na-ra geldi. "Ama nasıl?" İçeriye geçip her şeyi anlattım.

Soo-jin " Bunu Ha-na istedi benden. Sana şaka yapacağını söyledi. İlk ve tek isteğim diye yalvardı. Kabul ettim ama anlattığı gibi yapmadı önce beni bağladı, saçlarımı dağıttı  ve tokat attı. Bırakmasını istedim ama bırakmadı. Üzerime domuz kanı döktü. Sürekli senin hayatını mahvedeceğini söyleyip durdu. Boş anını kollayıp Na-ra'nın yanına kaçtım..."

    Şok olmuştum.

Na'ra "Polise söylemek istedik ama bize sana zarar vereceğini söyleyerek tehdit etti, bir şey yapamadık..."

Min-cha "Hazırlanın ifade vermeye gideceğiz..."

     Jisung kafa salladı ve Chan'ı arayıp durumu özetledi. Bizim eve gittik ve hepimiz teker teker ifadelerimizi verdik. 

    *Telefon çalıyor*

Min-cha "Ha-na arıyor!"

Polisler dinleme düzeneğini kurup ve telefonu açmamı istedi.

Ha-na " Min yardım et! Do-hwa beni ve soo-jin'i kaçırdı. şimdi de Na-ra'yı almaya gitti! *kapı sesi*  Geldiler! Na-ra bayılmış! Min lütfen yardıma gel bizim evin bodrumundayız!"

     Na-ra'ya baktım karşımda sapasağlam duruyordu. "Ha-na nasıl böyle birşey yapar aklım almıyor..."

     Polisler bir operasyon düzenleyeceklerini söyleyip gittiler. Na-ra ve soo-jin'de soo-jin'in evine gittiler. Soo-young teyzeyle 3 kişiler ve Na-ra ile soo-jin'i koruması için 2 polis görevlendirilmişti. İçim rahat değildi ama onları gönderdim.


      2 saat içinde Ha-na ve erkek arkadaşı yakalandı. Yarın mahkemeye gidip Ha-na'nın ceza almasını sağlamalıyız...




 1 yıldızı çok görmeyelim lütfen :)) (Dilenciliğe başladım jsbfnsa)

9 NUMARA -SKZ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin