17. DİP VE GERÇEK

8 3 0
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz. Bu bölüm yazarken o kadar çok heyecanlanarak yazdım ki bir an gerçekten kendimi hikayenin içine atılmış gibi hissettim. Bu arada bir kaç bölüm sonra hikaye için final yolculuğu görünüyor gibi. Lafı uzattım, kusura bakmayın. Hepinize şimdiden Keyifli Okumalar dilerim.♥


17. DİP VE GERÇEK

"Cehennem boş, Bütün şeytanlar bu fani dünyanın üzerinde."

"Yarın okulda görüşürüz." Dedi buz gibi bir ses tonuyla. Arabadan aşağı indiğimde yüzüme bile bakmamıştı. Onu anlayışla karşılayıp, sadece kafamı salladım. Bir süratla önümden geçip giderken derin bir şekilde nefesimi dışarı verdim. Babası yüzünden mahvolması yetmiyormuş gibi yeni bir sorun olarak ben eklenmiştim.

"Küçük hanım." Meryem Ablanın sesini duymam ile ona döndüm, yüzünde durgun bir ifade vardı. "Nerelerdeydin sen? Vural Bey bütün gece seni arayıp durdu." Dediğinde yüzümü buruşturarak, "Biliyorum." Dedim. Yanından yavaş adımlarla geçip, açık kapıdan içeri geçtiğimde üzerimdeki mantomu çıkarıp, merdivenlere yöneldiğimde "Bize bir açıklama yapmak zorundasın küçük hanım." Babamın sesini duyduğumda olduğum yerde duraksadım. Kafamı yavaşça ona çevirip, "Üzgünüm." Dedim mahcup bir ses tonuyla. "Üzgün olman bir şey ifade etmiyor. Ona bakarsan beni daha çok üzüyorsun. Üstelik bunu bize yaşatmaya ne hakkın var!" Sondaki ses tonu o kadar yüksek çıkmıştı ki hayatım boyunca bana ilk defa sesini yükseltmişti.

"O telefonunu hiç açıp ekranına baktın mı?" Sesindeki ciddiyetini hiç bozmayıp, "Hiç bakmadın değil mi? Kusura bakma kızımsın diye bu yaşına kadar bir kez bile bağırmadım. Evet, zor bir dönemden geçiyorsun ama sadece sen değil ben de, biz de! Nerelerdeydin?" Tekrar sesini yükselttiğinde birikmiş göz yaşlarım yanaklarımdan aşağı aktığında babamın yüzündeki durgun ifade bir kez daha bozmayıp, parmağıyla odamı işaret ederek, "Git odana, nasıl bir düşüncesizlik yaptım diye uzunca düşün! Belki aklın başına gelir." Bu sözleri üzerine derin bir şekilde yutkunup, merdivenlerden hızlı adımlarla çıktım.

"Aslı bi konuşalım, abim öyle demek istemedi." Hale halamın yakarışı üzerine babam , "Bırak gitsin." Babamın buz gibi sözleri üzerine halam babama durgun bir şekilde baktı ve hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı.

"Abi bu kadar tepki vermen gerekiyor muydu?"

"Sende başlama şimdi Derya!" Halama verdiği bu tavırlı sözü üzerine "Aslı'nın aklı başında bir kız olduğunu biliyorum abi. Ama sakin olup, keşke onu dinlemeyi seçseydin. Kıza bir açıklama bile yapmasına izin vermedin." Halamın bu sözleri üzerine babam susup, oturma odasına gitti. Merdivenin kenarındaki boşluk olan kısımdan yaşananlara şahit olmam kalbimi biraz daha paramparça ederken, odamın kapısını açıp, içeri girdim. Kapıyı kilitleyip, çantamı odamın bir köşesine fırlattım. Yatağımın üzerine uzanıp, bacaklarımı karnıma çektim, şuan da aynı bir cenin pozisyonundaydım. Tıpkı anne karnındaki bir bebekten farksızdım. Tek ihtiyacım olan bir anneydi. Anne sesi, anne dokunuşları... İnsanın nefesi olmadıktan sonra yaşamanın ne anlamı vardı ki?

"Küçük Hanım, kapıyı açabilir misiniz?" Meryem Abla'nın bu seslenişi üzerine "Hiçbir şey istemiyorum." Diyerek gözlerimi hafifçe yumdum. Uyursam belki geçebilirdi.

"Bana anlatabilirsiniz." Anlatmak mı? Küçükken canım her yandığında koştuğum ilk kişi Meryem abla olurdu. Ama şimdi her şey aynı değildi. Büyümüştüm oysa küçükken bir şeyleri anlatmak daha kolaydı ama şimdi... Ona belki yaşadığım bazı şeyleri anlatabilirdim ama Serkan ile ilgili bir şeyleri anlatmak açıkçası kolay değildi. Birini çok sevdiğimi ve ondan bu kadar ayrılmak istememi söyleyebilirdim ama her şeyin bir aması vardı işte. Onunla ilgili bir şeyler anlatmak iki cümleyi bir araya getirmeyen biriydim. Özellikle aramızda yaşananları babamın elbet bir gün ansızın öğrenmesi an meselesiydi. Hale halam zaten evin önüne beni bırakırken görmüş ve şüphelenmişti.

UÇURUMDAKİ YALNIZLIK •BAŞLANGIÇ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin