♤1. ATEŞ♤

22 7 4
                                    

Yeni Bölüme hoş geldiniz Okurkuşlar!

 Hikayeye başlama tarihinizi yorum kısmına belirtmeyi unutmayın.  Bölümü okuduktan sonra rica etsem düşüncelerinizi yorum kısmına yazıp, bölümü oylamayı unutmayın. Sizin düşünceleriniz hikaye için bir motive kaynağı değerinde. Hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim.♥

♤1.ATEŞ♤

Adım, Aslı.

Anlamı dip ve gerçek. Aslında bu iki sözcüğü kendi hayatımla yan yana koymak kulağa hiç de mantıksız gelmiyordu. En azından ben hariç. Mantıksız gelmemenin sebebi, kimse kalın bir ilmeği boynuna geçirip, intihar etmeyi düşünen birinin aslında hayatının kocaman acı bir gerçekten ibaret olduğunu ve dibe çökmüşlüğün psikolojik olarak yıpranmasının ne demek olduğu konusunda en ufak fikir sahibi olmayışını doğal olarak karşılıyordum. Evet, intihar etmeyi düşünmüştüm ve bunu denemiştim. Ama sonucunda becerememiştim. En azından bana hayat veren varlığa bunu yapamamıştım.

Bu hayatta herkesin hak edipte, benim hakketmediğim ne vardı? Şefkat, sevgi veya merhamet? Size hayat veren varlık size bunu aşılayıp da, nefes aldıran varlığın yokluğu karşısında bu üç sözcük benim için bir anlam ifade etmiyordu ya da bu üç sihirli sözcüğü yanıma yakıştırmak içimden gelmiyordu. Hem karamsar hem de hayattan bezmiş bir gençtim. Genç mi dedim ben? Pardon lafımı düzeltmem gerekirse bedenen on sekiz ruhen doksan yaşındaki bir yaşlıdan farkım yoktu. Hayatın en acı tecrübesini doğar doğmaz tatmıştım.

Benim hikayem özel bir hastanenin doğumhanesinde başladı. Babamın anlattığına göre bir ay eksik doğmuş olup, akciğerlerim gelişmediği için belli bir süre küvezde kalmışım. Doğar doğmaz mosmor olan küçük bedenimi doktorların ellerine verdikleri zaman annem ise zorlu bir doğum olduğu için o hasta odasına alınırken ben annemin kokusunu ve tenini bile hissedemeden küveze koymuşlar. Tabi ilk başta annem ve babam bu doğum için başta kaygılı bir şekilde kabullenmiş. Bunun nedeni eğer yaşasaydı benden iki yaş büyük olacak abimi kaybedişini atlatamadıkları için doğum süreci boyunca panik ve korku içinde beklemişler. Asıl hikayem benim hastaneden taburcu olacağım gün yaşanmış. Annemin tuhaf bir şekilde kayboluşu ve bir daha haber alınamamasıydı. Tam yirmi yıl geçti ortada ne annem vardı ne de cansız bedeni. Çocukken kafamda kurduğum tek cümle acaba bizi terk mi etmişti?

Bu kafamda kurduğum bir saçmalıktan ibaretti. Babam her zaman annemin bir çocuğunun olmasını istediğini anlatmıştı. Fakat doktorlar anneme bir çocuk dünyaya getiremeyeceğini ve çocuk doğsa bile yaşayamayacağını söylemiş olsalar bile annemin bu çocuğu aldırmadığını anlattı. Abim yedi aylıkken anne karnında gelişimi yavaşladığı için doğar doğmaz benim gibi küveze koymuşlar. Fakat doğduktan birkaç sonra ölmüş.

Doktorların dediğine göre annemde Endometriozis adında gebeliği zorlaştıran bir hastalığı olduğunu söylemişler. Bu hastalığın bir tedavisi olmadığı için abimin doğumundan sonra hastane de yatırılmış. Ta ki bu hastalık üzerine annemin bana hamile olduğunu öğreninceye kadar Babam başta aldırma isteğini anneme iletmiş fakat annem aldırmayıp bu riski göze almış. Gebelik dönemi boyunca serum ve ağrı kesicilerle ayakta durmaya çalışan annem, benden hiçbir zaman vazgeçmemiş.

Bu iki zorlu doğumun ardından anneme doktorların söylediği ilk kelime şu olmuş.

Mucize.

Bu zorlu hastalık sonucunda benim doğmam anneme ve doktorlara bir mucizeydi. Bana ise bir kabusun başlangıcıydı.

Gözlerimi açar açmaz bakışlarımı komodinin üzerinde duran saate çevirdim. Saat sabahın yedisiydi ve kış olduğu için her yer kapkaranlıktı. Üzerimdeki yorganı yatağın diğer tarafına atıp, yatakta oturur pozisyona geçtim. Pencereden içeriye yansıyan sokak lambasının loş ışığı çalışma masamın üzerinde duran annemin fotoğrafının olduğu çerçeveye yansıyordu. Buruk bir şekilde gülümsedim.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin