♤5.MASKE♤

13 4 0
                                    

Merhaba Okurkuşlar! Yeni Bölüme Hoş Geldiniz!

Bu bölüm oldukça yazmaktan keyif aldığım bir bölümdü. En azından hikayenin nihai hedefine ayak basmış oluyoruz. Umarım sizinde keyifle okuduğunuz bir bölüm olması dileğiyle! Hepinize keyifli Okumalar!♥

5.Maske

Kimse göründüğü gibi değildir.

Okuldan gelip, eve kendimi nasıl attığımı halen idrak edemiyordum. En azından o dengesizin iki gün yüzünü görmemenin biraz rahatlığı üzerimde vardı. Fakat yaptığı şeyler hiç normal değildi. O sırtındaki yaraları ve büyük dikiş izleri gözlerimin önünde tekrar sarılıp izlenen bir film şeridi gibiydi. Serkan, dört gün içinde yaşadıklarımla beraber bir dengesizdi. Dengesiz kelimesi onun için en doğru tanımdı. Kafamı yastığımdan kaldırıp, banyoya gittim. Üzerimdeki kıyafetlerimi çıkardıktan sonra bir tek beyaz renk iç çamaşırlarım ile kaldığımda bakışlarımı aynaya çevirdim. Berbat, yorgun ve bunalmış hissediyordum. Üzerimdeki iki parça çamaşırımı da çıkarıp, duşakabine girdim. Sıcak suyun bedenimde gezmesine izin verdim.

Düğümler çözülüyor. Ben bir avdım.

Serkan ise beni avlayan bir avcıydı.

Sıcak bir duştan sonra akşamki yemeğe hazırlanmak için gardırobumu açıp, bugüne uyacak bir kıyafet bakmaya başladım. Halamın aldığı bordo renkli, derin göğüs dekolteli elbiseyi başka bir güne giymek için kenara kaldırmıştım. Sonra dolabımı biraz daha karıştırdıktan sonra beyaz üzeri dantel işlemeli, askılıklı ve göğüs dekoltesi hafif olan fırfırlı elbiseyi elime aldım. Biraz göz gezdirdikten sonra bu elbiseye kara verdim ve hemen giydim. Çok fazla topuklu ayakkabı meraklısı olmayan bilekten kemerli, düz taban beyaz ayakkabıları da giyindim. Çok abartı olmayan bir makyaj yaptım. En azından dudağımdaki bordo renkli ruj hariç dikkat çekici bir makyaj yapmadım.

Saat altı buçuğu gösteriyordu ve benim maksimum beş dakika içerisinde hazır olmam gerekiyordu. Son olarak sandalyemin üzerinde olan trençkotumu alıp, aşağı indim. İnmemle halalarım tarafından alkış tufanına tutuldum.

"Mükemmel seçim." Dedi, Derya halam. Karşıma geçip öne düşmüş olan salık saçlarımın birazını geriye doğru atıp, eliyle onay işareti verdi. "İşte şimdi oldu. Sen ne diyorsun Hale?" Diye soru sorduğunda halam gülümsedi ve o da eliyle onaylar şekilde "Yorum yok. Her şey kusursuz görünüyor." dedi. Kusursuz? Tersine ben kusurluydum.

"Güzel olmuşsun kızım." dedi babam büyük bir gülümsemeyle. "Teşekkür ederim baba." dedim. Babamla birlikte dışarı çıktığımız an "Bize her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın." Halam yine her zaman bildiğimiz gibiydi. Söz konusu iş yemeği olunca bir tabi ilk kez ortağının oğlu ile karşılıklı yemek yiyeceksek bu geceden sonra soru yağmuruna tutulacağım kesindi. Arabanın ön koltuğuna yerleşip, emniyet kemerini taktıktan sonra babamı bekledim. O da oldukça aşırı gergin bir hali vardı. Uzun bir zamandan sonra tekrar ortak konusu olunca aşırı suratsız duruyordu.

"Baba sen iyi misin? Aşırı gergin görünüyorsun." dedim. Arabayı çalıştırdıktan sonra emniyet kemerini taktığında babamın kolunu hafifçe tuttum. "Aşırı gergin görünüyorsun. Rahatla ve gevşe biraz baba." Ona bir güç katmak istiyordum bu son söylediğim üzerine bakışlarını yoldan ayırmadı ve direksiyonu da oldukça sıkı tutuyordu.

"Elimde değil." Dedi. Daha önceden bunun kötü tecrübesini tattığı için ona doğal olarak hak veriyordum. Ama beni korkutan şey aşırı gerginlikten kontrolü kaybetmesiydi. Gerginliğini atabilmesi adına radyoyu açıp rastgele bir şarkı açtım. Elli veya altmışlı yılları anımsatan klasik dans müziklerinden biri olan Frank Sinatra'dan - Witchcraft çaldığında babam gülümseyerek bana baktı ve titrek bir ses tonuyla "İlk dans müziğimiz." dedi.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin