Abimin odasına girdiğimde tek başına oturmuş şekilde gördüm. Canı oldukça sıkkındı. Ayrıca bugün bu evden de gidiyorduk.
Sezgin abi bizim için bir ev bulduğunu söylemişti. Aslında ev onlara aitti. Biz bunu kabul etmemiştik. Fakat daha sonra faturalar size ait dediğinde kabul etmiştik. Evi hala görmemiştik.
Cihan ise bana bir iş imkanı sunmuştu. Onlara ait bir barda garsonluk yapacaktım.
Bu sayede abimin ameliyat parasını toplayacaktım.
Gerçekten onlara minnettardım. Sanki bana yeniden hayat vermiş gibiydiler. Umarım biz gittikten sonra onlarla olan iletişimimiz kesilmezdi.
Abimin yanına oturup ellerini tuttum. "Abi neyin var senin?" son günlerde oldukça durgundu. Sebebini ise söylemiyordu. "Yoksa bana artık güvenmiyormusun?" diye sordum bu kez. Bu düşünce kalbimi acıtmaya bile yetmişti.
Anında kafasını iki yana sallamaya başladı. "Hayır sadece... " diyip tekrar sustu.
"Sadece keşke sezgini görebilseydim" ne demek istediğini anlamıştım. Nasıl göründüğünü deli gibi merak ediyordu. Abim, sezgin abiye gerçekten de çok alışmıştı.
Şimdi ondan uzak da kalmak istemiyordu. "Abi biz burdan gittiğimizde bile sezgin abi seninle konuşmasını kesemez. Oda sana çok alıştı."
Bunu dememle gülümsemişti. Ama hala içinde bir sıkıntı olduğunu biliyordum. İşte o zamanda anlamıştım. Abim aşık olmuştu. Sezgin abiye.
"Meftun haklı" sezgin abinin sesini duyduğumuzda şaşkınla ona baktım. Ve bir dakika o ne demişti?
Sezgin abi, diğer boş yere yani abimin diğer yanına oturdu. Onları yanlız bırakmak ayağa kalkıp "ben su içeyim bi" diyerek odadan çıktım. Cihan evde değildi. Yoksa gider onunla biraz sohbet ederdim.
Neden onu düşününce kalbim hızlı atmaya başlıyorduki? Veya karnım kasılıyordu. Belki soğuk su içsem kendime gelirdim yani umarım.
🕯
Meftunun odadan çıkmasıyla baş başa kalmıştı iki genç.
Kerem onunla ne zaman yanlız kalsa heyecanlanırdı, ve eli kolu birbirine dolanırdı. Şuan da olduğu gibi.
Elleriyle sürekli oynayıp arada tırnaklarını avuçlarına bastırırdı. Birden ellerinin tutulmasıyla daha da şaşırmıştı.
Sezgin, tuttuğu elleri yüzüne doğru yaklaştırdı. Az önce meftun ile konuştuğu zaman duymuştu. Keremin yüzüne dokunmak ve onu hissetmek istediğini.
"Yüzüme dokun" bu iki kelime keremin daha da mutlu olmasına yetmişti.
Kerem ellerini önce elmacık kemiklerinde dolaştırdı, ordan gözlerine ve yüzünün heryerini keşfetmişti. Şuan o kadar isterdiki onu görmeyi...
Hala elleri Sezgin'in yüzündeyken gözünden akan yaşları hissetmemişti bile.
Sezgin de aynı şeyi yaptı avucunu, karşısındaki büyük görünen ama bi o kadar da masum olan gencin yanağına yasladı ve baş parmağıyla gözünden akan yaşı sildi.
"Sen burdan gittiğin zaman benden kurtulacağınımı sanıyorsun." dedi ve kısık bir kahkaha attı sezgin. "Merak etme boş zamanımda her zaman senin yanına geleceğim ve yanında olmadığım zamanlarda seni arayacağım."
Sezginin ağzından çıkan her kelime keremin heyecanlanmasına yol açıyordu. "İyiki varsın herşey için teşekkür ederim" ne diyeceğini bilemeyen kerem bunları söylerken bile sezgin mutlu olmuştu.
"Meftuna haber vereyimde gelsin toparlanmana yardımcı olsun." dedi ve ayağa kalktı sezgin.
Kerem bunun üzerine başını salladı. Ardından yanağımda hissettiği dudaklarda donup kaldı öylece.
Sezgin onu öpmüştü.
Kapının kapanma sesi geldiğinde kerem ellerini hızlı atan kalbine götürdü. Bu adam kendisine ne yapıyordu böyle. Hiçbir fikri yoktu.
Akşam olduğunda meftun bavulunu hazırlamıştı. Aslında çoğu şeyde cihan ve sezgin yardımcı olmuştu. Cihanın belli olmasada sezgin onlara oldukça alışmıştı ve her konuda yardımcı oluyorlardı.
Sanki meftun ve kerem ile bir aile gibi olmuşlardı.
Onların burda kalması için defalarca teklif etmiş hatta ısrar etmişti fakat onlar kabul etmemişti. Çünkü sürekli onlara yük olduklarını düşünüp dururlardı. Aslında diğer şekilde yük olduklarını düşünüyorlardı. Ama başka seçenekleri yoktu.
Meftun abisinin bavulunu da hazırladıktan sonra birlikte aşşağı indiler.
Cihan ve sezgin onları aşşağıda bekliyordu. Ardından evden çıktılar.
Şoför bavulları arabaya koruduktan sonra sıra veda vaktine gelmişti.
Kerem, Sezgin'in hemen karşısında olduğunu hissedebiliyordu. "Herşey için teşekkür ederiz. Siz olmasaydınız belki şuan ben... Neyse umarım tekrar görüşebiliriz.
" teşekküre gerek yok biz yapmamız gereken şeyi yaptık." demişti. Belki bu sayede içleri daha da rahat ederdi.
Birinin kereme sarılmasıyla kim olduğunu anlamıştı kerem. Sezgindi ve kokusundan tanımıştı. Tereddüt etmeden kollarını ona dolamıştı.
İkili bir süre sarıldıktan sonra kerem arabaya binmek için sezginden ayrıldı.
Meftun da ilk olarak sezgin abiye sarıldı. Daha sonra cihana baktı. Onada sarılmak istiyordu. Acaba sarılırsa kötü bir tepki verir miydi?
Bir süre daha bekledikten sonra meftun "sarılabilirmiyim?" diye sordu.
Cihanse başını salladığında meftun yavaş bir şekilde kollarını karşısındaki adamın boynuna doladı. Fakat karşısındaki adam hiç bir atakta bulunmamıştı.
Meftun ondan ayrılacağı sırada beline dolanan kollarla kalbi adeta depar atmıştı.
Yeniden kollarını bu kez daha sıkı olacak şekilde sarılmıştı. Taki Sezgin'in sahte bir öksürükle onları ayırıncaya kadar. Ayrıldıktan sonra meftun da arabaya bindi.
Daha sonra yeni evlerine gitmek için yola koyuldular. Sezgin yada cihan için öyleymiydi bilmiyordular ama kerem ve meftun artık onları bir aile gibi görüyordu lar.
Belkide aşık?
~~~
Özür hemde çok özür dilerim geç bölüm attım. Bunun sebebi üniversite sınavı ve stajım. Vee yaklaşan lanet sınavlaar
Neyse seviyorumm sizi😗😗