Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda pencereden dışarı baktım. Hava karanlıktı. Yan tarafıma baktığımda abimin uyuduğunu gördüm.
Ses çıkarmamaya çalışarak yataktan çıktım su içmek için, sürahi de su kalmadığı için odadan çıktım ezbere bildiğim mutfağa doğru ilerlediğimde etraf gerçekten de çok karanlık ve sessiz olduğundan ürkmüştüm biraz.
Mutfağa girdiğimde arkası dönük üstü çıplak altında ise sadece eşofmanla duran cihanı görmüştüm.
Hareket ettiğinde sırt kasları dahada belirginleşmişti. Ne çok ne de az kaslıydı.
Arkasını döndüğünde beni gördüğüne şaşırmadı ama kaşları çatılmıştı.
"Şey ben su almaya gelmiştim de" ister istemez açıklamaya gerek duymuştum. Başını sallayıp yanımdan geçtiğinde yine o kokuyu almıştım. Gerçekten de güzel bir kokusu vardı.
Tezgaha yönelip dolaptan bir bardak aldım. Su doldurup içtim. Gerçekten de çok susamıştım. Geri odama döndüğümde eski yerime yerleştim. Bu kez başımı abimin göğsüne koymuştum. En güvenli yerim burasıydı. Tekrar karanlığa yummuştum gözlerimi.
🕯
Sabahın ışıklarında uyandığımda yanımdaki boşlukla kaşlarımı çatmıştım. Aniden gözlerimi açtığımda abimin olmadığını gördüm. Yatağımdan doğrulup direkt banyoya gittim. Fakat ordada yoktu.
Hızlı bir şekilde odadan çıktım. Arada etrafa bakıyordum. Korkuyordum.
Evin neredeyse odalar hariç her yerine bakmıştım ama hiçbir yerde yoktu. Cihan veya sezgin abiyi de görmemiştim etrafta.
Kulağıma gelen gülme sesiyle aniden bahçeye çıktım. Sesler evin arka bahçesinden geliyordu.
Boydan cam olan kapıdan dışarıya baktığımda abim yere çömelmiş bir şekilde köpeğin başını okşuyordu. O sadece hissettiği zaman bile mutlu oluyordu.
Keşke o köpeğinde onda nasıl baktığını görebilseydi. Adımlarımı bahçeye çevirdiğimde abimin geldiğimi anlması için seslenmiştim.
"Köpek sana mutlulukla bakıyor." bunu dediğimde abimin yüzündeki gülümseme daha da genişlemişti.
Bir süre daha bahçede vakit geçirdikten sonra evin yardımcı kadının bizi yemeğe çağırmasıyla içeri girmiştik.
Ellerimizi yıkadıktan sonra tekrar aşşağı indiğimizde sezgin, cihan ve yanlarında genç bir kadını görmüştük.
Oldukça şık biriydi. Sarı saçları orta uzunlukta hafif esmer, ve bol makyajlıydı. Üstüne giydiği elbise de ona çok yakışmıştı. Cihanın yanında durup adeta onunla flört ediyor bir o kadarda katı bir surat ifadesiyle duruyordu.
Cihan ise arada onunla konuşsa da başka bir tepki vermiyordu. Abimin kolundan tutarak yavaş adımlarla masaya doğru ilerledik.
Bizi ilk gören cihan olurken yanındaki kız daha sonra farketmişti. Gözleri bir süre bende dolanırken, ardından abime de aynı şekil baktı.
Ardından yüzünde alaycı bir ifade oluştu.
Sezgin'in arkası bize dönük olduğu için sonrada arkasına dönüp bize bakmıştı.
"Meftun hadi oturun" dedi sezgin abi. Muhtemelen o demese ben bir süre daha yerimede dururdum.
Abim için sandalye çekip oturmasına yardımcı oldum. Sezgin abinin yanına oturtmuştum. Ardından bende yanında oturdum.
Kimse henüz yemeğe başlamamıştı. Muhtemelen bizi bekliyorlardı.
"Afiyet olsun" cihanın tepkisiz sesinden sonra onlar yemeğe başlamıştı. Bense çekinerek yemeklerden abimin tabağına koymaya başladım.
