Dışarı mı? Camdan dışarı baktım ve bir adet dışarıda bekleyen Gökhan gördüm. Açıkça konuşmak gerekirse aşağıya inmeyi hiç istemiyordum. Söylediklerini tam olarak kabullenmiş değildim zaten. Ne zaman görsem kaçıyordum.
Kime: Gökhan
Önemli mi?
Saniyesine cevap attı.
Kimden:Gökhan
Olmasa buraya kadar gelmezdim.
Görmese bile gözlerimi çevirdim. Sizinle uğraşmaktan kendime vakit ayıramıyorm amk. Cevap vermeden montumu hızlıca üzerime geçirip aşağıya indim.
"Bak ne söyleyeceksen uzatma lütfen. Yorgunum dinlenmem lazım. Acele ol." Vuhuu çok havalıyıım.Aslında ne diyeceğini merak etmiyor değilim.
"Eslem, ben senin böyle davranmana dayanamıyorum. Yokmuşum gibi davranmana, göz göze geldiğimizde gözlerini kaçırmana, yolda geçen biriymişim gibi muamele yapmana. Emin ol, seni sevdiğim için kendimden o kadar nefret ediyorum ki. Böyle olunca benden daha fazla uzaklaşacağını biliyordum. Ama kalp bu da söz geçiremiyor insan. Şuan klişe klişe konuşuyor diye söyleniyorsun belki de. Tamam ben senden fazla bir şey istemiyorum. En azından arkadaş kalalım. Dediğin gibi olsun, benim dilim sürçtü senin kulakların yanlış duydu. O günü hiç yaşamamış gibi davranalım. Sırf benden uzaklaşma diye çabalayacağım. Bari bunu çok görme bana lütfen."
Söyledikleri üzerine yine kalbime bir şeyler batırmaya başladı birileri. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Onu üzmek istemiyordum ama arkadaş olduğum birinin beni farklı sevdiği düşüncesi çok iğrenç hissettiriyordu. Cevap vermemi hevesle bekliyordu.
"Tamam öyle olsun."
Zorlukla söyleyebildiğim cümleden sonra bir şey demesine izin vermeden içeri girdim. Yatağıma bakınca yorgunluğum ikiye katlandı ve ne kadar fazla uykum olduğunu farkettim. Bir rahat vermiyorlar ki yatayım dinleneyim. Sonra yarına enerjim kalmıyor. Her gün başka aksiyon yetişemiyorum. Kulaklığı kulağıma taktım ve müzik listesinden Maroon 5- Animals açıp gözlerimi kapattım.
Sabah kulaklıklarıma dolanmış bir şekilde uyandım. Bugün Toprak ile kahvaltıyı okulun karşısındaki kafede yapıcaktık. O yüzden acele ile giyindim ve çantamı alıp çıktım. Dün erken yattığım için uykumu -ilk defa- iyi bir şekilde almış, cıvıl cıvıl hissediyordum ki bu hiç iyiye alamet değil. Arkadaşlar kıyamet yaklaşıyor kendinizi kollayın. Evdeki kimseye haber vermeden çıktım.
Kapıyı açtığımda karşımda zile basmak için elini kaldırmış Toprak'ı gördüm. Beni görünce direk koluma girdi ve yola koyulduk. Taksiye binmek yerine yürümeyi tercih etmiştik. Onun uykusuzluktan gözleri şişmiş ben ise canlıydım. Kafeye gidene kadar Toprak ayakta uyukladı. Ben de onun bu haline gülüp durdum.
Kafeye girdiğimizde bizim grubu gördüm. Hemen yanlarına gittik. Diğer masadan iki sandalye çektik ve oturduk. Cihan hareketlenme duyunca kafasını kaldırdı. Beni görünce yüzündeki piç bir gülüş oluştu. Önce anlamasamda sonradan hatırladım ki ben geçen gün Cihan'ı işletmiştim ve o intikamını daha almamıştı.
"İhihi merhaba Cihan, merhaba arkadaşlar, şimdiden hakkınızı helal edin Cihan çok kötü bakıyor valla, hadi ben kaç-" diyemeden Cihan hızlıca kalkıp beni gıdıklamaya başladı.
"Ahaha Cihan ahahha bıra ahaahah nolurs ahaha çok özür ahahaha bi daha yapa ahah lan bi dur cümlemi tamamlıyım. Cihan abi çok özür dilerim, sana büyük yanlış yaptım. Bir daha yapan şerefsiz olsun, valla bak." ben bu şekilde konuşurken Cihan çoktan gülme krizine girmişti.
"İyi tamam, ama bir daha olursa affetmem, sıkarım topuğuna."
"Peki abi, saygılar."
Bizimkiler bu diyalogumuza gülmekle meşguldü. Ben de gülerek kafamı kaldırdığımda Gökhan'ın anlam veremediğim bakışlarıyla karşılaştım. Tam gözlerimi kaçırmak için yeltendiğimde, anlaşmamız aklıma geldi. Gülümseyip önüme döndüm.
"Beyler bayanlar diyorum ki bayadır buluşamıyoruz. Okuldan sonra toplaşalım, bir şeyler yapalım." diye ortaya konuştu Zeynep. Berk te destek çıktı. Zaten ben de öyle düşünüyordum kabul ettim.
"Bana uyar, Toprak sen ne diyon?"
Toprak, kafasını iyice eğmiş uyukluyordu. Benim çağırmam üzerine kafasını birden kaldırdı bu yüzden de masaya çarptı. Bizimkiler anırmaya başladı tabi. Ben de gülmekten kendime gelemedim baya. En son gözyaşlarımı silip Toprak'a döndüm.
"Acıdı mı yavyuum?"
"Gül gül sonra da yavyum de git yaa."
"Kanki çok komikti ama gülmemek elde değil, bak uykun açıldı zaten."
"Sus yaa, ne diyodun sen?"
"Okul çıkışı bir şeyler yapacağız sen de gelir misin diyorum."
"Eslem, bu bir çıkma teklifi mi?"
"Toprak, Dean'ciğimin de dediği gibi 'bu kadar gerizekalılık senin için bile fazla"
"Tamam gelirim."
Toprak ta kabul edince ayarlamış olduk. Sonra erkekler hesabı ödedi ve okula girdik. İlk ders Serdar Hoca'nın dersiydi. Allah'a şükür yani gözümüz bayram edecek biraz. Adam müthiş karizma yaa. Sınıfa girdik ve sırama geçtim. Tekli sıra çok kötü bir şey bence. Özel okullardan sırf bu yüzden nefret edebilirim yani. Ne bileyim sıra arkadaşın yok. Önceki okulumda sıra arkadaşım gelmeyince çok üzülürdüm. Burada böyle bir kavram bile yok.
Serdar Hoca yine muhteşem enerjisi ve harika saçlarıyla içeri girince ben kendimden geçtim. Dersi anlatırken yine odaklanamadım. Her ders bir bahane bulup dersi dinlemiyordum zaten. Gelecek hafta sınavlar başlıyor ve hepsi bana teker teker girecek. Neyse canımı sıkmaya gerek yok zaten haftaya yeterince sıkılacak.
Okul çıkışı sözleştiğimiz gibi okulun kapısının önünde buluştuk."Ee gençler ne yapıyoruz?" dedim heyecanla.
"Öncelikle yemek yiyelim açlıktan öleceğim yaa." dedi Cihan karnını tutarken.
"Sen ne zaman toktun ki zaten?"
Gökhan'ın cevabına karşılık Cihan onun kafasına vurdu. O da ona vurdu derken yolun ortasında birbirine girdiler. Sonra gülerek geri ayrıldılar. Erkeklerin anlaşma biçimini hiç anlayamayacağım. Beraberce burber king'e girdik. Siparişlerimizi silip süpürdük ve hemen kendimizi dışarıya attık.
"Ya hava çok güzel biraz dışarıda otursak?" dedim güzel havayı içime çekerken.
"Olur hadi gelin çimlere oturak." diyerek çimlere çöktü Gökhan.
Hep birlikte halka şeklinde oturduk. Ve bizim grup doğruluk-cesaretlik oynamaya karar verdiler. Şişeyi Zeynep çevirdi. Ucu ben de arkası Cihan da durdu. Eveet şimdi arkadaşlar ben eşek şanslı olduğum için ilk ben çıkarım zaten. Cihan doğruluk mu cesaretlik mi diye sordu. Doğruluk içimden gelmeyince cesaretlik dedim. Cihan yeniden piç bir şekilde gülümsedi.
" Gökhan'ı öp."
WTF!?
![](https://img.wattpad.com/cover/28752024-288-k230563.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kobay Gördüm Sanki
HumorRüya veya gerçek...Bu iki kavramı aynı anda yaşayan, hayatı kendi kuralları doğrultusunda tamamlayan, hem düşünce hem de espri efendisi olan, aynı zamanda kobay adayı Eslem'in hikayesine hoşgeldiniz. Lütfen kemerlerinizi bağlayın serüven başlıyor.. ...