6.

117 9 14
                                    

Sabah uyandığımda Sarah hâlâ uyuyordu. Çok susadığım için mutfağa su almaya indim. Kimseyle karşılaşmamayı umuyordum çünkü ailesi bu gece burada kaldığımı bilmiyordu.

Mutfakta kimse yoktu ama evin öbür taraflarından sesler geliyordu o yüzden elimi çabuk tutmaya çalıştım.

Suyumu içtikten sonra odaya çıkmak için arkamı döndüğümde kapıda durup sırıtan Rafe'i gördüm.

"Seni bu mutfakta görmeyeli uzun zaman olmuştu." dedi yine sırıtarak.

"Çekilir misin kapıdan?" diyip kapıya doğru yürüdüğümde Rafe yine zoru oynamayı seçti yerinden kıpırdamadı.

Dediğimi duymazdan gelip "Sarah ile yakınlaşıyorsunuz sanırım?" diye sordu.

Dalga geçermişçesine "Ah evet. Cameron ailesinden bir türlü kopamıyorum." diyip Rafe'in yarısını kapladığı kapıdan geçmek için atıldım çünkü çekileceği yoktu.

Kapıyı tüm vücuduyla kapatıp "Şu geçen ki JJ ve arkadaşları ile takıldığını duydum." dedi.

"Ee?" dedim. Ne söylememi bekliyordu?

"Benden bu kadar intikam almak istediğini bilmiyordum Lydia." dedi aptal.

"Cidden senden intikam almak için uğraşacağımı mı düşündün? Rafe gittikçe komikleşiyorsun." dedim. Ki ondan intikam almak için epey uğraşırabilirdim o ayrı mesele.

"Evet çünkü sen onun gibilerle takılacak bir kız değilsin. Eski seni unutuyorsun, en iyi seni. " Bu dediği beni biraz düşündürttü.

Eski beni sevmiyorum ama eskiden daha mutluydum, bunu biliyorum. Şu anda bulunduğum arkadaş grubunun bana göre olmadığını ve nedense o gruptan kimsenin beni anlamayacağını da hissediyorum.

Tabii bu hisler bi anda hayatımda değişen insanlar ve ortamlardan dolayı da olabilir.

Tam ağzımı açacakken bize dogru yürüyen Ward'ı gördüm. Rafe arkası dönük olduğu için fark etmedi. Aptalca bir şey söylemesin diye ona babasının geldiğini işaret ettim. Arkasını döndüğünde Ward yanımıza gelmişti bile.

"Lydiaa! Günaydın. Ne yapıyorsun burada?" dedi Rafe ile konuştuğum için şüpheli bakışlar atarak.

"Günaydın Bay Cameron. Dün gece Sarah yatıya kalmamı teklif etmişti de. O yüzden buradayım." dedim gülümseyip.

"Bana Ward diyebilirsin Lydia. Yabancı değilsin. Sarah ile yakınlaşmanıza sevindim." dedi.
Bende gülümseyerek kafamı salladım. Birkaç şey daha konuştuk. Sonra "O zaman sonra görüşürüz Lydia. Babana da selam söyle." diyip gitti.

Rafe'e döndüğümde giden babasını izlediğini fark ettim. Biraz gözleri dolmuştu.

Ward yanımıza geldiğinden beri bir kere bile Rafe ile konuşmamış hatta yüzüne bile bakmamıştı. Ona bazen hak veriyorum. Rafe'e.

"Rafe." dedim sakince. Bana döndüğünde hemen gözlerini kırpıştırıp "Efendim." dedi.

"Umarım en yakın zamanda bu Rafe'den kurtulursun. " dedim. Ciddi bir şekilde dedim. Çünkü Rafe özünde iyi bir insan. Gerçi herkes özünde iyi bir insandır. Ama herkes iyileşemez. O an Rafe'in iyileşmesini ve belki iyileşirse ona bir şans daha verebilmeyi istedim.

Rafe'in daha fazla konuşmak için zorlamayacağını bildiğim için rahatça onu biraz iterek kapıdan geçtim ve Sarah'ın odasına çıktım.

Sarah hâlâ uyuyordu. Saat neredeyse 11 idi ve bizim grupla buluşmamız gerektiği için onu uyandırmak zorunda kaldım. Biraz mızmızlansa da uyandı.

It's Always Summer in Outer Banks Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin