♤2.YABANCI♤

15 7 0
                                    

Yeni Bölüme hos geldiniz Okurkuşlar!

Bu bölümde biraz daha hikayeyinin giriş kapısını açmış olacağız. Bölümü okuduktan sonra rica etsem oy vermeyi ve düşüncelernizi yorum kısmında paylaşabilir misiniz? Şimdiden çok teşekkür ederim, umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olması dileğiyle, Keyifli Okumalar dilerim.♥

2.YABANCI

İnsanlar birbirlerine yabancılardı.

Ben ise adresini kaybetmiş bir yabancıydım.

 "Hazır mısın?" Dedi babam heyecanla. Çatalımı tabağımın kenarına bıraktım ve babama baktım. "Sıradan okul işte neden heyecanlı olayım ki?" dedim. O sırada Derya halam aramıza girdi. "Bu okulun diğer okullarından daha farklı olacağına inanıyorum." Daha farklı mı? Bildiğimiz bir okuldu işte diğerlerinden ne eksik ne de fazla. Sıkıcı tipler, suratsız hocalar ve izole bir ben. Tekrar kahvaltı tabağıma dönerek, bir dilim peyniri ağzıma attım.

"Bence büyük konuşma kızım. Halanın dediğine ben de inanıyorum. Sonuçta mezun olmana yarım dönemin kaldı ve üniversite sınavını kazandıracak nitelikte bir okul." Babamın bu dediğine cevap vermeyip, portakal suyumu yudumladım. Acaba okul mu üniversiteyi kazandırıyordu yoksa öğrencinin kendi iradesi miydi?

"Bugün seni okula ben bırakacağım." Dedi halam, babam ise bu söylediklerine şaşırarak baktı ve ağzına bir dilim salatalık attı. "Sen mi bırakacaksın? E bugün senin toplantın yok muydu?" Babamın bu sözleri üzerine gözlerini kocaman açarak, "Doğru ya unutmuşum. Kusura bakma canım, bu aralar her şey üst üste geliyor." Halam bir iç mimardı. İşinde de oldukça başarılı bir kadındı. Babam ise inşaat mühendisiydi ve ailemize ait bir şirketin ortaklarındandı. Küçük halam Hale, onların aksine Moda Tasarımı işiyle ilgileniyordu. Küçük halama göre beton yığınlarının arasında olmaktansa rengarenk kumaşlar ona hayat verici bir unsurdu. Ben ise edebiyat ile ilgilenmeyi seviyordum. En azından kitaplarla ilgilenmek insanlarla uğraşmaktan daha iyiydi.

Bu fani dünya da söylenenler anlaşılabiliyordu. Fakat anlaşılamayan tek varlık insandı. En azından kitaplarla ilgilenmek bir nevi akıl sağlığını koruyup, bu fani dünyadan kaçmanın başka bir yoluydu. Kahvaltımı bitirdikten sonra eşyalarımı almak için odama çıktım. Boy aynasından kendime bakıp, saçımı düzelttikten sonra çantamı alıp, aşağı indim. Üzerime açık mavi renkli paltomu giyindim. Ayağıma düztaban kahverengi botlarımı geçirirken, babam ve halam ise konuşmaya devam ediyordu.

"Yeni iş ortağımız ile yemek ne zaman?"

"Cuma Günü akşam." Şirkete yeni bir ortağın gelmesi şerefine babam her zamanki gibi mesafeliydi. Yıllar önce yaşadığı tatsız ortak deneyiminden sonra bu ortak işlerine sıcak bakmıyordu. Önceki ortağı anlattığı kadarıyla babamı epeyce yokuşa süreklemiş bir sorumsuz olduğu için bu işlerle uğraşmak onu oldukça gerilmesine neden oluyordu.

"Hadi ama abi. Bu sefer her şey güzel olacak. Çok saygın biri, güzel işler yapacağız." Halamın bu söylediklerine babam derin bir iç çekerek, "Bu işe sıcak bakmadığımı söylememe gerek var mı?" Diyerek yanıma yaklaştı ve yanağımı sıktı, gülümsedi. "Bugün bunu düşünmek istemiyorum." Dedi ve üzerine paltosunu giydi. Halam kapıya yaslandı ve gülümseyerek, "İyi dersler, sana şans diliyorum." Bu sözleri üzerine dudaklarımı birbirine bastırarak, kapıyı açtım ve çıktım.

Babamın gerginliği suratından belliydi ve bunu sahte gülümsemelerle gizlemeye çalışıyordu. Siyah Cadillac'ın yanına yaklaştığımızda babam, "Bana güven, okulunda çok iyi arkadaşlar edineceğinden eminim." Bunu söylemesi üzerine sadece ifadesiz bir bakışla ön koltuğa oturdum. Babam şoför koltuğuna geçerken Küçük halam garaj kapısından içeri girerken göründü.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin