26. Bölüm *Kahramanımsın*

136 15 7
                                        

"....İnşallah dışarıda yaslandığın duvar yeni boyanmış olur da yasaklanmış boya reklamı gibi gezersin ortalıkta. İnşallah kola içerken, geğiremediğin bir ortamda olursun da asit burnunun en derinliklerini eritir, koku alma duyunu kaybedersin. İnşallah şampuanına tüy dökücü ilaç katarlar da yolunmuş tavuk gibi gezersin ortalıkta. "

Cümlemi bitirdikten sonra, derin bir nefes aldım. Deniz'e 'ölmeden önce herkese dua hakkı verilmeli' diye ısrar edince zaten kız ölüp gidecek diye düşünüp 'tamam' dedi. Ama yaptığı en büyük yanlışlardan biriydi. Çünkü tam beş dakikadır nefes almadan beddua ediyordum. Eheheheheehehehehee.

"Bitti mi?" dedi umutsuzca. Ettiğim her bedduada gözlerini daha da büyüyebilirmiş gibi büyütüyordu.

Sahteden üzülmüş gibi yapıp, kafamı hayır anlamında sağa sola salladım.

"Maalesef son bir tane kaldı. İnşallah, inşallah bir sürü fotoğraf ve video indirdikten sonra wifi'in kapalı olduğunu farkedersin de bütün hepsi sana girer. Ama şimdi zengin züppesin sen. Sana işlemez bu beddua. Neyse artık yapacak bir şey yok. Bitti bu kadardı."

Rahatlamış gibi nefes verdi.

"Tamam o zaman. Şimdi ise hayallerini kurduğum sona yaklaştık."

"Son bir soru. Sadist misin?"

"Susacak mısın artık?"

Cevap olarak ağzımda fermuar varmış da fermuarı kapatıyormuş gibi yaptım.(Off anlayın işte. Zorlaştırmayın.)

Psikopat olarak adlandırdığım bir kahkaha attı. İyice filmlere döndük amk. Sanki fırankeştaynı canlandırıyor mal.

"Elveda Eslem. "

"Keşke gördüğüm son kişi sen olmasaydın."

"Niye Selim'i mi tercih ederdin!?"

"Aynen öyle."

Bu sefer gülme sırası bendeydi. Ama kursağımda kaldı. Hatta baya baya kursağımda kaldı. Çünkü Deniz boğazıma yapıştı. Kollarım bağlı olduğu için ellerini geri çekemiyordum. Nefesim gittikçe kesilirken yüzümün mor kesildiğine emindim. Deniz de bunu farketmiş olacak ki geri çekildi. Sonra ben öksürük krizine girdim.

"Ağ-öhöhö-zına sıç-öhöhöhö-ıyım. Şerefsiz."

"Seni kendi ellerimle öldürmeyi çok isterdim inan bana. Neyse çok uzadı bu iş."

Ve güm. Deniz düğmeye basar. Anında gözlerimi kapattım. Off hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmedi bile. O derece talihsizim. Geçse bile sanki hayatımı muhteşem geçirmedim. Geçmemesi daha iyi bence. Yalnız ben niye hâlâ ölmedim. Korkarak tek gözümü açtım. Ve Deniz'in de en az benim kadar şaşkın olduğunu gördüm. Ne oluyor lan!? Deniz kablolarla ilgili bir sorun olduğunu düşünerek kontrol etmeye başladı. On saniye sonra bir 'cık'lamayla sesin geldiği tarafa döndük ikimizde.

Selim.

Ellerini cebine sokmuş, kardeşine doğru ilerliyordu. Allah'ım ne kadar tatlı tipe bak ya. Yalnız Deniz'in yüzündeki dehşet ifadesi paha biçilemezdi. Selim'i görünce öyle rahatladım ki size anlatamam.

"Bu kadar kolay olabileceğini düşündün mü gerçekten?"

"S-sen bu-buraya nasıl?"

Deniz'in yüz ifadesi beni o kadar güldürüyordu ki. Ne oldu Deniz Bey kaldınız göt gibi. Hadi Selim göreyim seni bitir işini.

"Sana gerçekten çok fazla şans tanıdım. Ama her seferinde arkamdan vurmayı başardın. İçten dileklerimle tebrik ediyorum."

"Şerefsizlikte mastır yapmış abisi." diye lafa atladığımda ikiside bana öyle bir bakış attı ki... Oturduğum yere sinmek zorunda kaldım.

Bir Kobay Gördüm SankiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin