2.Bölüm

19K 719 74
                                    

Sezgin ve cihan hazırlıklarını yapıp evden ayrılmışlardı. Bahçeye çıkıp Azat'ın onlar için hazırladığı arabaya bindiler.

Araba adrese doğru yaklaştığında buranın oldukça fakir bir yer olduğunu gördüler. Normal bir ev görünürde yoktu. Hepsi ya tamamlanmamış inşaat yada yıkık dökük evlerdi.

Akşam olduğundan orada bulunan gençler ki çoğu psikopat gibiydi, ateş yakıp etrafında oturmuşları. Araba gençlerin yanından geçtiğinde bazıları şaşırmış bir ifadeyle arabayı süzüyordu.

Çünkü buraya asla böylesine lüks arabalar gelmezdi. Cihan ise camın ardından her birine tek tek bakıyordu. 5 dakika daha sürdükten sonra azat arabayı neredeyse yıkılmak üzere olan bir evin önünde durdurdu.

Tam arabadan inecekleri zaman evin içinden genç bir çocuk ağlayarak koşuşturuyordu. Genç çocuk yardım istercesine etrafa bakınıyordu.

Karşısında ki arabayı görmüş olacak ki oraya doğru ilerledi. Arabanın camına vurarak "bayım yalvarırım yardım e-edin a-abim içerde. Çok ateşi var."

Kelimeleri neredeyse zor bitirmişti. Neredeyse kemikleri sayılacak kadar zayıf olan genç ağlarken şişen gözleri onu daha da beter gösteriyordu.

Bi yandan ağlarken diğer yandan cama vurmaya devam ediyordu. "L-lütfen" o kadar çaresiz bir durumdaydıki cihan ve sezgin ne yapacaklarını bilemedi.

Azat kafasını arkada oturan cihana çevirip "efendim Ahmet'in çocuğu bu abisi de içerde. Ne yapalım?" diye sordu.

Cihan fazla düşünmeden "ikisini arabaya bindirip eve götürün ve doktor çağırın." dedi. Çünkü karşısında ağlayan çocukla içi sızlamıştı. Normalde kimseye acımayan çoğu kişi tarafından acımasız diye anılan cihan ilk kez birine üzülmüştü tabi bunu belli etmezdi.

Azat arabadan indiğinde sezgin, cihana dönüp "bizde inip bakalım yalanda söylüyor olabilir"

Genç çocuğun doğru söylediğini ikiside çok iyi biliyordu. Fakat inip kontrol etmekten de zarar gelmezdi.

İkili arabadan indiklerinde, genç çocuk şaşkınlık bi o kadarda mutlulukla sezgin ve cihana bakıyordu.

Cihan çocuğa baktığında aslında ne kadar güzel olduğunu yeni fark etmişti. Dolgun kırmızı dudakları kumral saçları ve siyah gözleri... Fakat zayıflıktan düşen yüzüyle 'acaba ne zamandan beri yemek yemedi? Diye içinden geçirdi cihan.

Genç çocuk önden koşarak içeriye girdiğinde arkasından da diğerleri girdi.

Düz koridordan ilerledikten sonra hemen sağ tarafta bulunan oda ya girdiklerinde yerde sanki ölü gibi yatan bir genç de vardı.

Etrafta hiç bir şey yoktu ve hasta olan kişi betonun üzerinde uzanıyordu. Dahası üzerinde yırtık elbiseler vardı. Kollarını ise birbirine sarmıştı.

Kardeşi abisinin yanında diz çöküp alnına gelen saçları geriye itiyordu. "Abi yardım getirdim sana, iyileşeceksin merak etme biraz daha dayan" bunları söylerken diğer yandan ağlaması diğer adamların da içini sızlatmıştı.

Sezgin de aynı şekilde yere eğilip baygın şekilde uzanan çocuğa baktı, elinin tersini alnına koyduğunda gerçekten de çok fazla ateşi olduğunu anladı, fazla vakit kaybetmeden kucağına aldı.

Cihana dönerek "sen -gözüyle ağlayan çocuğu işaret ederek- bununla gel ben diğer arabayla giderim" 

Cihan bunun üzerine kafa salladığında, sezgin hızlıca evden çıkıp arabaya bindi azat ile birlikte hızlıca eve doğru gittiler.

Cihan kolunda hissettiği dokunuşla kafasını çevirdiğinde o çocuğun kendisine çekinircesine baktığını gördü. "Abimi görmek istiyorum"

Cihan bir süre sessiz kaldı ve deminden beri merak ettiği basit soruyu sordu. "Adın ne?"

Genç çocuk biraz sustuktan sonra "m-meftun" diye cevapladı. Sesi ağlamaktan dolayı çatallaşmıştı. Cihan daha  fazla orda durmak istemedi. Ona iyi niyetini falanda göstermek istemedi. Çünkü o sezginden başka kimseye iyi niyetli yaklaşmaz.

Cihan, meftunu arkasında bırakarak o iğrenç evden çıktı. Meftun da hemen arkasından koşar adımlarla çıktı. Çünkü cihanın bir adımı, meftunun 3 adımına eşitti.

Cihan arabaya bindiğinde meftun öylece arabaya bakıyordu. Bir arabaya birde kirli kıyafetlerine baktı. Şoför cihanın penceresini açtığında cihan kaşları çatık bir şekilde dışarda duran çocuğa bakıyordu.

"Neden binmiyorsun?"

Meftun kafasını yere eğip "üstüm kirli ve arabanız pislenebilir" aslında ona kalsa hemen arabaya binip abisini görmeye gidebilirdi şuan bunu düşünmesi bile saçmalıktı. Fakat meftun o kadar ince huylu biriydiki bir karıncayı incittiği zaman bile ondan özür dileyen bir huya sahipti. Bazıları ona salak, saf gibi kelimeler söylesede meftun bunu takmıyordu.

Cihan ise onun bu düşüncesine gülümsemek istedi fakat yapmadı. "Sorun değil bin hadi"

Meftun zaman kaybetmeden arabaya cihanın yanına oturdu. Şuan bile abisini deli gibi özlemişti. Bir an önce ona sarılmak için can atıyordu.

~~~

Oy vermeyi unutmayınnn 𖨆

Amor  bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin