♤7.İZMARİT♤

12 3 0
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz Okurkuşlar! 

Hepinize keyifli okumalar dilerim.♥

7.İZMARİT

Umut, hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız...

Cem Adrian

Akşam yemeğinden sonra üzerime montumu giyinip, dışarı çıktım. Babamın bu akşam Serkan ile dışarıya çıkacağımdan haberi olduğundan onu bahçe de beklemeye başladım. Nelerle karşılaşacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. İşin en korkunç kısmı ise babamın Serkan gibi bir dengesizle nasıl dışarıya çıkmama izin verdiğini idrak edemiyordum. Ön bahçe kapısını açıp, kaldırımda onu beklemeye devam ederken o sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan bilinmeyen numaraydı, yanıt vermek için açtığımda;

"Alo, kimsiniz?"

"B-ben..." Telefondaki kişinin sesi bir kadındı ve sesi kesik kesik geliyordu.

"Kimsiniz siz?" Telefondaki kişi kimdi bilmiyorum ama sesi nefes nefese geliyordu. "Sesiniz anlaşılmıyor hanımefendi?" dediğimde bu telefondaki kişiyle birlikte birkaç kişinin sesi daha geliyordu.

"Sana kim verdi bu telefonu! Nermin verdi değil mi?" Telefondaki kadın her kimse bağıraşanlar tarafından başı dertte gibiydi, ister istemez ürpermiştim.

"Alo hanımefendi! İyi misiniz ses verin!" Dediğimde bu sefer telefondaki kişi bağıran kişilerden biriydi. "Yanlış numara oldu." Diyerek telefon suratıma kapandı. Nermin kim olabilirdi ki? Tam bu soru kafama yerleşmişken o sırada tanıdık bir ses kulak perdelerime hücum etti.

"Ne oldu başbelası hayalet görmüş gibisin?" Bu oydu. Bana bu şekilde hitap etmesinden nefret ediyordum. Ona sadece bakıp, suratımı buruşturdum.

"Telefonda kiminle görüşüyordun?"

"Seni İlgilendirmez." Diyerek atağa kalktığımda ağzına hayali bir fermuar çekip, sırıttı. "Pekala hazır mısın? Seni mükemmel bir yere götüreceğim." Dediğinde kafamı hafifçe olumsuz bir şekilde sallayarak umarım tek parça eve dönebilirim. Kısık sesle söylediğim üzerine eliyle; "Bayanlar önden, motorum az aşağıda." O motor mu demişti? Daha önce hiç motora binmeyen ben, vücudumun korku ve heyecanla karışık bünyesine kapılmıştı bile. Derin bir şekilde yutkunup yokuş aşağı yürümeye başladığımızda aklım hala telefondaki kişiye takılı kalmıştı. Siyah kawaski motorla karşılaştığımda uzunca motora bakmaya başladım.

"Motorla mı gideceğiz?" Ağzımdan istemsizce çıkan sözcüklerim üzerine Serkan kasklardan birini kafasını geçirerek birini de bana uzattı.

"Evet, motorla gideceğiz." dedi. O motora binerken ben sadece onu izlemekle yetiniyordum. "Niye öyle bakıyorsun gelsene." dediğinde bir ona bir de motora bakındım. Derin bir şekilde yutkunarak, "Ben daha önce hiç motora binmedi ya..." Tam cümlemi bitiremeden inip, yanıma yaklaştı ve gülümsedi. "Ya düşersem korkusu var üzerinde. Korkma bana sadece sıkıca sarıl." Korkma demesi ister istemez yüzümü gülümsetmişti. Uzatmış olduğu kaskı kafama geçirip, önden motosiklete binip, yerleşti. Daha sonra çekimser bir şekilde yaklaşıp, "Pekala..." Hızlı bir hareketle arkasına oturduğumda kafasını geriye doğru çevirip, "Hazır mısın?" dedi. Kollarımı hafifçe beline sararken istemsizce derin bir nefes aldım. Korkuyordum ve bunu inkar etmiyordum.

"Bana söz vermeni istiyorum." dedim.

"Evet, dinliyorum." Sesi biraz ciddileşmiş gibiydi. "Çok hızlı gitmek yok." Bu sözlerimin üzerine derin bir şekilde nefesini vererek, "Söz, başbelası söz." Motorun kontağındaki anahtarı çevirip, çalıştırdığımda ona daha sıkıca sarıldım. Üzerinde her ne kadar tişört olsa da karın kaslarını hissedebiliyordum. Her nefes alıp-verişlerinde yükselip alçalan göğüs kafesini hissetmek tuhaf ama güzeldi. Ne kadar dengesiz bir herif olsa da onun yanındayken başım dönüyor, nefesim dengesizleşiyordu.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin