♤6.KİLİT♤

21 5 0
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz.♥

hepinize keyifli okumalar dilerim.

yorumlar kısmına hikaye ilgili düşüncelerinizi belirtmeyi ve bölüme oy vermeyi unutmayın. Yorumlarınınız benim için büyük bir önem taşımaktadır.♥

6.Kilit

Hayatın bütün cevapsız bırakılan soruları bir kapının arkasındadır. Mühim olan o kilitli kapıyı açacak doğru anahtarı bulmandadır.

Yoğun duman altı, çılgınca eğlenen insanlar, yüksek ses müzik. Bu tarz ortamlara alışkın biri değildim, ben bu yaşıma kadar kendi halinde olan az insan çok huzur hayat mottosuyla hareket eden biriydim. Uzattığı kokteylin alkolsüz olduğunu ifade eden Tuğçe'nin uzatmış olduğu içeceği tereddütle alıp, küçük bir çocuk gibi kokladım. Emin olamıyordum. Konser alanı olmasına rağmen büyük sahnenin hemen ön tarafında küçük bir bar vardı ve insanlar konser başlamasına yarım saat kadar bir vakit geçmesiyle çoktan sarhoş olup kendinden geçenler vardı.

"Aslı saçmalama ya içecek alkolsüz." Diyerek kısık bir sesle uyardığında dudaklarımı birbirine bastırıp, bardağı dudaklarıma tereddütle götürdüm. Ama yudumu almadan şüpheci bir bakış atarak, "Ya varsa?" Bu tavrım üzerine sadece gülümseyerek, genç barmene döndü.

"Bu hanımefendinin kokteylinde alkol yok değil mi?" Diye soru sorduğunda gözlerimi kocaman açarak, koluna hafifçe vurdum. "Ne yapıyorsun?" Kısık sesle söylediğim üzerine kulağıma yaklaştı. "Barmen alkolsüz olduğunu söyledi." diyerek içeceğinden bir yudum aldı. Ben de tereddütle bir yudum aldım ve yuttum. Tadı fena değildi elma, portakal ve şeftali vardı.

"Nasıl tadı?"

"Güzel, bildiğimiz meyve suyu."

"Alkolsüz olduğunu söylemiştim." Dedi ve etrafa bakınmaya başladı. Açık alanda bir yer olduğu için akşamın sert rüzgarı yanaklarımı yalayıp yutuyor, salık olan saçlarımı da ahenkle dans ettiriyordu. İçecekten bir yudum daha alıp, bar taburesinde oturduğum için bedenimi öne döndürdüm. Manga grubunun bütün şarkıları hep bir ağızdan bağırarak eşlik ediliyordu.

"Hey şuraya baksana!" Tuğçe heyecanla koluma vurarak, "Sağ tarafına bak." Dediği üzerine kafamı sağa tarafıma çevirmemle gördüğüm kişi ile yüzüm düştü. "Görüyor musun?" Görmez olaydım. Bu Serkan'dı. Bunu burada ne işi vardı?

"Serkan'nın yanındaki çocuk Bora." Tuğçe'nin dediği çocuğa baktım. Serkan'dan daha uzun boyluydu ve kıvırcık, kumral saçları vardı. Tuğçe'ye baktığımda ağzı açık bir şekilde bakıyordu.

"Çok yakışıklı değil mi?" Tuğçe'nin bu sorusu üzerine sadece içeceğimi yudumlamakla yetindim. Biraz vakit geçtikten sonra adını Bora diye öğrendiğim çocuk ile Serkan yanımıza yaklaştığında umursamayarak tekrar arkamı döndüm. Bitmiş olduğunu fark ettiğim bardağımı barmene uzatarak, "Aynısından olsun lütfen." Dememle birlikte Serkan'nın yanımda bulunan boş bar taburesine oturması bir

oldu. "Aynısı olsun." demesi üzerine iki elini masanın üzerinde birleştirdi ve bana dönerek, "Yine karşılaştık." Umursamayıp sadece ona baktım.

"Küs müyüz?" Diyerek kulağıma eğildiğinde hafifçe gülerek, "Küs falan değiliz sadece seninle konuşmak istemiyorum." Barmenin yeniden hazırlamış olduğu kokteyli önüme çekerek, bardağı dudaklarıma götürdüm. O ise sadece izlemekle yetiniyordu. Bu yaptığından rahatsız olduğumu belirtmek adına koluna hafifçe vurdum. Bu hareketim üzerine pis bir şekilde sırıtarak, "Bak görüyor musun arkadaşlarımızı ne kadar güzel kaynaşmışlar." Kafamı çevirip Tuğçe'ye baktım. Bora ile gülüşerek sohbet ediyor bir yandan da kahkaha atıyordu. Tuğçe'nin bu kadar hızlı bir şekilde kaynaşması benim için tuhaftı ve doğru değildi. Ben iliklerime kadar şüpheyle doldurulmuş biriydim.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin